sarı - lacivertliler, vefa'yı lefter'in iki ve selimin bir golü ile yenerken kaleci üner, ismet'in penaltısını kurtarmağa muvaffak oldu
halit kıvanç
fenerbahçe dün puan kaybetmeyişinden çok, haftalardır ilk defa böylesine derli toplu bir futbol oynamasiyle dikkati çekti. sarı -lacivertli takımın bu oyunu 3-1 den daha farklı bir galibiyeti dahi «normal» telâkki ettirebilecek çaptaydı.
daha maçın 9. dakikasında şerefin sıkı şutu, vefa kalesine ilk alarmı vermiş, tam bir dakika sonra da lefterin vurduğu top fenerbahçe'ye galibiyet yolunu açmıştı. ilkinde mükemmel bir plonjonla tehlikeyi önleyen turgut, lefterin kırk metre uzaktan çektiği şutta, topun nejatın kafasından sekmesi karşısında, kadere boyun eğmişti.
ilerleyen dakikalar, lefterin ilerleyen yaşına rağmen büyük iddiasından dönmediğim gösteriyordu: işte 19. dakikada, bu defa da sağdan tam tabiriyle bir «bomba» gönderdi kaleye... ve gene turgut nefis yumrukla bunu çelmeyi başardı.
sarı - lâcivertli takımda aksayan görünmüyor gibiydi. vefa'da ise geri hatların canlılığına karşılık, forvet elamanları golden çok favule yönelmekte kendi makamlarını kendileri harcıyorlardı. bu arada çetin'in fevkalade şutuyla gelen top, yan direğe çarparak fenerbahçe'yi bir golden kurtardı. ve fenerbahçe tekrar baskılı temposunu devam ettirdi. ancak, bu tempo sarı - lacivertlilere rakiplerinin kontrataklarını bir an küçümsetince, beklenmeyen bir pozisyonda durum 1-1 oluverdi. tribünlerde «dört metre ofsayt!» - «hayır, mükemmel bir fırlayış..» tartışmaları yaratan bir pozisyonda, ibrahim yakın mesafeden topu filelere yuvarlamıştı. yan hakemlerin ofsayt işaretlerindeki diğer hataları, golde de tereddüt yaratan en önemli sebepti.
2 penaltı - 1 gol
devre 1-1 biterken. selimin düşürülmesini hakem penaltı ile cezalandırdı. bu sırada 45 dakikalık nizami müddet bitmişti. böylece lefter - beynelmilel kaideler gereğince - penaltıyı 45 buğuğuncu dakikada çekiyordu. ancak hakem golle sonuçlanan ilk atışı tekrarlattı ki, bir başka maçta - hattâ dün bile - bu hareket, karışık olaylara yol açabilirdi. lefter ikincisinde ilkinden de ustaca bir vuruşla topu filelere taktı ve taraftarları ile beraber herhalde hakemi de ferahlattı.
sakatlanan aydını açğıa, çetin'i hafa alan vefa için, iyi oynayan fenerbahçe karşısında «103» eleman'a çalışmak gerçekten zordu. ve eğer sarı - lacivertliler kale yakınına güzel getirdikleri topları kale önünde de aynı güzellikte kullanabilselerdi, goller birbirini kovalayacaktı. nitekim lefter'in isabetli uzun pasını selim, kısa bir sürüşten sonra durgun bir şutla değerlendirince, durum 3-1 oluverdi.
lefter'in boş kale önünde topu turgut'a teslimi, az sonra bu defa dört kişiyi çalımladığı halde gollük şutu çekemeyişi başka bir mevkide faydalı olabilecek hüseyin'in solaçıktan orta yapmakta güçlük çekişi vefaya ümit verdi. bu ümitle bir kontratak yapan yeşil - beyazlılar 76. dakikada bir de penaltı kazanınca... doğrusu ibrahim'in şutuyla gelen topun şeref'in eline çarpması, asla penaltı kabul edilemezdi. gönül, iyi bir hakem olduğuna inandığımız orhan gönül'ün de böyle bir hataya düşmemesini isterdi. herhalde bu yanlış takdirden tek sevinen, genç kaleci üner olmalıydı. çünkü ismetin «müthiş bomba» penaltı atışını inanılmaz bir çeviklikle yumruklayan üner, kendini gösterbilmek imkanını bulacaktı.
bundan sonraki dakikalar, bilhassa selim'in başarılı inişlerine, yükselin faydalı ataklarına sahne olacak, ama sonuç değişmeyecekti: 3-1