nihayet aylardan beri beklenen maçın oynanacağı gün geldi. izmir ve ankara'da olduğu gibi istanbul'da da atletizm pistine seyyar tribün kurulmuştu. deniz tarafındaki büyük merasim kapısından başlayarak bütün numaralı tribün boyunca uzanan bu portatif tribün, gazhane tarafındaki kale arkasında son buluyordu. bu tedbire rağmen stadın alabileceği seyirci kapasitesi 25 binin biraz üzerindeydi. dışarıda kalma tehlikesi yaşamak istemeyen futbol hastaları bir gün öncesinin akşamından "kamp kurup" geceyi betonların üzerinde yatarak geçirmişti. bazı sporseverler üst üste iki gün süren bir spor şöleni yaşamıştı. bunlardan biri o tarihte darüşşafaka lisesi öğrencisi olan alpay öz'dü: "hiç unutmuyorum, bizim (darüşşafaka) bir maçımız vardı spor sergi sarayında. o maçtan sonra kalıp fenerbahçe-galatasaray basketbol takımlarının maçını seyretmiştik. can bartu o maçta oynamıştı. ertesi gün de dolmabahçe'de meşhur macar milli maçı vardı. salondan çıkıp aşağı indik. gece stadın önünde gazeteleri yere serip kaputları üstümüze çekerek yattık. o maçı da seyrettikten sonra döndük okula."7
2001 yılında oygur yamak'ın yaptığı söyleşide eşfak aykaç bu maçla ilgili şunları söylemişti: "maç ertelenmese idi başka bir kadro ile oynayacaktım. kadroyu ilan etmiştim. macarların (izmir ve ankara) maçlarını seyrettikten sonra kadroyu değiştirmek zorunda kaldım. on bire aldığım oyuncu da olmuştur, oyundaki görevlerinde değişiklik de yapmışımdır... oyun planımızı da bütünüyle değiştirdim." aykaç değiştirdiği planı şöyle açıklamıştı: "macar takımının orta sahasında yer alan oyun kurucularını, yani puşkaş'ı ve bozsik'i durdurmak, sol taraftaki czibor'u kontrol altına almaktan ibaretti ana hatlarıyla oyun planımız... bunu yaparken klasik anlamda forvetin sağ iç mevkiinde oynayan coşkun'u geri çekerek, orta sahada oyunun tanzimi görevini ona vererek, oyunun ondan başlaması şeklinde düşündüm." eşfak aykaç'ın sözlerinden coşkun özarı'nın bu maçın kazanılmasında önemli rol üstlendiği anlaşılıyor. bir diğer unsurun, rakibin en önemli silahı puşkaş'ı etkisiz hale getiren beton mustafa olduğunu şu sözlerle belirtiyor: "görevini eksiksiz yaptı. o kadar başarılı ve aman vermeyen bir markaj yaptı ki, puşkaş sıfır oldu, hiçbir şey yapamadı. 10 dakika kala tükendi çocuk, 'beni çıkar,' dedi. yerine saim'i aldım."11