yorgun gözüken sarı - lacivertli takım, mağlûbiyete rıza gösteren oyun çıkardı
necati tanolaç izmir'den bildiriyor
alsancak stadonda dün fenerhahçenin âdeta ölüsü çıktı. fenerbahçe 66. dakikada yediği golden sonra maglûbiyeti düşünecek halde değildi.
kaleciden solaçığa kadar «nedim ve şeref hariç» futbolcuların hepsi bitikti. oyunun büyük bir kısmını sağaçık oynayan lefter sakatlığı sebebiyle zorla sahada duruyor ve bu yüzden takımının kurtarıcısı olamıyordu.
hücum hattında maçın kaderini değiştirebilecek tek adam nedim'di. başladığı gibi oyunu bitirdi ve çok çalıştı. nedim'in yanında, takımını mağlûbiyetten kurtarmak için çalışan şerefe gelince, o dahi yorgun fenerbahçenin, maçın son yirmi dakikası içerisindeki ezilişinde zamanı geldi ki şuurunu kaybetti. bunların gerisindekiler fenerbahçe'de dün defans yoktu. iki bek hafif, osman, kötünün yanında iki, iki yan haftan tuncay fiziğinin gerektirdiği oyunu ve akıllılığı göstermekten uzaktı. avni'ye gelince, ilk devrede boş sahadaki yıldızdı. çok müsbet hareketler yaptı. oyunu tanzim etti. hüseyin'e beraberlik golünü attırdı... hepsi o kadar. ikinci devrede o avni'nin yerine, bitkinliği ve yorgunluğu her halinde belli olan bir avni seyrettik ki, futbol bilgisi şüphe götürmeyen avni bugünkü kondüsyonu ike işte bu kadardı.
fenerbahçenin, seliminden, fenerbahçenin hüseyininden uzun uzadıya bahsetmeye lüzum yoktu. biri, kolu sargılar içinde sahaya çıkmış, diğeri de birkaç fırsat kaçırdıktan sonra takımına beraberliği kazandırmıştı. kısacası fenerbahçe bu kadrosu ile dünyanın hiç bir futbol memleketinde eşine rastlanmayan bu futbol maratonunda kendinden daha önce, daha arzulu ve mücadeleci takımlara mahkûm olmaktan kurtulamayacaktı. hırslı ve alsancaktaki havanın avantajı ile sür'atli oynayan karşıyaka da bu fırsatı kaçırmadı tabii. maçın son 20, 25 dakikalık zamanı dikkate alınırsa bu maçı 2-1 yerine mesela niçin 3-1 veya 4-1 kazabnayışının münakaşası yapılabilirdi.
arka arkaya yaptığı maçlardan bitkin düşen sarı - lâcivertli ekip, oyuna bir bakıma mağlûp başlamıştı.
maçın henüz 4 dakikasında argun, ogün'ün uzattığı topu ofsayt pozisyonunda yakaladı ve fenerbahçe defansının ofsayt şüphesi ile durduğu bir anda çok hafif bir şutla sayıya gitti. sarı - lacivertliler toplu halde hakemlere itiraza gittiler, böylece altay maçındaki hadiselerin biraz daha küçük çaptaki benzerleri ortaya çıkıyordu. karşıyaka'nın inatla ikinci bir golü kovaladığı sırada 43. dakikada hüseyin geriden uzatılan topa daldı, sert bir şutla beraberliği temin etti.
ikinci yarıda fenerbahçe, biraz mukavemeti olsa maçı beraberlikle bitirebilirdi. ama fenerbahçe'nin değil beraberliği koruyacak, sahada duracak hali yoktu. nitekim 60. dakikada ogün özcan'dan kaptığı topu sert bir vuruşla kaleye doldurdu. golcü vural, hazım'ın burnunun dibinde idi. o sırada tesadüfen topa kafasını ızattı, gol oldu. bu, maç sayısı idi. fefenerbahçe'nin canlı ve kazanmak için oynayan rakibi karşısında artık hedefini sarsacak bir silahı yoktu. hatta nedim'e rağmen.