türkiye'de sivil toplum ve milliyetçilik kitabında yer alan, tanıl bora'nın "türkiye'de futbol ve milliyetçilik" başlıklı yazısından;
2- "dur tarih vur türkiye" -türkiye futbol ortamında milliyetçiliğin gelişme seyri
futboldaki millî maçlar ve -belki onlardan daha önemlisi- kulüp takımlarının avrupa takımlarıyla yaptığı müsabakalar, öteden beri, hemen her yerde olduğu gibi türkiye'de de milliyetçiliğin başlıbaşına önemli dışavurum vesileleridir. futbol, ulusal tutunum sağlama (cohesion) ve benlik kurma süreçlerinde önemli rol oynar.
türkiye'de, cumhuriyetin kuruluşundan itibaren uluslararası karşılaşmalar, millî gururun ayrıcalıklı besinleri arasında yer almıştır. ulusal kurtuluş savaşı sırasında türk futbol takımlarının işgal güçleriyle yaptığı maçlarda aldıkları galibiyetler, türk spor tarihi yazımında ulusal direnişin saygın bir cephesi olarak destanlaştırılır. 1950'lere varıncaya dek, uluslararası spor müsabakalarının, görce 'sportmence' bir anlayış içinde önemsendiğini söyleyebiliriz. kazanmaya, yenmeye abartılı bir önem verilmemiş; "katılmak", "uygar dünya sahnesine çıkmak" başlıbaşına değerli sayılmıştır, zira bunlar ulusal varlığın meşruiyeti ve tanınması açısından onaylayıcı vesilelerdir. bu anlayış, hem yeni devletin modernleşme ve yerleşikleşme hedefiyle uyumludur hem de henüz kitle iletişiminin ve popüler kültürün hayli azgelişmiş olduğu bir 'çağın' icabıdır. öte yandan, 1956'da dönemin güçlü macaristan milli takımının 3-1 yenilmesi ve 1968'de fenerbahçe'nin manchester city'yi elemesi gibi münferit (occasionell) başarılar, gerçekten onyıllarca efsaneleştirilmiştir.
millî takım, o tarihlerden itibaren, yüksek bir millî statü değeri kazanmıştır. millî formanın sembolik anlamı, hâlâ bayrağınkine denktir. hatta bu nedenle son yıllarda uluslararası spor giyimi endüstrisinin millî formaları stilize etmesi yadırganmakta; futbol yazarları zaman zaman kırmızı-beyazın ve ay-yıldızın başka motiflerle ve renklerle 'lekelenmemesi' gerektiğine dair uyarılarda bulunma gereği duymaktadırlar. ya da örneğin kulüp takımlarının çoraplarına arma işlenmesinin, beşiktaş'ın amblemindeki türk bayrağının "ayağa düşmesi" anlamına geldiğinden yakınılabilmektedir ("bayrak ayakta değil başta taşınır". metin sertoğlu, hürriyet 12.2.1999).