eski açık: 22,50 ytl kapalı alt: 45,00 ytl kapalı üst: 56,00 ytl numaralı grup 1: 80,00 ytl numaralı grup 2: 70,00 ytl yeni açık alt: 20,00 ytl yeni açık üst: 22,50 ytl
gençlerbirliği'nin turu atlması durumunda 5. kez, galatasaray'ın turu atlaması halinde ise 20. kez türkiye kupası finaline yükseleceği karşılaşma.
ek bir not olarak, gençlerbirliği bugüne kadar oynadığı 4 türkiye kupası finalinden 2'sini kazanmışken, galatasaray oynadığı 19 türkiye kupası finalinden 14'ünü kazanmıştı.
gençlerbirliğinin kupada galatasaraya karşı gene yenilmediği maç. daha önce kupada galatasarayla 2 kere karşılaşan gençlerbirliği ilk maçta 18-17 lik tarihi penaltı atışları ile galatasaraya yenilmemiş,yarı final ilk ayağında da rakibini 1-0 yenmişti.
türkiye kupası'nda ''4 büyükler'', son olarak 1987-88 sezonunda finalde yer alamamış ve sakaryaspor ile samsunspor'un yaptığı final maçında sakaryaspor, 2-0 ve 1-1'lik sonuçlarla kupayı müzesine götürmüştü.
toplam 20 arkadaş felan toplanıp sakarya'da (ankara kızılay'da cafe-barların olduğu bir cadde) maçı izledik. maç öncesi biraz gergindik haliyle. hele bir de kadronun yedek ağırlık olduğunu görünce iyice telaşlandık. maç başladı ve ilk dakikalarda galtasaray bastırmaya başladı. hele bir ara baskı o kadar arttı ki 20lerde biz bu baskıya kesin yeriz açılmalıyız demeye başladık. neyse ki, takım kısa bir süre sonra takımı stadta yaydı ve gsye top çıkartırken pres yapmaya başladı. gole ihtiyacı olan gs hava toplarına yöneldi. ilk kez ilk 11de sahaya çıkan daniel addo hepimizin hayranlığını kazandı. nerdeyse tüm hava toplarını karşıladı. el saka tecrübesiyle ve tuna'da bayağı iyi bir oyun çıkarttı ve defans hattımız neredeyse hatasız oynadı.
ikinci yarıda baskı yiyeceğiz derken akıllı bir şekilde oyunu iyice gs üzerine yığdık ve peş peşe pozisyonlara girmeye başladık. ama hepsini cömertçe harcıyorduk. böyle durumlarda gençlerin hep kötü bir huyu aklımıza gelir, gençler 10 poizsyonu "harcar", rakip tek pozisyonda gol atıp "işi bitirir." pozisyonları harcamaya devam ettikce aklımızda bu vardı. neyse ki kornerde engin ortaladı, el saka en arkadan içeri attı ve tuna 100 kere vursa tek gol atacağı vuruşu -hem de sol ayağıyla- rövaşata ile yaptı. öyle bir çoştuk ki! anlatamam. hatırlatmakta yarar var, yanlışım yoksa bu gol aynı zamanda gençlerin bu sezonki ilk korner organizasyonundan gelen gol! düşünün artık takımın ne kadar kötü bir sezon geçirdiğini!
maçın son anlarında gençlerin gardı düştü. o sırada bir karanbolden gol buldular. ardından lincoln'ün uzaktan yakından alakasız penaltısını recep süper çıkarttı. sezonun belki de en akıllı ve en güzel topunu oynadık ve 5. kez kupa finaline çıkmanın sevincini yaşadık.
maçtan sonra takımın havaalanına 01'de ineceği haberi geldi ve tesilerde futbolcuları karşılamak için gittik. saat 02:30 gibi takım otobüsü geldi. sloganlar, futbolcularla karşılıklı çekilen kırmızı-siyah tezahüratları ve en önemlisi tuna'ya söylenen güzel ve yeni bir tezahüratlarla eğlendik. ardından trabzon maçı için biraz gaz vari tezahüratların ardından kapanış ise şöyle oldu "iyi uykular gençler, iyi uykular! iyi uykular gençler, iyi uykular!"
