not:aşağıdaki anı da skor 3-1 deniyor ama goller tutmuyor.ilginç bir anı olduğu için buraya yazıyorum.
fenerbahçenin "mikro" lakaplı mustafa güven ile yapılan röportajdan:
mustafa ağabey;bir fb-beykoz maçı idi. beykoz kaptanı merhum mehmet ekerbiçer(ağabeyle karşı karşıya geldiniz. ekerbiçer çok uzun boylu idi. şarkı da olduğu gibi bacak arasından geçmediniz ama gazeteler hep öyle yazdılar. hatırlıyormusunuz?
-tabii! tabii anlatayım bakın mehmed ekerbiçer iki metre boyunda bense,1.60 boydayım. numaralı tribünlerin şeref tribünü önünde idik. top orada havaya dikildi. ekerbiçer ayağını kaldırdı. ben de kafayla giriştim. top,kafayla bacak arasında sıkıştı. ben,topu kafayla kurtarırken ekerbiçeri’ de yere devirmiş oldum. orta yaptım. gol oldu,maçı 3-1 aldık. maçın gollerini bir tane ben,iki tane puşkaş ergun atmıştı. benim yaptığım ortayı ergun gole tahvil etti. dönerken baktım mehmed ekerbiçer hâla yerde yatıyor. yanına gittim. elinden tuttum,affedersin ağabey kalk dedim zâten adana’dan tanışıyoruz o mersin’de oynardı. ben onu yerden kaldırırken şeref tribünlerinden kahkahalar yükseldi. asalete bakın yerden kalktıktan sonra sağbek ’e çekildi bir daha karşılaşmayalım diye yoksa o ka dar kuvvetli bir adamdı ki,bir tekme atsa kendimi pistte bulurdum. 56 numara ayakabı giyiyordu.
milli ligin dördüncü haftası bugün şehrimi ve ankara'da yapılacak dört maçla kapanacaktır.
dün, istanbulspor'u güçlükle mağlûp eden fenerbahçe'nin saat 17.15 de beykoz'la yapacağı maç hayli çetin geçmeğe namzettir. dinlenmiş sarı - siyahlıların fenerbahçe'den bir beraberlik koparacağı sanılmaktadır.
beykoz karşısında sarı - lâcivertlileri 3-1 galip getiren golleri nedim, şeref ve lefter kaydetti
necmi tanyolaç
fenerbahçe oyunun başında fazla ümitli değildi. seyirci dahi işin farkındaydı. hattâ, nedim'in ilk devrede attığı gol dahi ümitsizlik bulutlarını dağıtmaya kâfi gelmemişti.
sarı - lâciverttiler futbol maratonunun 8 inci günündeydiler ve fikstüre sığdırılan bu kısa müddet içerisinde 5 inci maçlarını oynuyorlardı.
takım değişiyor
...ve ikinci yarı başladı. ilk devrede lüzum görlen değişik düzende «sağbekte osman, santrhafta özen sğhafta tuncay» ısrar eden sarı - lâcivertliler 49. dakikada 2-0 öne geçiyorlardı. şeref ceza sahasının sağından aldığı topu, iğne deliği kadar ufak bir boşluktan filelere uzatmış, bunu yeni akınlar takip etmişti. fenerbahçe ilk devreye nazaran canlı oynuyor ve sık sık pozisyon buluyordu. bu fırtına arasında oyunun en güzel hareketleri sıraya girdi. abdullah'ın bir şutu hâzım'ı sola uçuruyor, yazık ki topu sağ direğe çaktırıyordu. seyirci pozisyonun güzelliğinden heyecan içinde, falan derken, lefter nedim'in pasına lefter'e yakışır bir sol vole çıkarıyordu. yaaık ki, bu da diğeri gibi kaleciyi ters köşeye uçuracak, topu direklere kadar götürebilecekti... diri beykoz atlattığı bu tehlikeden kısa bir zaman sonra şirzat'ın golüyle bir ümit ışığı daha yakaladı. erol'un pasını şirzat, rahat bir vuruşla fenerbahçe filelerine bırakacak ve durum 2-1 olacaktı. ve nihayet lefterin ayağına sıra geliyordu. koca lefter için penaltıdan daha kolay bir frikikti bu.. ceza sahasının başladığı yerden vurdu topa. top süzülürcesine beykoz kalesinin köşesine gitti,- orada asılı kaldı. beykoz henüz maçı bırakmış değildi. hattâ, beraberlik için bir başka frısat da yakaladı. nedimin şirzat'ı düşürüşüne kesilen penaltı cezası bu fırsatı yaratabilirdi. saim yaptı atışı. sahanın en iyisi hazım fırladı ve önledi penaltıyı.
fenerbahçe, zor maçı her şey bir tarafa - fazla parlak bir günümde olmamasına rağmen - rahat alıyordu. bizce, süpriz sayılabilecek netice bu idi.