üç lâfımız var... üç kesin laf. birincisi hakeme, ikincisi fenerbahçe'ye, üçüncüsü seyirciye...
okuyucuya sözümüz hepsinden sonra.
önce hakeme
hakem spor sahalarının mutlak hakimdiri. onun kararının istinafı, temyizi yoktur. bunun içindir ki spor hakemi, bir hakimden daha titiz davranmağa mecburdur desek kimse bunu garipseyemez. ve hiçbir hakem bir sporcuya kızıp o sporcunun mensup olduğu takımdan hırsını almağa teşebbüs edemez. siz böyle yaptınız özselçuk... lefter size itiraz edince ona ihtar verdiniz. tekerrüründe gerekeni yapardınız. halbuki sırf bu sebeple fenerbahçeye yüklenmenizi ve hele hele oyunun son yirmi dakikasında âdeta oyunu bırakıp, abandone edişinizi kimse savunamayacaktır. ama bunun asıl sebebini aramak icabederse, oyunun başından itibaren «otorite kurmak» kompleksi içinde oteritenizi sarsıcı davranışları hatırlatmak lazım size...
sonra f. bahçe'ye
elhak!. hakem maçı çok kötü idare etti... ama bu fenerbahçenin puan kaybetmesine hakem sebep oldu demek değildir. bu fenerbahçe, bu kadrosu ile dün kasımpaşadan daha iyi oynadı ve iki puanı hak etti diyebilen idareci, futbolcu, taraftar varsa, lütfen duraklamalı ve vicdanı ile başbaşa kalmalıdır. eğer kasımpaşalılar yakaladıkları hem de fenerbahçelilerin hatâları ile yakaladıkları fırsatları değerlendirseler beraberlik bile bir hayâl olurdu sarı - lacivertliler için... zaten özer'le hâzım'ın müştereken kurtardıkları birkaç pozisyon az daha fenerbahçenin beraberliğini de alıp gidecekti.
kısası şu ki, fenerbahjçe hatırlayabildiğimiz zamanların en kısır ve beceriksiz futbollarından birini oynadı, dün...
daha sonra seyirciye
hakem kötü oalbilir. oldu da... fenerbahçe puan kaybedebilirdi. kaybetti de... ama bu, spor sahasına şişe atmak hakkını kimseye veremezdi. her zaman söyledik, şimdi de tekrarlıyoruz: hatalar, hem de fahiş hatalar karşısında bile kendine hakim olamayan insanların spor sahaları civarında yeri yoktur. hatta seyirci olarak bile...
birkaç söz de okuyucuya
maçı mı anlatmamızı istiyorsunuz? boşuna beklersiniz. çünkü sahada kasımpaşanın futbolu çok iyi bilen iki yan hafından ve aynı kasımpaşanın mükemmel kademeli müdafaasından başka birşey yoktu. heyecan mı? o da ancak son 25 dakikada vardı. ama şu, spor heyecanı, futbol heyecanı değil, «cinayet şimdi çıktı, şimdi çıkıyor» heyecanı idi.
halbuki biz bu sütunlarda spor tenkidi yapacaktık. ne diyelim?