bağış erten maçın analizini köşesinde şöyle yapmış;
teknik direktörsüz ligde kayıp vermeyen galatasaray, kupa yarı finalinde gençlerbirliği'ne elenmekten kurtulamadı. ilk maçı ankara'da 1-0 kaybeden sarı-kırmızılılar, dün rakibiyle 1-1 berabere kaldı. galatasaraylı lincoln son anlarda penaltı kaçırdı. 20 yıl sonra 'büyük'süz bir kupa finali oynanacak.
hocası olan finale mum diksin
malum, kupa gediklilerine kupa beyi denir. o zaman son on senede yedi final oynayanlardan mürekkep dün akşamki maç kupa papazıyla kupa valesini karşı karşıya getirdi diyebiliriz. fakat kozlu oyun değil pişti hesabı vale kupayı aldı, götürdü. tamam bu aralar galatasaray'ı izlemek ayrı bir zevk. hele de gizli özne olan teknik adamın izlerini aramak... fakat dün akşam takdiri asıl hak eden konuk ekipti. sıkletindeki diğer takımlara inat sanki ligden düşmek kadar bu kupayla da ilgileniyordu alkaralar. kim bilir belki de kötü giden sezona bir teselli takısı takmak için.
trabzon maçındaki fazdan girdi galatasaray. hızlı, hevesli, etkili. 7'de lincoln'ün defansın arasına gizlediği şutun ribaunduna hakan yetişemedi. aynı esnada gençler kalesindeki kaygı ise bu hevesten bir kontra patikası çıkarmaktı. ilk 15 geçilirken beklenti-aksiyon dengesini daha iyi sağlayan galatasaray oldu. araya sızmalar, uzak şutlar, kenar toplar... hepsi vardı ilk yarım saatte. hakan şükür, adnan beyler ya da cevat hoca... bu takımı kim kuruyorsa maçın başında iyi verim aldığı kesindi. 20 geçilirken nonda ve hakan'la başlayan paragrafın son cümlesini kuran servet şutu bu baskın durumun en güzel göstergesiydi. dinamizm gol getirmeyince, sarı-kırmızılılar 25 dönülürken takatten düşmeye başladı. zaten gençler de hafiften rakip sulara girmeye başlamış, niyetini daha sarih belli eder olmuştu. 30'daki penaltı itirazlı kahe pozisyonuyla ilk girişimleri de geldi. 36'da hakan aslantaş'ın şutu ise çok daha tehdit ediciydi ve oyundaki dengenin yavaştan rakibe doğru da bükülebileceğini gösteriyordu. artık rakip sahada daha sık görülüyorlardı. galatasaray ise 37'deki lincoln şutunda olduğu gibi spot olaylar peşinde koşuyordu. devre bu temayla bağlandı.
kezman'a nazire yaptı
devre arasına girerken cevat güler'in arkasından adnan sezgin de seğirtti soyunma odasına. belli ki ikinci yarı stratejisini belirleyecek konsey kararı oradan çıkacaktı. gelin görün ki 49'daki cılız lincoln şutu gibi bir hamleden daha fazlasına ihtiyaçları vardı. baskıyı yine rakip alanda kurmuşlardı ama trafik başlangıçtaki gibi akışkan değildi. bu durum alkaralar'ı çabuk heveslendirdi. 54'te kahe'nin kaçırdığı diz dövdüren cinstendi. üç dakika geçmeden bu sefer hakan aslantaş daha da beterini kaçırdı. bunlar tur getirecek hamlelerdi. hızla iki değişikliğe gitti alkaralar, çünkü zaaf anlarını yakalamışken derhal maçı koparmak istiyorlardı. lakin oyuna yeni giren engin'in ve mehmet nas'ın sert şutları da aykut'a takıldı. işler ev sahibi için giderek sarpa sarıyordu. okan ve ümit karan bu gidişe dur demek için girdi oyuna. fakat konuk ekip hâlâ tehdit ediciydi. 69'da engin'in enfes kaçırdığı mehmet çakır kahe de boş kaleye dürtemeyince, galatasaray efsunlandığına inanıp yeniden direksiyona geçmek istedi. fakat
gençler'in onca emeği boşa gitmesin diyen futbol tanrıları devreye girdi ve 77'de tuna'ya enfes bir röveşata golü attırdı: 0-1. artık 3 gol gerekiyordu ev sahibine, oysa mecalleri de inançları da kalmamıştı. ümit karan'ın 90'daki golü sadece yenilgiyi önledi. son saniyelerde lincoln penaltıyı atsa ne olacaktı ki! gençlerbirlikliler 20 yıl sonra dört büyüksüz kupa finalini çoktan müjdelemişti bile.
