milli lige bugün mithatpaşa stadında yapılacak iki karşılaşma ile devam edilecektir.
üç haftadan beri milli ligden uzak kalan fenerbahçe, saat 14.45'de ankaragücü ile karşılaşacaktır. evvelki gece altınordu ile oynadığı türkiye kupası maçında, taraftarlarını memnun eden bir futbol gösteren sarı - lâcivertliler, aynı oyunu tekrarladıkları takdirde, mithatpaşa'da ankaraücü'nden puan alabilirler.
nedim ve lefter'in golleriyle 2-0 biten maçta, santrhaf özer, sahanın en başarılı oyuncusu olarak gözüktü
halit kıvanç
pek neşeli başladı dünkü fenerbahçe - ankaragücü maçı... futbolcular sahaya çıktığında, fenerbahçe forması giymiş bir oyuncu, önce merak, sonra da ilgi uyandırdı: bir sinema yıldızıydı bu...
evet, bir film sahnesi için, ısınma anlarından faydalanılıyor ve işte artist orhan günşiray, fenerbahçe oyuncusu olarak kaleye, hem de ne |şutlar atıyordu. doğrusu yıldızın bu bombalarını görse, federasyon başkanı adaşı bile «bologna'da böyle şutlar atsaydık, altı tane olmazdı» derdi.
kısacası, futbolümüz bologna'da komediyle başlayıp dramla biten bir tiyatro konusu olmuştu. dün de mithatpaşada sinema girdi futbolümüze...
ve film bitince maç başladı. ilk beş dakikada ankaranın sarı - lâcivertlileri daha canlı idi. sonra üstünlük istanbul sarı - lâcivertlilerine geçri. bu arada iki kale de önemli tehlikeler atlatmış, nedim'in ortası, ertan'ın frikiki, lefter'in şutu, karşılıklı korku yaratmıştı.
fenerbahçe, sık sık gol pozisyonuna giriyor, ama forvetin dizilişindeki, hata takımın tertibindeki yadırgatıcı şekil, bu pozisyonların sonuçlanmasına imkan vermiyordu, iyi bir haf olan hüseyin, forvette aynı başarıyı gösteremezken, üç ortada daima tehlikeli ve şu sirada da formda nedim, açıkta aynı randımanı veremiyordu. buna karşı ankaragücünde ertan ve salih, bilhassa kontrataklarda fenerbahçe yarı sahasına iniveriyorlardı. ancak, özer, çok kimsenin ummadığı derecede başarılı bir santrhaf olarak hemen her akına karşı duruyordu.
değişen tertip ve goller
kırkbeş dakikalık gayretler, karşılıklı netice vermeyip de, ilk yarı 0-0 kapanınca. fenerbahçe ikinci devreye tertip değiştirerek çıktı. nedim ortaya alınmış, hüseyin açığa verilmişti.
fenerbahçe, bu yarıya rüzgar gibi başladı ve hemen ilk dakikada ilk golü kazanıverdi. mustafa, avuta gideceği sanılan topa yetişmiş, kontrol etmiş ve tam çizgi yanından, hem de nefis bir vuşukla ortasını yapmıştı. nedim sıçradı, şahane bir kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı filelere gönderdi.
fenerbahçe'nin süratli ve kombine oyunu, daha da güzelleşmişti şimdi. işte ilk golden beş dakika geçmeden, gene mustafanın ortası topu kale ağzına getirirken, atak yapmak isteyen nedim, bir çelme ile kendini yerde buldu. bu tipik penaltı idi. iyi bir idare gösteren hakem gürüz de, kararı süratle verdi. lefter, penaltı noktasına konan topu mükemmel bir vuruşla ağlara yolluyor ve emektar çağında da «penaltı ustası» ünvanını koruduğunu ispat ediyordu. gller çiftleşmişti. ve bu, maçın sonucuydu artık...
fenerbahçe takım halinde gerçekten seyre değer bir futbol gösteriyor, ankaragücü de ezilmeden karşılık verdiği için, oyunun kalitesi yükseliyordu. bu arada (72. dakikada) ertan'ın, tam tabiriyle «bomba» frikikiyle gelen top, özer'i devirecek, ama çok geçmeden kalkan özer, gene «sahanın en iyisi» olarak maça devam edecekti.
fenerbahçe, ankaragücü gibi çetin ve tehlikeli bir rakibini, net sonuçla (2-0) yenmiş, özellikle maçın ikinci yarısında gösterdiği futbolle de mithatpaşaya gelen onbini aşkın seyircinin bu zahmetini boşa çıkarmamıştı.