bu maçı sakarya caddesi'nde, alkaralar olarak toplu şekilde izlemiştik. maç bitip, finale yükseldiğimiz zaman takımın maç sonu hemen uçakla ankara'ya döneceğini öğrenip, beştepe tesisleri'nin önünde soluğu almıştık. yaklaşık 30 kişilik bir grup olarak gece 1'den sabaha karşı 3-4'e kadar takım otobüsünü beklemiştik. geldiğinde de meşalelerle, tezahüratlarla karşılamıştık. elbette ilgi odağı rövaşata golü atan tuna üzümcü idi.
yıllar sonra dün, bu anıyı olayın diğer tarafında olan birinden dinledim. turgay keskin'den... şu anda gençlerbirliği eski futbolcular derneği'nde görev yapan, 1979-1981 yılları arasında gençlerbirliği'nde kalecilik yapmış, 2007-2008 sezonunda ise a takım'da kaleci antrenörü olarak çalışan ve o gün takım otobüsünde olan turgay keskin'den.
dövüşenler de var bu havalarda, 70-82: düşüş yılları belgesel projesi için dün gittiğim dernekte konuşurken laf lafı açtı. turgay abi 70li ve 80li yıllarda gençlerbirliği'nde nasıl bir ruh olduğunu, tüm imkansızlıklara rağmen o insanların mücadele ettiğini anlatıp, "işte gençlerbirliği böyle bir kulüptü" diye bitiriyordu sözlerini.
ardından "bak sana bir anekdot anlatayım" diye girdi söze: "2008'de ben a takım'da çalışıyordum. kupada finale kaldığımız galatasaray maçı sonrası saat gecenin bilmem kaçı. tesislere bir döndük, onlarca taraftar bizi bekliyor tesislerin girişinde. ama görsen hepsi üniversite öğrencisi, pırıl pırıl gençler. onları görünce, 'işte bu dedim, gençlerbirliği ruhu, 70lerin, 80lerin ruhu, gençlerbirliği camiası bu' dedim kendime. gözlerim doldu."
turgay abi anlattıkça lafa giresim geliyordu ama kesmek istemedim. sonuna kadar dinledim. o bitirince de, "turgay abi ben de o gün tesislerde takımı karşılayanların arasındaydım" dedim.
benim de gözlerim doldu.
yıllar önce bir gece aniden karar verilerek gidilen ve yapılan bir olayın, diğer tarafındaki bir kişiden böyle sözler duymak, buna değer veren, hele hele gençlerbirliği'nin ruhu, geçmişi, geleneğine bağlayarak o anı hisseden ve yaşayan birinden dinlemek, paha biçilemez bir deneyimdi.
zeynel soyuer'in yazısında bahsettiği turgay keskin, 94-98 yılları arasında amatör olarak minik, yıldız ve genç takımlarında oynadığım esnafspor'un altyapı hocasıydı. futbol bilgisinin yanında takım oyununa inanan, sahada ve saha dışında arkadaşları ile geçinemeyen, huzursuzluk yaratan oyuncuları, ne kadar iyi olursa olsun asla oynatmayan bir hocaydı. kısa pası severdi, ayağında fazla top tutandan, sorumsuz davranan, yerine dönmeyen, adamı hakeme sardıran oyuncudan hemen soğurdu. "maç 90 dakika oynanıyor ve bu 90 dakikanın 50 dakikasında top oyunda kalıyor. sahada 20 oyuncu var ve bu 20 oyuncu ortalama 2.5 dk topa dokunuyor. evet işte sadece 2.5 dakika topa dokunmak için buradayız. bu yüzden topa dokunduğun 2.5 dakikada ne yaptığın çok önemli... ayrıca topa dokunmadığın 87 dakikada ne yaptığın da en az o kadar önemli. ayağın ne kadar iyi olursa olsun, 2.5 dakikada topu ne kadar iyi kullanırsan kullan, seni iyi bir futbolcu yapan 87 dakikada aldığın pozisyon, gittiğin yer, yaptığın boş koşudur." derdi. güzel bir futbol görüşüne sahipti, eğer futbolu doğru anladıysam, bunda turgay hoca'nın büyük payı vardır.
