pazar günü yapılan fiorentina - juveııtus maçında sağiç milan'ın kötü bir oyun çıkarması üzerine can'ın bu hafta takıma tekrar girme ihtimali belirmiştir.
dün çıkan corriere dello sport gazetesi, can'ın yerine oynatılan milan'ın silik kaldığını ve sahanın ortasında maksatsız dolaşmaktan başka birşey yapmadığını belirtmektedir. gazete, en iyi oyuncu olarak golü atan dell'angelo'yu göstermiştir. galibiyete rağmen müsbet hareket yapamıyan milan ve petris'i tenkid etmiştir. lider milan'ı 3 puan geriden takip eden fiorentina bu hafta kendi sahasında ilk devrede 2-1 mağlûp ettiği padova ile oynayacaktır.
milani ve hamrin'e supersport'ta cevap veren bartu, bugün kupa galipleri turnuası maçında ujpest'e karşı oynuyor
roma, özel
fiorentina'lı can bartu, santrfor milani ve sagaçık hamrin'in kendi aleyhindeki ithamlarına dün çığan meşhur supersport mecmuasında cevap vermiştir.
«bartu'nun açıklaması» klişesi altında can'ın «milani ve hamrin bana boykot ilan etti» dediğini neşreden mecmua, yazısına şöyle devam etmektedir.
«fiorentina'nın altın devrinde seyircilerin de takdirini kazanan bartu'nun dudaklarından tebessüm silindi. sakatlığı dolayısiyle sahalardan bir müddet uzak kalan bartu, milani'nin ithamları ile yıkıldı ve bir defa olsun mesut bir gün görmedi.
hakikat şu ki, şampiyonluktan uzaklaşınca fiorentina'da ileri -geri konuşmalar da çoğaldı. milani'nin «bu türk'ün futbolcu olması için bir fırın ekmek yemesi lâzım...» şeklindeki sözüne can şu cevabı vermektedir: «milani ve hamrin benim takımda olmamı istemiyor ve beni sabote ediyor. fiorentina'nun bütün gollerini onlar atıyor, kabul ama, benim milani'den onsekizin içerisinde bir tek pas almamama ne buyurursunuz. milani her topu kendisi kapsın, kendini gol atsın istiyor...»
bir zamanlar israil ve turk milli takımlarını çalıştıran ve şimdi boşta olan antrenör szekelly, italya'daki türk futbolcularından sitayişle bahsederek şunları söylüyor:
«fiorentina, can'a itimat ederse pişman olmayacaktır. zira can, bir güney amerikalı kıvraklığına ve kabiliyetine sahiptir. metin'e gelince, kendisiyle konuştum. hastalığına teşhis koydum: vatan hasreti. metin'in vatanına bu kadar özlerken italya'da futbol oynamasına imkan yoktur. tanıdığım futbolcuların en korkunçlarından biri olan metin'i türkiye'de seyretmek için stadlara koşan bir tribün dolusu sporsever vardır.»
fiorentina, bu can meselesini nasıl halledecek? bilinmez. türk'ün milani - hamrin ikilisinden uzaklaşması ve kimseyle takışmayacağı bir kulübe gitmesi daha doğru olacaktır.»
"eğer arjantin'den gelmiş bir latin olsaydım çoktaaan italya'nın en popüler futbolcularından biri olurdum. sarti, milani, orzan, hamrin beni fiorentina'dan soğuttular"
yazan: can bartu
sevgili milliyet okuycusu,
şimdi bir kere daha anlıyorum ki bir futbolcunun başarısı için sadece futbol oynamak yetmiyor. bir gün italya'ya geliyorsunuz, dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yerleşiyorsunuz, en büyük takımlardan birinde yer alıyorsunuz, beğeniliyorsunuz, alkışlanıyorsunuz. şimdi artık daha fazla başarı kazanmaktan başka neyi düşünürsünüz? yoo!.. karşınıza bir takım adamlar çıkıyor, menfaati için her şeyi satabilecek adamlar. rahat olmamamız için ne lâzımsa yapıyorlar, çünkü menfaatleri sizin varlığınızla zarar görmektedir.
işte floransa'ya geldim. daha ilk günden etrafımdaki insanlar benim için iki ayrı (tip) oldular. bir grup var: kulüpte karşılaşırsınız «merhaba» demezler: sahada yanyana antrenman yaparken bile paslarını esirgerler, her fırsatta sizi küçük düşürmek için kendilerince zekâ oyunlarına başvururlar. meselâ herkes bir arada güzel güzel otururken, başka bir konuda konuşulurken soruverirler «hey, türkiye'de sinema var mı?» birden anlamazsınız tabii, belki de ciddi s0ruyordur. ama soruların arkası kesilmez: (siz türkler bildiğimiz gibi apartmanlarda ve evlerde mi otururusunuz? memleketinizde çuval mı giymek adettir?) ne yaparsınız bu tip adamlara?