levent tüzemen köşeinde maçla ilgili şöyle bir değerlendirmede bulunmuş;
galatasaraylı futbolcular kupada finale çıkmayı çantada keklik olarak görüyordu. futbolcular gibi yönetim de "kupayı biz kaldıracağız" düşüncesindeydi. ancak evdeki hesap ali sami yen'e uymadı. çünkü gençlerbirliği'nin bir kupa takımı olduğunu unutmak galatasaray'a pahalıya patladı. trabzon maçını kazandıktan sonra galatasaraylı oyuncular havaya girmiş olacaklar ki, "rahat kazanırız" diye çıktıkları ve rakibi küçük gördükleri maçta kupaya yarı finalde veda ettiler.
mesut bakkal galatasaray'ı çok iyi analiz etmişti. gençlerbirliği alan savunması yapıp orta sahayı kalabalık tutarak galatasaray'ın ayağa pas yapmasını engelledi. galatasaray trabzon önünde ilk yarı kanatları kullanarak çok pozisyon bulmuştu. gençler kanatları kapatıp arda, ayhan, sabri ve volkan'ın kanat hücumlarına izin vermedi. el saka ve tuna hakannonda ikilisine yakın oynayıp hem top almalarını engellediler hem de yüksek toplarda doğru zamanlamayla kafa vuruşlarına izin vermediler.
lincoln, arda, ayhan ve nonda rakip defansın arasına sızmalar yapacaklarına pas alış verişinde ince eleyip sık dokumaya çalışınca ağa takılan balık gibi gençler savunmasına takıldılar. ön liberoda tek başına oynayan ve yeterli destek alamayan mehmet topal sık sık baskı altında kaldığı için çok pas hatası yaptı. kenarlardan bindiremeyen galatasaray, dış şutlarla golü aradı ama bulamadı.
gençler hakkıyla
ikinci yarı galatasaray adına kabus gibiydi. 55 ile 70 arasında gençler 5 net gol pozisyonunu harcadı. servet çıktıktan sonra galatasaray savunması yol geçen hanına döndü. galatasaray eleseydi gençler'e yazık olurdu. bakkal'ın öğrencileri maç boyu oyun disiplininden kopmadı, yardımlaşma ve mücadele mükemmeldi. gençler özellikle fizik gücüyle galatasaray'ı ezdi. bu gençler düşerse yazık olur. bence gençler'in ligdeki durumunun baş nedeni 19 mayıs'ın zeminidir. mesut hoca'yı kutluyorum.
ankara sakaryada bir barda seyrettik maçı. bar sahibinin ve müdavimlerinin genelde galaasaraylı olduğu bu mekanı gençler diye inlettik. alışık olmamalılar ki şaşırdılar. ama dün maçtan sonra çocuklar gibi şendik doğrusu.
ben her ne kadar maç bitiminde eve gitsem de takımın tesislerde karşılanacağını öğrenince hemen geri döndüm. tesisler bölümü maçtan daha eğlenceliydi. oyuncuların hepsinin yüzü fazlasıyla gülüyordu. oyuncular odalarına gittikten sonra bile devam ettik camlardan birlikte tezahuratlara.
bir azeri internet sayfasinda maçla ilgili şöyle bir haber var;
"gƏnclƏrbirliyi" finalda
türkiyə kubokunun yarımfinal mərhələsinin revanş qarşılaşmasında “gənclərbirliyi” - “qalatasaray” meydandan sülhlə ayrıldılar. “gənclərbirliyi” 1:1-lik bərabərliklə adını finalçılar sırasına yazdırdı. yarımfinal mərhələsinin ilk qarşılaşmasında 1:0 qələbə qazanan “gənclər” “ali sami” stadionunda ilk qolu 76-cı dəqiqədə vurdular. “qalatasaray” bu qolun əvəzini 90-cı dəqiqədə ümit karanın qolu ilə çıxdı. ilk yarı çox hərəkətli olsa da ikinci yarıya “gənclərbirliyi” çox aktiv başladı. qırmızı-qaralılar tunanın vurduğu qolla adını finala yazdırdı. “qalatasaray” hesabda irəli çıxa bilərdi. amma linkoln əlinə düşən fürsətdən istifadə edə bilmədi. 90+4-cü dəqiqədə təyin olunmuş penalti vuruşunu dəqiq yerinə yetirə bilmədi.
