altay karşısında 69. dakikaya kadar bocalayan sarı – kırmızılılar metin’in frikikten attığı golden sonra toparlanıp birden farka gittiler
bir galatasaray taraftarı ayağa kalkmış bağırıyordu: «bir saattir neredeydiniz? ...»
hakkı vardı taraftarın. sarı – kırmızılı takım bir futbol maçında gösterebileceği her şeyi sanki son 25 dakikaya saklamıştı. galatasaray kendini bu son 25 dakikada bulmuş, coşmuş ve bütün gollerini bir hızda kaydedivermişti.. bundan evveline gelince, bu ölü devrede galatasarayın bir gün evvelki maçından bir farkı yoktu. her tarafıyla bocalıyor, rakibinin yakın markajını yaramıyor ve golü tesadüflerden bekliyordu. bu sebeple, golsüz beraberlikten nasıl sıyrılacağı merak edilen sarı – kırmızılı takım metinin ayağından ilk sayıyı yapıp, çok kısa bir zaman içerisinde farka gidince. o galatasaray’lı taraftar gibi herkes bir saattir sahada gezinen takımdaki bu dirilişe parmak ısırdı…
galatasaray. atlaya karşı biraz değişik bir tertiple çıkmış ve pahalı futbolcularını dışarıda bırakmıştı. ama oyun ilerledikçe galatasarayın bu değişik şekliyle de istenileni vermediği dikkati çekti. umumi olarak sahada yorgun, dağınık ve isteksiz bir takım seyrediliyordu. teknik bir üstünlük gösteremeyen rakibine karşı altayın yaptığı tek iş ise, soliç erkal’ı met’nin üzerinde oynatmaktan ibaretti… altay bu düzeni ile tek bir ciddi tehlikeye uğramadan devreyi atlattı. metin ne zaman bir topa dalsa yanında erkalı buluyor. ondan sıyrıldığı zaman da etrafının örüldüğünü görüyordu. diğer futbolcularda ise karşı taraftaki canlı müdahaleleri aç’k düşürecek bir gayret yoktu…
altay ikinci yarıya da hızlı girdi. galatasaray gönen ve nailin âni paslarla geliştirdiği akınları keserken karışıyor ve bunu atlattıktan sonra mustafanın arka arkaya iki şutuyla (dk. 52) ilk gol şansını deniyordu. bunu beş dakika sonra gönenin bir inişi tâkip etti. altaylı futbolcuya faul yapılmıştı. ertan çekti frikiki. top, kavis yaparak galatasaray kalesinin üst direğinden geri döndü. ve arkadan bir fırtına daha…
galatasaray’ı farklı galibiyete götüren panayır açılıyor
galatasaray biraz biraz canlanmağa başladığı sırada oyunun 65. dakikası oynanıyordu. 69. dakikada mustafa rakip müdafiler tarafından düşürüldü. metin gerildi. bir ceza atışına hazırlanıyordu. a1taylılar baraj kuruyorlar, falan derker. sert bir şutun. topu başarılı kaleci akın'ın elleri üzerinden filelere kadar uzattığı görüldü. metin âdetâ bu vuruşla ayağını bilemişti. 82. dakikada derinleme bir pas yakaladı tarttı, sürdü ve sağa aktardı. uğur kale önündeydi. bir sol şut çıkardı ki.. top fileleri bulduğu anda, hâlâ o mükemmel şutun kendi ayağından çıktığına inanmayan bir half vardı. ve iki dakika daha geçti. küçük ahmet'in ortasına metin yükseldi. topu kafayla ağlara bıraktı. ilk gole kadar başarılı bir maç çıkartan kaleci akın artık o kaleci değildi. maçı bırakmıştı. golü bıraltığı gibi. iki dakika daha geçti. metin uzun bir topu tâkip etti. ofsayt olduğunu zannetti. değildi, girdi ve soldan son topu altay kalesine bırakıverdi..
galatasaray maçı son 25 dakikada almıştı. bazılarına göre. farkın birden açılışında altayın, oyunu kilitleyen erkalı ilk golden sonra ileriye sürmesinin tesiri, bazılarına göre de akının rolü vardı.. biz ise, farkı galatasarayın hiç olmazsa son dakikalarda gösterdiği farklı oyunda buluyorduk… ve seyircinin dediği gibi, neredeydi o bir saat duran galatasaray, neredeydi o her şeyi bir çırpıda halledip, işini bitiren galatasaray?...