dedikodunun gülünçlüğüne, iftiranın şiddetine bakınız: «fenerbahçe ile galatasaray bir masanın iki ucuna oturmuşlar.» hakemi yok. mücahidi yok bu gizli oturumun... ne var di yok bu gizli oturumun... ne var ki: iki tane koca şampiyonluk. güya;
fenerbahçeliler; biz size yatalım, milli lig şampiyonu olun... siz, bize yalın kupa şampiyonu olalım. anlaşmışlar ezeli rakipler. kardeş, kardeş. beşiktaş arada kaynasın. altta kalanın canı çıksın, bize ne demişler, dün geceki maç başlayıncaya kadar hemen herkesin ağzında bu gülünç dedikodu, bu müthiş iftira vardı. uzun mücadele devirlerinden çıkıp, ilk yüzyılına doğru yol alan koca ve hırçın ezeli rekabet, demek li, iki küçük şampiyonluk uğruna satışa getiriliyordu.
...ve maç başladı. fenerbahçe erkekçe futbolunu oynuyor, ezeli rakibini bu iftiranın şiddeti nispetinde «dövüyordu.»
ya, galatasaray? fenerbahçe'nin umulmaz derecedeki canlı futbolundan, öldüresiye yüklenişinden kurtulabildiği anlarda, silik, cılız takım olmaktan kuruluyor ve şampiyonluk iddiasına konan ambargoyu tırta, yırta ortadan kaldırıyordu. maçın sonlarına doğru - bir düzeni olmasa dahi - ayağa kalkan ve samson'un efsanevi kudretiyle bütün ümitsizlik barajlarını yıkan galatasaray için, «milli lig şampiyonluğunda beşiktaş'ın ortağı galatasaray işte bu 20, 25 dakikalık müddet içerisinde seyrettiğimiz yırtıcı, sinirli, hırçın ve rakibine teslim olmamayı bir gurur meselesi yapan takımdı» demek gerekiyordu...
19 haziran 1963 çarşamba gecesi mithatpaşa stadında şike dedikoduları arasında başlayıp, mertçe biten bu maçın seyircileri, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin «çok büyük bir yalandı. o gecenin çocukları erkekçe dövüşmüşlerdi. kırıldılar, fakat eğilmediler» diyeceklerdir...