eğer futbol federasyonu ve merkez hakem komitesi çok acele aklını başına devşirmez ve çok acele önemli kararkar almazsa, türkiye liglerinin geleceğini çok kara, hatta -allah göstermesin- kanlı bulutlar bekliyor.
ikinci kümeye düşmeyi ölüm sanan kulüplerin taraftar ve yöneticilerinin yaptıkları baskılar giderek artarken, birbiri ardına gelen inanılması güç hakem hataları, maçları 31 giderek çığrından çıkarıyor. bu gerilim böyle gitmez. ip incelecek ve kopacaktır. kopma günü de yakındır.
trt televizyonu, artık eskisi gibi her pozisyonun üzerine gidemiyor. her olayı gösteremiyor. ya onlara da baskı gelmeye başladı ya da onlar da, bazı takımları kayırıyorlar. ama verdikleri derme çatma tekrar ve yavaş çekimler de, hakemlerin nasıl maçın skorunu değiştiren fahiş hatalar yaptıklarını gösteriyor.
pazar akşamı, televizyonu gene tüylerimiz ürpererek izledik ve bu hakemlerle liglerin nasıl biteceğini acı acı, düşündük. size çok açık bir şey söyleyelim... çocuğumuz olsa, bugünden itibaren maça göndermezdik...
o ahmet akçay nedir öyle? trabzon'un o nefis golüne nasıl kıydı? ya golden sonraki aczi? sanki samsun’da durup dururken erdal’ı oyundan atan o değil... ama aynı akçay, fenerbahçe - malatya maçında da, özellikle ikinci yarı-; da fenerbahçe forması giymişti. neler yapmıştı o gün neler, fenerbahçe kaybetmesin diye... maçın sonunda da, üzerine saldıran ve polislerle durdurulan abdülkerim’i görmezden geldi. oysa aynı anda, tribünde otururken hakemdi küfretti iddiası ile, kocaelisporlu soner, üstelik savunmasıda alınmadan iki maçla cezalandırılmış, tribüne çıkarılmıştı.
ahmet akçay işini iyi bilen bir hakem... ev sahibi kimse, ondan yana... ey anadolu, duyduk duymadık demeyin... maçınıza akçay’ı tayin ettirin, kaybetmezsiniz.
ya burhan koçak? bursa’nın, adem tarafından kale içine taşınan topuna gol vermeyen, sonra ziya’nın, rakibinin alnına uzanan röveşatasına «devam» işareti verip, beşiktaş’a gol attıran burhan koçak...
maçı izleyenlerden dinledik: aynı burhan koçak; bursaspor’un biçer döver gibi futboluna ses çıkarmayıp, beşiktaş’ı tekme ile sindirmesine de seyirci kalmış. bakalım maç sonunda kendisini döven bursa başkanı cavit çağlar’ı rapor etmeye gücü yetecek mi?
bir yanda, kendisini iterek yere düşen denizli kalecisi metin’e sadece sarı kart çıkaran hasan ceylan, öte yanda, topu önünde yere vurdu diye, zonguldaklı muammer’i oyundan atan sadık deda... gelin, futbolcu olun da hangi hareketin cezasının ne olduğunu bilin bakalım. anayasa, kanunsuz suç olmaz der. yani suçun tarifi yapılmalıdır, cezası da belirlenmelidir. ve bu ceza herkese eşit uygulanmalıdır. ankara’da ankara seyircisi önünde, zonguldaklıyı atmak kolay... ana denizli’de, denizli seyircisi önünde, denizli kalecisine sarı kart yeter...
hani eşitlik? hani adalet? hani anayasa?
bu hakemlerle bu lig bitmez...
çünkü hakemler, artık ev sahibi takımın 12’nci futbolcusu gibi oynuyorlar.
çünkü bu hakemler, yenilmek için takımlarına «vur, öldür, oynatma» emri veren teknik direktörlerin oyuncağı oluyor, san ve kırmızı kartlarını, daha niyet anlaşıldığında, onuncu dakikada değil, iş işten geçtikten sonra, 70’inci dakikada çıkarmaya başlıyorlar. çünkü bu hakemler, ofsayt nedir, ne değildir bilmiyorlar. çünkü bu hakemler, penaltı nedir, ne değildir, onu da bilmiyorlar. çünkü bu hakemler, hiçbir şey bilmiyorlar. ya da bildiklerini, korkudan ve eyyamcılıktan uygulayamıyorlar. bu hakemlerle bu lig bitmez...
çıkacak olaylar, erdenay oflas’ın koltuğunu götürür, ama giden de gider...
yazık değil mi?..
derhal önlem alınmalıdır...
önlem de, yabancı hakemdir...
yabancı hakemler, bir tek maç idare ederse, yerliler düdük bırakırmış. aman bıraksınlar. millet de çok meraklıydı zaten beylerin bu rezaletlerini seyretmeye...
erdenay oflas... erdenay oflas... saat 12’ye beş var...