1962/63 devresi milli lig'i, bugün istanbul, ankara ve izmir'de yapılacak karşılaşmalarla başlayacaktır.
yeni futbol yılının açılışı dolayısiyle üç şehirde valiler bölge başkanı olarak birer konuşma yapacak ve kulüplere başarı temennisinde bulunacaklardır.
mithatpaşa stadında tertiplenen törende vali niyazi akı bir konuşma yapacak ve bunu takiben saat 15.30 da beykoz - feriköy takımları milli ligin ilk maçını oynayacaklardır.
kararlar ve kanunları tetkik dairesinin kararından sonra başkanlığın müdahalesiyle 20'ye, futbol federasyonunun teşebbüsü üzerine de 22 takıma çıkartılan milli lig bu seneye mahsus olmak üzere iki grup üzerinden oynanacaktır.
ilk kademe maçları
kulüpler arasında ikilik yaratan ve merkez iştişare heyetinin tasvibinden geçen yeni statüye göre milli lig'in 22 takımı iki grupta bugünden itibaren ilk kademe maçlarını oynamaya başlayacaklardır. ilk kademenin sonunda her gruptan ilk altı dereceyi tutturan 6 şar takım deplasmanlı olarak milli ligin final turuna katılacaklardır. böylece ikinci kademe 12 takımdan müteşekkil bir grup haline gelecek, grup 7, 8 ve 9 uncuları 6 takımlık yeni bir küme teşkil ederek federasyon kupasına gireceklerdir. gruplarında 10 ve 11. olan takımlar ise milli ligden düşecek ve gelecek seneden itibaren mahalli lig kulüpleriyle birlikte türkiye ikinci milli ligine dahil olacaktadır. milli lig 1963/64'de 18, 1964/65 sezonunda da 16 takıma indirilecektir.
milli lig ihtilafının henüz başgöstermediği günlerde alım, satımı bitün kulüpler transfer faaliyetine imkânları nöbetinde ayak uydurmuş ve kadrolarını takviye etmişlerdir. milli lig kulüpleri bu sene transfere 2.422.000 lira harcamışlardır. bu rakam, mali darlığa rağmen bütün kulüplerin yeni mevsime iddialı girdiklerini ortaya koymaktadır. transfer ayında metin, tarık ve kadri'yi kazanan g. saray, milli lig şampiyonluğuna peşinen ortak olurken, beşiktaş da başta kaleci özcan olmak üzere yaptığı isabetli aktarmalarla diğer rakiplerinden geri kalmadığını göstermiştir. şampiyonluğun diğer namzedi fenerbahçe transfer ayını en sakin geçiren kulüp olmuş ve kadrosuna kaleci hazım, tuncay, ibrahim ve gençleri almıştır. bunun dışında hemen her kulüp milli lig'e değişik hüviyetteki ekipletriyle katılacaktır. milkli lig'in, kanuni zaruretler sebebiyle aldığı yeni şeklin, müsabakalara olan rağbeti arttıracağı tahmin edilmektedir. zira, her iki grubun ilk altısında yer alma arzusu başlangıçtan itibaren bütün maçlara mücadele havası kazandıracaktır. ancak, küme düşme tehlikesinin geçen yıl yarattığı buhran, bu devrede pek çok kuulübü daha dikkatli olmaya mecbur edecektir.
saat 17.30 da ise fenerbahçe, hazırlıklı rakibi kasımpaşa'ya karşı iki puan ümidiyle sahaya çıkacaktır: «hazım - atilla, özcan - özer, naci, şeref - hilmi, lefter, ibrahim, selim, yüksel» tertibinde dizilmesi beklenen sarı - lâcivertli takım oyunun favorisidir.
üç lâfımız var... üç kesin laf. birincisi hakeme, ikincisi fenerbahçe'ye, üçüncüsü seyirciye...
okuyucuya sözümüz hepsinden sonra.
önce hakeme
hakem spor sahalarının mutlak hakimdiri. onun kararının istinafı, temyizi yoktur. bunun içindir ki spor hakemi, bir hakimden daha titiz davranmağa mecburdur desek kimse bunu garipseyemez. ve hiçbir hakem bir sporcuya kızıp o sporcunun mensup olduğu takımdan hırsını almağa teşebbüs edemez. siz böyle yaptınız özselçuk... lefter size itiraz edince ona ihtar verdiniz. tekerrüründe gerekeni yapardınız. halbuki sırf bu sebeple fenerbahçeye yüklenmenizi ve hele hele oyunun son yirmi dakikasında âdeta oyunu bırakıp, abandone edişinizi kimse savunamayacaktır. ama bunun asıl sebebini aramak icabederse, oyunun başından itibaren «otorite kurmak» kompleksi içinde oteritenizi sarsıcı davranışları hatırlatmak lazım size...