galatasaray 1 - 1 genclerbirligi (gencler go though to the final 2-1)
singalong now... "were on our way to ..... " . mmm. unfortunately we don't actually know where we are going. we beat up galatasaray and we are in the final but we have no idea where the final is going to be.
so let me start this post with a general broadside attack on the complete and utter idiots that run turkish football. actually i'm not going to make that attack, only because anyone with half a brain must realise that it would have been nice to have set a host for the final... perhaps say, 12 months ago. bloody idiots.
so, i have no idea where we will be playing the final on may 7. all i know is that the opponent will probably be kayserispor who go into their second leg against rizespor 3-0 up. that match is wednesday night.
so what happened tonight?
i'm not really all that sure.
spine and myself were joined by some... well... people we know... the only one to be mentioned should be the white-shoed agrarian socialist/capitalist collete, who actually thought i was from melbourne. evil girl.
collette, whom none of us had met before, did not actually realise that we actually were at the kapadokia to watch genclerbirligi, and not to talk to her or her boyfriend. still, i think we balanced our responsibilities in that department.
onto the match... well i actually didn't see much of it. (talking to spine all the time).
i haven't seen any reports yet but i think it was all galatasaray. our keeper recep made a few good saves and if anything i would say we were lucky to go into the break 0-0.
words of wisdom from bakkal and we were on. chance after chance after chance was created... but none were taken.
attack after attack after attack, and finally el saka sent a ball in for mr. tuna grape to sort-of bicycle kick into the goal.
into injury time and former gencler player umit karan scores. 1-1
that's it. we win on away goals and i am one happy boy.
i have no idea if the above very short match report is correct and i don't care. we are off to the final, and no matter where it is, i'm going.
oh yes, i almost forgot the last bit of the comedy. galatasaray get a penalty towards the end (surprise, surprise - gencler were denied a penalty earlier on). lincoln takes the shot and recep saves.
ps: we shall be organising a trip to the final, wherever it may be. if you are not on our e-mail list then let me know in the comments section.
14 kezle türkiye kupası'nı müzesine en çok götüren takım olan galatasaray bu sonuçla son 2 sezonda olduğu gibi bu sezon da finalin dışında kalırken, gençlerbirliği ise tarihinde 5. kez kupa finaline yükselme başarısı gösterdi.
ligde şampiyonluk kovalayan galatasaray, fortis türkiye kupası'na yarı finalde veda etti. sarı-kırmızılılar, ilk maçta 1-0 yenildiği gençlerbirliği ile ali sami yen'de 1-1 berabere kaldı.
fortis türkiye kupası yarın final rövanş maçında galatasaray evinde gençlerbirliği ile 1-1 berabere kaldı. deplasmandaki ilk maçı 1-0 kaybeden sarı-kırmızılı ekip bu sonuçla finale yükselemedi.
ali sami yen stadı'ndaki maça ev sahibi ekip baskılı başlarken, lincoln, hakan şükür ve mehmet topal ile rakip kaleyi zorladılar. konuk gençlerbirliği ise hızlı akınlarda kahe ve hakan ile etkili olurken ilk yarıdan her iki ekip de gol çıkaramadı.
ikinci yarıya daha iyi başlayan taraf ise gençlerbirliği oldu. orta alanda rakibine baskı kuran başkent temsilcisi, ilk 20 dakikalık dilimde kahe, hakan ve mehmet ile girdiği 4 net pozisyonu değerlendiremezken, aradığı gole 76. dakikada tuna'nın röveşata golüyle ulaştı ve 1-0'lık üstünlüğü yakaladı. kalan bölümde psikolojik olarak oyundan kopan galatasaray'a 90. dakikada ümit karan'ın golü yetmedi. lincoln de uzatma anlarında bir penaltı atışında yararlanamadı ve maç 1-1'lik eşitlikle sona erdi.
maçtan dakikalar 7. dakikada lincoln'ün sert şutunda top kaleci recep'ten dönerken, kale önünde seken topa hakan şükür müdahale edemedi ve gençlerbirliği savunması tehlikeyi uzaklaştırdı.
