uefa kupasında inter milan'a elendikten sonra tüm gücümüzle lige dönmek zorundaydık. çok iyi bir kadroya sahip olmakla birlikte deplasman maçlarında istediğimiz sonuçlan alamıyor ve bunun nedenlerini kendi aramızda tartışıyorduk. kendi sahamızdaki fenerbahçe maçına çıkarken de geçen sezondan kalan hesabımızı görmeyi çok istiyorduk. ancak kendimize yakışmayan bir oyun sonrası berabere kalarak bizlere güvenenleri hayal kırıklığına uğrattık. trabzonspor'dan şampiyonluk beklentileri azalmaya başlamış ve takım olarak yine eleştirilere maruz kalmıştık.
ligin ilk yarısının sonları gelirken form düzeyimiz yükselmeye başladı. ali sami yen'de galatasaray karşısına çıkarken maçı kendi lehimize çevireceğimize yürekten inanıyorduk. ilk yarıda gerçekten muhteşem oynadık. tuncay'ın iki golüyle iki farklı öne geçmemize rağmen bu arkadaşımızın kırmızı kartla oyun dışı kalması sonrasında maçı 2-2 bitirdik. büyük avantaj kaçırmıştık. soyunma odasına hüzün hâkimdi...
bu maçta adamın biri sigara satıyordu galatasaray sigarası diye pazarladıgı sigara paketinin içinden maltepe sigarası çıkıyordu.pakedin dışı galatasaray ablemli ve sarı kırmızıydı fakat içinden maltepe sigarası çıkıyordu bayagı bir sigara sattıgını görmüştüm satıcının
raşit çetiner hayranıydım ve raşit ilk yarının son dakikasında yagmurlu havada golü atmış durumu 2-1 yapmıştı ben raşit"i cok sevdigimden raşit"in attıgı gole en cok ben sevinmiştim.
ben ve arkadaşlarım eski açık trübündeydik raşit aksi tarafdaki kaleye atmıştı golü
ikinçi yarı galatasaray cok bastırmıştı ve penaltıdan bir gol daha atmıştı maç 2-2 bitmişti
bu mactan hatırladıgım bir şey daha var oda üstümüzün başımızın camur deryasına dönmesiydi stada girme mücadelesinden olmalıki camura bulanmıştık. .