tuna'nın rövaşatası, recep'in penaltı kurtarışı, yedek kadro sayılabilcek bir takımın güzel oyunu ile gelen final vizesi. tesislarda futbolcuları karşılamak için beklerken basıp giden otobüsün arkasından depar atmak bile zevkliydi.
gs 2004/05 sezonu kupa finalinde fb yi 5-1 yenip şampiyon olduğundan beri oynadığı son üç yılda türkiye kupasına kendi sahasında veda ediyor. 2005/06 çeyrek final fb 3-2 yendi 2006/07 çeyrek final k erciyes 1-1 uzatmada elendi. 2007/08 yarı final g.birliği 1-1
2004-2005 sezonu devre arasında dönemin gençlerbirliği teknik direktörü ziya doğan'ın isteği ile gençlerbirliği'nin pilot takımı gençlerbirliği asaş'tan transfer edilen orta saha oyuncusu erhan güven'in gençlerbirliği formasını giydiği son maç.
76. dakikada gençlerbirliği, galatasaray karşısında 1-0 öne geçti. ergin’in sağdan kullandığı köşe atışında, ceza alanında el saka topu kafayla indirirken, tuna da şık bir rövaşatayla fileleri havalandırdı: 0-1
89. dakikada sağdan lincoln’ün yaptığı ortada savunmanın uzaklaştırmaya çalıştığı top ümit’in önünde kaldı. bu oyuncu da altıpas çizgisi önünde düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı filelerle buluşturarak skoru eşitledi: 1-1
90. dakikada ceza alanında addo’nun müdahalesiyle lincoln yerde kalırken, hakem hüseyin göçek penaltı noktasını gösterdi. penaltı vuruşunu da lincoln kullanırken, kaleci recep topu kurtararak kalesinde ikinci gole izin vermedi.
hakan şükür'ü her yönüyle örnek aldığını belirten gençlerbirlikli futbolcu ferhat kiraz, şunları kaydetti: "türkiye'de bir hakan şükür gerçeğinin olduğunu yadsıyamayız. benim çocuklarıma da anlatacağım futbolcu odur. hem saha içinde hem de saha dışındaki davranışlarıyla örnek bir isim. aynı mevkide oynamasak da hakan şükür'ü her şeyiyle örnek alırdım. bir gün onunla aynı sahada oynamak için her şeyi verebilirdim. o kadar çok seviyordum. ne güzel bir tesadüf ki, futbolu bırakmadan önce galatasaray ile gençlerbirliği arasında oynanan kupa maçında ona karşı oynama fırsatını elde ettim. onunla ikili mücadeleye girmek, hatta ona faul yapmak bile güzeldi."
yegenim barış"a olum barış sana söz bu sene galatasaray finale kalırsa final türkiyenin neresinde olursa olsun seni götürecegim deyip söz verdiğim ankarada oynanan bu ilk macın sonucunda ise yaaa dayı istanbulda nasıl olsa tur atlarız dedigi ve ali sami yen deki rövanşı iple cektigi maçtır.
ali sami yen stadına yegenim barış bu mac öncesi daha bir heyecanlı gitmişti ilk maçta ankara"da alınan 1-0 lık yenilgi üzerine ümüdini yitirmemişti valla ne yalan söyliyeyim bende galatsaray bir şekilde tur atlar diye düşünüyordum.
maçta gençlerbirligi takımı golü atınca hassstttirrr diye yüzüme acı acı bakmıştı macın sonuna dogru galatasaray ancak bir gol atmıştı ve mac berabere bitmişti yegenim barış yahu dayı ne kadar şansızım bir gol daha atsaydık finale gidecektik ne güzel gezecektik seninle demişti...bende kendisine bir gol daha atsak gene yetmezdi ilk macı 1-0 kaybettigimizi burada 2-1 kazansakta gençlerbirligi takımı bize kendi sahamızda bir gol attıgı için avantajın gene gençler takımının oldugunu anlatana kadar canım cıkmıştı.
yegenim barış,a verdigim söz hala gecerli galatasaray"ın ilk türkiye kupası finali nerede olursa olsun söz verdim onu götürecegim...