12. dakikada sağdan ayhan'ın ortasında, ceza alanında iyi yükselen hakan şükür'ün kafa vuruşunda, top üstten auta çıktı.
16. dakikada lincoln'ün sağdan kullandığı köşe atışında, ceza alanında mehmet topal kafayı vurdu ve meşin yuvarlak yandan auta gitti.
21. dakikada servet'in yaklaşık 30 metreden sert şutunda, kaleci recep meşin yuvarlağı tokatlayarak kornere çeldi.
26. dakikada lincoln'ün ortaladığı topu ceza alanında hakan şükür göğsüyle nonda'nın önüne indirdi, ancak araya giren savunma oyuncuları, bu futbolcunun topa vurmasını önledi.
31. dakikada mehmet topal'ın ceza alanı dışından sert vuruşunda, meşin yuvarlak yandan az farkla auta çıktı.
36. dakikada mehmet çakır'ın ara pasıyla sağdan galatasaray ceza alanına giren hakan'ın yerden sert şutunda, meşin yuvarlak kaleye paralel olarak yandan az farkla auta gitti.
38. dakikada ceza yayı önünden lincoln'ün yaptığı sert vuruşta, kaleci recep uzanarak topu kornere çeldi.
45. dakikada el saka'nın pasında topla buluşan kahe'nin ceza alanına girmeden yaptığı vuruşta, top üstten auta gitti.
49. dakikada çalımlarla ceza alanı önüne dek gelen lincoln'ün vuruşu istediği gibi olmayınca, kaleci recep meşin yuvarlağın sahibi oldu.
54. dakikada ceza alanı sağ çaprazından mehmet çakır'ın sert şutunda, top savunmadan sekerek arka direkte kahe'nin önüne düştü. bu oyuncunun vuruşunda ise aykut, meşin yuvarlağı kornere çelerek kalesinde önemli bir tehlikeyi önledi.
58. dakikada kerem'in derinlemesine pasında galatasaray savunmasının arkasına sarkan hakan, kaleciyle karşı karşıya kaldı. bu oyuncunun plase vuruşunda, top yandan az farkla auta çıktı.
61. dakikada ceza alanı sol çaprazından engin'in sert şutunda, kaleci aykut meşin yuvarlağa iki hamlede sahip oldu.
68. dakikada kahe'nin arapasıyla galatasaray ceza alanına giren engin'in sağ çaprazdan vuruşu kötü olunca, aykut rahat bir biçimde topu kontrol etti.
69. dakikada mehmet çakır'ın pasında arka direkte bomboş durumda kalan kahe, rahat bir biçimde kaleye gönderebileceği topu ıskalayınca, önemli bir gol fırsatını değerlendirememiş oldu.
76. dakikada gençlerbirliği, galatasaray karşısında 1-0 öne geçti. ergin'in sağdan kullandığı köşe atışında, ceza alanında el saka topu kafayla indirirken, tuna da şık bir rövaşatayla fileleri havalandırdı: 0-1
90. dakikada sağdan lincoln'ün yaptığı ortada savunmanın uzaklaştırmaya çalıştığı top ümit'in önünde kaldı. bu oyuncu da altıpas çizgisi önünde düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı filelerle buluşturarak skoru eşitledi: 1-1
yine aynı dakikada ceza alanında addo'nun müdahalesiyle lincoln yerde kalırken, hakem hüseyin göçek penaltı noktasını gösterdi. penaltı vuruşunu da lincoln kullanırken, kaleci recep topu kurtararak kalesinde ikinci gole izin vermedi.