sonra f. bahçe'ye
elhak!. hakem maçı çok kötü idare etti... ama bu fenerbahçenin puan kaybetmesine hakem sebep oldu demek değildir. bu fenerbahçe, bu kadrosu ile dün kasımpaşadan daha iyi oynadı ve iki puanı hak etti diyebilen idareci, futbolcu, taraftar varsa, lütfen duraklamalı ve vicdanı ile başbaşa kalmalıdır. eğer kasımpaşalılar yakaladıkları hem de fenerbahçelilerin hatâları ile yakaladıkları fırsatları değerlendirseler beraberlik bile bir hayâl olurdu sarı - lacivertliler için... zaten özer'le hâzım'ın müştereken kurtardıkları birkaç pozisyon az daha fenerbahçenin beraberliğini de alıp gidecekti.
kısası şu ki, fenerbahjçe hatırlayabildiğimiz zamanların en kısır ve beceriksiz futbollarından birini oynadı, dün...
daha sonra seyirciye
hakem kötü oalbilir. oldu da... fenerbahçe puan kaybedebilirdi. kaybetti de... ama bu, spor sahasına şişe atmak hakkını kimseye veremezdi. her zaman söyledik, şimdi de tekrarlıyoruz: hatalar, hem de fahiş hatalar karşısında bile kendine hakim olamayan insanların spor sahaları civarında yeri yoktur. hatta seyirci olarak bile...
birkaç söz de okuyucuya
maçı mı anlatmamızı istiyorsunuz? boşuna beklersiniz. çünkü sahada kasımpaşanın futbolu çok iyi bilen iki yan hafından ve aynı kasımpaşanın mükemmel kademeli müdafaasından başka birşey yoktu. heyecan mı? o da ancak son 25 dakikada vardı. ama şu, spor heyecanı, futbol heyecanı değil, «cinayet şimdi çıktı, şimdi çıkıyor» heyecanı idi.
halbuki biz bu sütunlarda spor tenkidi yapacaktık. ne diyelim?
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak «seyirciler, hakemler hakkındaki menfi tezahürata son vermezlerle milli lig maçlarını iptal edeceğiz» demiştir.
apak federasyonun ayrıca emniyetten sıkı tedbir almasını isteyeceğini de söylemiştir.
dün oynanan fenerbahçe - kasımpaşa maçından sonra hakem sedat özselçuk'un kararlarına sinirlenen seyirciler bir müddet hakemi mithatpaşa stadında abluka altına alımışlardır.
bu arada bir şahıs özselçuk'tan ve federasyondan davacı olduğunu bildirmiş fakat daha sonra ortadan kaybolmuştur.
seyircileri bu şahsın hareketi galeyana getirmiştir. federasyonun maçları iptal etmekte kararlı olduğunu izahatına ilâve eden apak bu hususta devlet büyükleri ile de görüşeceğini açıklamıştır.
şampiyonunu "final grubu"nun, düşenlerini "grup maçları"nın belirlediği 1962-63 milli lig maçlarının bence daha enteresan bir yönü var ki, herhalde dünyada örneği yoktur.
1962 temmuz ayı yeni sezonun kaç takımla oynanacağı münakaşaları ile geçmektedir, federasyon üzerinde büyük siyasi baskı vardır, ancak o.ş.apak direnmektedir, ta ki başbakan ismet inönü'nün 4.8.1962 tarih ve 191 sayılı talimatına kadar(kaynak : futbol yıllığı 1963-tff yayını), inönü yazısında milli lig'in yeni sezonda 20 takımla oynanmasını emretmektedir. bunun üzerine 16 ağustos'ta toplanan orhan şeref apak yönetimindeki federasyon 2 takımda benden diyerek yeni sezonda "milli lig"in 22 takımla oynanmasına karar verdi ve uygılama esaslarını belirledi.
gruplarını 7-9 sıralarda bitiren toplam 6 takım "federasyon kupası" adıyla belirlenen bir hedef için oynadılar. bu maçlar sonucunda hiçbir takımın ligten düşme riski yoktu, düşen 4 takım zaten grup maçları sonucunda belirlenmişti. hiçbir takımın ligin üst sıraları için mücadele etme durumu da yoktu.
bu organizasyon bu takımların zamanı boş geçirmemeleri ve biraz da olsun hasılat elde amacıyla düzenlenmişti, federasyon hasılatın yeterli olmayacağını da düşünmüş ve baştan bu kulüplerin her birine 30.000 tl teselli yardımında bulunmuştu.
sonuçta her yönüyle enteresan bir sezonmuş 1962-63.
not: bilgi, sezonla ilgili genel bir açıklama içerdiği için, 62-63 sezonudaki ilk maçlardan birine yazdım...