mithatpaşa stadında fenerbahçe taraftarları, bilhassa rakip kaleciyi kızdırmak için arasıra böyle bağırırlar ya: «can geliyor... can geliyor...» işte kaç gündür italya'da da bu tempo dolanıyor sanki... gazetelere bakın: «can geliyor. can geliyor...» roma kulübünün kapısından dinleyin: «can geliyor. can geliyor...» floransa şehrine uzatın kulağınızı: «can geliyor. can geliyor.» evet, gelmesine geliyor ya can... ama nereye geliyor, kime geliyor? romalılara göre roma'ya, floransa'lılara göre de floransa'ya... bana sorarsanız? can'ı bilmem ama, ben buraya can için geldiğimi gayet iyi biliyorum.
* aslında roma kulübünün içiçe salonlar, odalarla ve masa başlarındaki ciddi memur tipleriyle dolu manzarası, bir spor kulübünden çok. iyi döşenmiş ve muntazam işleyen bir devlet dairesini andırıyor. 15 oda, toplantı salonları, başkan, ikinci başkan, sekreter odaları, birinci, ikinci, genç takım büroları... ve bir dolu da «signor dottore» ünvanlı görevliler... 25 de... evet. 25 kişi de idare heyeti... inanmadım da, listesini istedim, verdiler. roma kulübünün idare heyeti tam 25 kişi... «bizde de böyle olsa» dedim kendi kendime.. fakat sonra birden vazgeçtim... malûm: bizde hemen her idarecinin takımda sempati duyduğu b!r oyuncu, gerçek deyimle bir «adamı» vardır.. eeee bizim kulüpler de roma gibi yapıp idare heyetini 25 kişiye çıkarırsa... takımların da sahaya 11'er değil 25'er oyuncuyla çıkmaları gerekecek...
* roma kulübü idarecileri de, taraftarları da çok mağrur... «dünyanın en güzel şehri roma, en iyi kulübü roma» sloganına öylesine sıkı sarılmışlar ki ikinci başkanları «can'ı bekliyoruz.» demişti. «gelirse buyursun... gelmez de başka kulübe giderse... güle güle... biz pele'nin peşinden bile koşmayız...» hani işim olmasa gidip pele'yi getirmeyi ve şuikinci başkanın pele'nin peşinden koşup koşmayacağını görmeyi çok isterdim...
* fiorentina idarecileri daha akıllı göründü bana... yandan çekoslovak futbolcusu yanko daucik'le flört ediyor, bir yandan da bizim can'a kur yapıyorlar... bir gönülde iki sevda... olur mu dersiniz? fiorentinanın sadece bir oyuncu alma hakkı olduğuna göre, biraz zor... zor değil, imkansız... fakat dediğim gibi, çok akıllı floransalılar... ikinci antrenörleri istanbulda can'ı kaçırmamak için «yanko daucik'i geri yolladık» derken, aynı günün akşamı italyan televizyonu daucik'i idman yaparken gösteriyor ve «fiorentina'nın yeni yabancı futbolcusu» diye takdim ediyordu..