vefa’nın film şirketi sahibi balkanı nevzat pesen, galatasaraylılara müracaat ederek, ahmet çeloviç’in kendilerine kiralanmasını istemiş sarı – kırmızılılar, pesen’den para talep edince, yeşil – beyazlı kulübün başkanından şöyle bir teklif gelmiş: «siz, bizden para istemeyin. biz ahmet’i oynatalım, forma sokalım ve gelecek sene de siz faydalanın». peki çeloviç’e kaç para vereceksiniz diye sorulunca, filmci başkanın cevabı şu olmuş: «ahmet’e film çevirttireceğim, parasını oradan çıkaracak. vefa’da da tıkır tıkır futbol oynayacak…»
türkiye ligine bugün şehrimizde vefa – eskişehirspor, ankara'da demirspor – bursaspor maçları ile devam edilecektir. şu anda türkiye liginin en alt sırasında bulunan ve durumunu düzeltebilmek için hiç olmazsa kendi sahasındaki maçlardan iki puan almak sorundaki vefa, avrupa fuarlar kupasından elendikten sonra bütün gücünü lige çeviren eskişehirsporu bulacak karşısında. saat 14.30'da ali sami yen stadında yapılacak karşılaşmada kırmızı-siyahlılar galibiyete daha yakın görülürken, yeşil - beyazlıların bir beraberlik alması da sürpriz sayılmayacaktır.
yeşil – beyazlıların tutuk oynadığı maçta aybay eskişehirspor’un golünü saymadı.
vefa iyi yolda değil...
vefa’nın futbolu, vefa’nın kondisyonu, vefa'nın taktiği bu ligi kaldıracak güçte değil…
vefa, üç yıldır tam maratonda kurtardığı paçayı, bu defa kaptıracağa benziyor…
evet, bugüne dek tam sekiz maç oynadı yeşil - beyazlılar, aldıkları puan sayısı dünkü ile üç. kayıpları ise, onüç...
kısacası, vefa'nın durumu güç, kurtulması için biraz erken olmakla beraber mucize lâzım...
«ya eskişehirspor?...»
nerede geçen yılın fırtına kıryılın transfer bombalarının çoğu eskişehirspor'da toplandı… ama, oynayan yok... bir halil seyrettik dün —bombaların büyüklerinden— ayağına koca oyunda bir-iki top değdi o kadar… eskişehirspor sezon başı olmasına rağmen, isteksiz, arzusuz, bıkkın bir moral çöküntüsü içinde göründü bizlere...
hakem ertuğrul aybay, burhan’ın attığı golü neden saymadı anlayamadık… ofsayt desen, nihat topa çizgi üzerinden ortalamıştı, faul desen, burhan aradan kimseye değmeden fırlamıştı, pozisyona bizden biraz yakın aybay, bu kararı verirken kendince bir bildiği, bizce ise bir bilmediği vardı...
10. dakikada erdinc, 37. dakikada nedim birer fırsat kaçırdılar… sonra ikinci yanda 49. dakikada doğan'ın vuruşu yan filelere çarptı…
ya ondan sonra?
ondan sonra da ortada koşuşan, kalelere şuursuz akınlar yapan, gole gitmesini bilmeyen adamların acaip hareketlerini seyrettik o kadar...
seyircisi ile, bütünü ile ufalmış bir eskişehirspor vardı dün vefa’nın karşısında.. o bir avuç seyirci bile tam arkasında değildi kırmızı – siyah’lı takımın... kısacası belli ki, artık seyircisi eskişehirspor'a, eskişehirspor da kendine güvenemiyordu eskisi kadar... ne kondisyon fizik eksikliği, ne taktik yanlışlığı ne şu, ne de bu… bu genel sarsıntının, bocalayışın sebebi bütün bunlar değildi bizce. . teker teker zinde, diri olmayan yoktu eskişehirspor’da... vefa’nın kalın defansını aralamak, kale önünü boşaltmak için akıllı çekilişler, oyunu kanatlara götürüşler de düşünülmüştü pekâlâ…