ben sustum tabii. bunlar arkadaşlarımdır, dedim. elbette şaka yapacaklar, dedim. hele şu italyancayı anladığım kadar söylemesini de becereyim bak ne güzel anlaşacağız bu çocuklarla dedim.
ama bu kadarla kalmadı. idarecilere şikâyetler, antrenmanda kasdi vurulan tekmeler... üstelik tekmeyi attıkran sonra bir de alaya almalar: italyada futbol böyle oynanır, diye. halbuki hiç da birbirlerine bu tekmeleri vurmuyorlar. daha güzeli ben bu kadar maçta oynadım hiçbir maçta rakiplerim antrenmanda arkadaşlarımın vurduğu tekmeleri vurmadı.
sarti'nin kaba hareketi
bir gün hepsinin üzerine tüy diken başka bir hakaretle karşılaşverdim. gene bu mâhut birkaç takım arkadaşımın ısrarı ile, idareciler beni çağırdı ve stada hiç bir türkün giremeyeceğini söylediler. hattâ bir gün milliyet muhabiri mehmet ali kışlalı ve bir başka türk arkadaş kulüp lokalinde bir çok misafirler gibi yemek yerlerken kaleci sarti'nin onları kovduğunu bana dell'angelo haber verdi. ne yapabilirdik. üzüldük tabii.
gene bir gün karşıma gelip türkiye - italya milli maçının normal sonucu 10 gollüdür, dediler. dilim döndüğü kadar cevap verdim. (ben ve metin karşınızda oynıyacağız. görüşürüz) dedim. işi şakaya boğmaktan başka çârem yoktu. ama o gün az daha benimle kavga edeceklerdi.
gene da allaha şükretmek için sebeplr var: bu anlattığım tipteki arkadaşlar ancak birkaç kişi... sarti, milani, orzan, hamrin gibi... halbuki hakiki arkadaş gibi davrananlar daha çok: robotti, malatrazi, rimbaldo, petris, dell'angelo, feretti, castelleti...
yeri gelmişken, benim için ancak söyleyenin utanacağı münasebetsiz lâflar etmiş olan, şu milani hakkında birkaç kelime söylemeliyim. doğrusu üzülüyorum. çünkü bu söyleyceğim şeylerin, onunkilere cevap olsun diye söyleyeceğimi zannedilebilri. halbuki değil
milani'nin futbol değeri
1.82 boyundaü kalçaları omuzlarından daha geniş, 29 yaşında bir futbolcu sahada start mesafesi sadece 3-4 metre. yani daha fazla koşmuyor. top kontrolü bizim metin'le değil, sıradan adamlarımızla bile mukayese edilemez. eğer onun hakkında böyle düşünen yalnız ben olsam, fikrimi açıklamaktan çekinirdim. ama bütün çocuklar aynı fikirde (biz 19 golü bu adama nasıl attırdık, anlıyamıyoruz) diyorlar. antrenör hidegkuti, szekelly ile konuşurken (bu adam benim takımımda yer almaz ama, attığı goller yüzünden halk ve kulüp tutuyor bu adamı, fakat bir daha 19 gol onun için rüya bile olamaz, mukavelesini yenilemiyeceğim) demiş.
buraya kadar söylediklerim tatsız şeyler, üzücü şeyler, moral bozucu şeyler. ben nihayet bir futbolcuyum, milani adındaki insan da bir futbolcudur. birimiz diğerinden daha iyi oynarız birbirimizin futbolunu beğenir veya beğenmeyiz. fakat bir de şu hikâyeyi dinleyin ve bir insanın karakteri hakkında hükmünüzü verin:
floransa'yı çok seviyorum
italyanlar (her millet gibi) mmemleketlerini çok seviyorlar. hele floransalılar... onlar kendi şehirlerini o kadar severler ki, onlarca dünyada floransa'dan daha güzel ve daha kıymetli şehir yoktur. işin aslına bakarsanız ben de bu şehri çok seviyorum ve bu samimi sevgimi her zaman açıklamaktan çekinmiyorum. fakat ben sakatlanıp istirahat için istanbul'a geldiğim zaman, bu milani, gazetelere hemen bir beyanat yetiştirmiş (can firenze'yi sevmiyor. burada oturmağa niyeti yok) diye. insan kırk yıl düşünse kalleşliğin böylesini bulamaz. bir italyan olarak bu şehir halkının memleketlerine ne kadar düşkün olduğunu elbette biliyordu ve hiç lüzumu yokken söylediği bu sözlerin de bir tek amacı olabilirdi: beni halkın gözünden düşürmek. milani'nin bu söleri bana naklettikleri vakit dayanamadım ve (yalan) dedim.
yalan, dedim ama, benim için artık floransa'da kalmanın hayli güç olacağını da düşündüm. bu şehir den değil, bu kulüpteki birkaç kişiden nefret ettim.
