halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
bir fenerbahçe-galatasaray maçı öncesi gözler buğulanmıştı. ünlü bir fenerbahçeli atletin bahtsız yavrusu hayata gözlerini kaparken, son arzusunu dile getirmiş, "ne olur, yarınki maçı fenerbahçe kazansın," elemişti sarı-lacivertli atlet de bunu futbolculara duyurmuştu. gerçekten o gün fenerbahçe takımı her zamankinden çok farklı bir hırsla, azimle oynadı, sahadan da 2-0 galip ayrıldı.
o sıralar fenerbahçe'de ünlü macar hoca molnar vardı. kendine özgü türkçesiyle molnar'ı dinlemek, ilginçti. galatasaray'ı yendikleri gün molnar "işte fenerbahçe.. yok bugün ben konuşmak.. var fenerbağçe konuşmak" diyordu. sarı-lacivertliler daha sonra göztepe'yi ve beşiktaş'ı da yeniyorlardı. fenerbahçe'nin göztepe'yi yenmesi önemliydi. çünkü izmir takımı o günlerde istanbullulara kök söktürüyordu. fenerbahçe'yi de kaç kez çelmelemişti. molnar, göztepe'yi 1-0 yenip de ters talihi düze çevirdikleri maçtan sonra şunları söylemişti: "göztepe var iki beyin.. nevzat var beyin, gürsel var beyin.. moinar düşünmek onlar.. markaj nevzat, markaj gürsel.. yok nevzat gürsel var fenerbağçe çok.. bir gol az var.. çok gol var fenerbağçe.. var lazım atmak beş gol.."
(haftalık yayın yapan fotospor dergisinden alıntıdır.)
"galibiyet çiçeği fenerbahçe'nin bahçesinde haftalardan beri böylesine alımlı açıyordu. fenerbahçe haftalardan beri ilk kez böylesine mutluluk verici bir zafer şemsiyesinin altındaydı. ve galatasaray, o dikenli, o kişiyi kahreden üzüntünün ortasında kalıvermişti."