hakemin yeşil-beyazlıların şahane bir golünü görmediği dünkü maçta
fenebahçe, vefayı farklı mağlup etti: 5-0
ilk devrede durgun gözüken sarı-lacivertliler neticeyi nedim, lefter ve hüseyin'in golleri ile sağladılar
necmi tanyolaç
fenerbahçe, vefa'ya karşı çok farklı bir galibiyet sağladı... yeşil - beyazlı takım ikinci yarıda işin ucunu bırakmıştı. fenerbahçe bu yarıda kendine geldi, toparlandı... hatta ilk devrede sahada varlıkları belli olmayan pek çok adam, rakip takımın sahayı boşaltışından sonra birer birer ortaya çıktılar.
böylece galip tarafın yıldız tablosu zenginleşiverdi.
maçın, oyunun net şekilde ifade edemediği bir skora dönüşüverişi surasında bu fark daha da yükselebilir, mesela yedi, sekiz hatta dokuz sıfır olabilirdi...
yalnız bir nokta üzerinde durmak lazım. vefanın harikulade bir golüne sırtını çeviren hakem rıfat atakanının, harikulade denecek gafını bu farklı netice içerisinde dahi hatırlamamaya imkan yoktu... hadise, hakemlik için de, seyirci gözü için de ancak «yazıkkk» denilebilecek mahiyetteydi. haydar, oyuna bir beraberlik ümidiyle girip, rakibiyle başabaş mücadele eden vefaya tam 25. dakikadabir gol kazandırıyordu... sol hafta çalışan haydar'ın 35 metrden çıkardığı şut için, burada bir kere daha «görülmemiş bir şeydi» demek icap edecekti. top, yıldırım hızıyla fenerbahçe kalesinin köşesinden içeri giriyor ve filelere çarpıp geri çıkıyordu. bu goldü ama hakem ve kötü idarede kendinden aşağı kalmayan yardımcısı kurtuluş, filelere çarpıp hızla dışarı çıkan topa, insanı çıldırtan bir umursamazlıkla seyirci kalıverdiler... üstelik bu hadise vukubulduğu sırada durum 0-0 idi ve vefa güzelim golü «hasır altı» edilmese, pekala bir ikinciyi çıkarabilirdi...
vefa için ikinci bir şansızlık, sahanın iyilerinden biri olan nejat'ın sakatlanmasıyla maçın yarı zamanından fazlasını 10 kişiyle oynamak zorunda kalışıydı...
f. bahçeye gelince
terip çoğumuza acip gelmişti. nitekim, hüseyin sağaçıkta, avninin sağhafta, tuncayın da sağiçte yer aldığı sarı - lacivertli takım şöyle böyle bir 25 dakika sahaya ve oyuna alışamadı. vefa, zaten buraya kadar bütün imkânlarını kullanmıştı. iki gol çıkarmış, biri ofsayt olduğu için, diğeri hakemler tarafından «tespit edilemediği» için sayılmamıştı. fenerbahçe, baskılı devreden çıktı ve nedim'in ayağından ilk golünü kazandı. genç futbolcu, selimin ceza atışında topu gayet iyi takip ederek kalabalığa dalmış ve kafayla takımını 1-0 öne geçirmişti. devre, yine nedim'in avni'den aldığı pası yerli yerinde kullanarak attığı ikinci golle kapanacaktı..
ikinci yarıda vefa ağr ağır çöktü.
fenerbahçe ise tam bir üstünlük kurmuştu. rahat rahat bütün topları ele geçiren sarı - lâcivertliler, bu arada 3 gol daha çıkardılar. değişiklik, tuncay'ın sağhada, şerefin ise hücum hattına alınışıydı. 60. dakikada nedim'in hazırladığı pası lefter göğsüyle aldı. sağıyla şuta hazırlanırken, müdahale ettiler. bu defa soluna geçirdi ve tutulmaz şutla filelerin dibini gördü. bundan 4 dakika sonra. nedim'le, lefter paslaştılar. hüseyin yanında koşan lefter'e bırakmadı topu ve sayıları dörtledi.
nihayet, oyunun son golü oluyordu. şeref eliyle düzelttiği topla ilerledi. kaleciyi çalımlamak istedi. kaçırdı pozisyonu. nedim yetişti ve çok zor yerden, kaledeki boşluğa indiriverdi topu: 5-0..
fenerbahçe netice olarak milli ilgin ikinci yarısına alkışlanacak bir skorla giriyordu. bu netice, ilk devredeki durgunluğu unutturacaktı tabii... vefa için ise, «bozguna uğrayacak kadar kötü değildi, şanssızdı» diyecektik.