atilla türker'in 2003 yılında ümit yayıncılık tarafından yayınlanan, "ah şu futbolcular" kitabında yer alan hasan ceylan biyografisi ve bu maçla ilgili hasan ceylan'ın anısı şöyle;
istikrarlı bir yapısı vardı. müthiş özgüveni ve soğukkanlılığı ile zorlu maçların altından rahat kalkardı. çok sayıda derby maçının yanısıra uluslar arası alanda da 50’yi aşkın maçta düdük çaldı. bir dönem merkez hakem kurulu üyeliği yaptı. halen öğretmenlik görevini sürdürüyor.
futbol maçlarında yardımcı hakemlerin ayrı bir önemi vardır. en kritik dakikalarda sizi rezil de ederler, vezir de... eğer yardımcı hakeminiz bilgi ve deneyim bakımından güvenilir bir isim ise genelde tereddütsüz uyarsınız ona. hakemlik yaşamımda benim en güvendiğim yardımcılardan biri onursal uraz idi... eski bir futbolcu olan onursal, sizin gözünüzden kaçan pozisyonlar karşısında gerekli uyarıyı anında yapardı. onursal ile istanbul'da çok önemli bir maça çıktık... inönü stadı'ndaki beşiktaş - trabzonspor maçına... müsabakayı kazanacak taraf, şampiyonluğa bir adım daha yaklaşacaktı. son dakikalara kadar gol olmadı... iki tarafın da tüm çabasına karşın, eşitlik bozulmadı... maçın bitmesine artık birkaç dakika vardı. beşiktaşlı rıza sağ taraftan klasik ortalarından birini yaptı. kale önünde karambol oluştu... metin kafaya çıktı...yükseldi ve şık bir vuruş yaptı... fileler havalandı. hemen onursal'a baktım... orta sahaya doğru koşuyordu... ben de tereddütsüz golü verdim. 1 - 0 olmuştu... trabzonsporlu futbolcular gole uzun süre itiraz ettiler... ama tabi boşuna...
santra yaptırmak için orta sahaya doğru gittim. yerimi aldım... tam santra yaptıracaktım ki... onursal'ın bayrak salladığını gördüm... şaşırdım... biraz da kızdım... kendi kendime "niye çağırıyor acaba" dedim. haliyle yanına gittim... hemen sordum: "ne oldu onursal?.." onursal, o sezon trabzonspor'da forma giyen groh'u gösterdi ve belirtti: "şu oyuncu bana küfür etti..." baktım groh... groh alman... iyi de bizim onursal almanca bilmiyordu ki... ve de... groh türkçe bilmezdi ki... ortada bir yanlışlık vardı... mutlaka vardı... dayanamadım... onursal'a sordum: "yahu onursal... küfür ettiğini nereden anladın?.." onursal sol elini poposuna değdirdi... sonra da ağzına götürdü... ben şaşkın şaşkın bakıyordum. onursal devam etti... parmakları ile "yeme işareti" yaptı. sonunda da gerekli açıklamayı yaptı: "kıçımı ye demek istedi..." groh'a tereddütsüz kırmızı kartı gösterdim...