son haftalarda oldukça üzüldüm ama cesaretimi kaybetmiş değilim. eğer arjantin'den gelmiş bir lâtin olsaydım, çoktaaan italya'nın en popüler futbolcularından biri olurdum. şimdi dua ediyor ve çalışıyorum. bir insanın başarı kazanmak için ille de lâtin ırkından olması gerekmediğini ispat edeceğim.
ben bu sıkıntıları haftalardan beri hissediyordum. bereket versin roma maçından sonra sözler açıkça söylendi de sabotajcıların maskesi düştü. en çok memnun olduğum şey şu ki: kimse bu ithamları iyi karşılamadı. italya'da daha birçok başarılı maçlar çıkaracağım. çok defa en iyi oyuncular arasında adımı geçirteceğim. ama hiçbiri benim için şunun kadar önemli olmayacak: bütün floransalıların türk bartu'yu sevmektedirler. hakkımda uydurulan şevlere hepsi bizzat türk bartu kadar üzülmektedirler.
haftalık supersport mecmuası bu haftaki sayısında can'ın fiorentinanın bu seneki transfer listesinde yer aldığını açıklamıştır. mecmua, fiorentina'nın büyük bir insayt bulamadığı için şampiyonluktan vazgeçtiğini bildirmekte ve şunları yazmaktadır:
«fiorentina antrenörü hidegkuti, daha mevsim başında şampiyonluğun hamrin ve milani'nin kaderine bırakılmamasının lâzımgeldiğini, anlamış büyük bir insayt aramaya başlamıştı.
ilk isim peru'lu seminario idi. halen ispanyada oynayan seminario için zaragoza kulübü 100 milyon liret (2.000.000 tl) isteyince fiorentina antrenörü, real madrid'li puşkaştan malûmat istedi. fiorentina hesabına bu işe oldu bitti nazariyle bakıldığı bir sırada puşkaş'tan gelen mektup üzerine hidegkuti fikrini değiştirdi ve peşte'de seyredip beğendiği can'ı transfer etti. fiorentina'nın can'dan istifade etmediği söylenemez. bununla beraber türk futbolcusu, milani'nin işini kolaylaştırmak şöyle dursun, daha da zorlaştırdığı için beklenileni vermedi. can, fiorentina gibi büyük bir takımda oynayacak çapta futbolcu olmadığı için transfer listesine konmuş bulunmaktadır.
fiorentina, şubat ayında anlaştığı brezilyalı santrfor amarildo'dan sonra, şimdi de, geçen hafta irlanda'ya üç gol birden atan b milli lakım santrforu cavicchia ile mutabakata varmıştır.
bartu, padova'ya karşı takımda yer almıyor. palermo'da da metin oktay yok
floransa'dan dün telefonla konuştuğumuz can bartu, moralinin son derece bozuk olduğunu söylemiş ve «mevsim sonunda fiorentinn'dan ayrılmayı düşünüyorum» demiştir.
fiorentina'da kendisine karşı savaş açıldığını, sarti, hamrin ve milani'nin durmadan kendi aleyhinde konuştuğunu belirten bartu. şu açıklamayı yapmıştır: «- kulüpte aleyhime öylesine komplolar kurdular ki, beni çok sevdiğim diorentina'dan soğuttular. evvelki akşam antrenör hidegkuti yanıma gelip pazar günü oynamam için teklif yaptı. fakat asabım o kadar bozuk ki, oynamam hemen hemen imkânsız. zira kendileriyle takıştığım bu uç futbolcunun sahada da beni müşkül vaziyete düşürmek isteyeceklerini biliyorum. bu sebeple hidegkuti'nin teklifini reddettim.»
fiorentina'dan ayrılmak kararında ısrar eden can sözlerine şöyle devam etmiştir: ««- artık bu kulüpte zevkle, futbol oynayamam. sezon sonunda başka bir kulübe geçmek için çareler arayacağım. kulüp içindeki ikilik, üstelik milli hislerimle oynamaları beni cidden çok üzdü. italyanlara, türkiye'de futbolun mevcut olduğunu ispat edeceğim. bunu herhalde metin de, ben de iyice anlamış bulunuyoruz. vatanıma kucak dolusu sevgi ve selamlar yollarken, bütün milletimin bana duacı olmasını dilerim.»
dün yapılan italya lig maçlarında türk futbolcuları takımlarında yine yer almamışlardır. fiorentina, kendi sahasında padova'yı 3-1 mağlûp ejderken palermo da mantoya ile 1-1 berabere kalmıştır.
can'sız forveti hamrin, milan, milani, dell'angelo, petris'ten müteşekkil fiorentina ilk devrede del vecchiı'nun attığı gole milan vasıtasıyla cevap vermiş, ikinci yarıda santrfor milani'nin ayağından iki gol daha kazanarak sahayı 3-1 galip terketmiştir.
palermo, metin'siz tertibiyle la favorita'da mantova'ya takılmıştır. ilk golü mantova'nın brezilyalı santrforu sormani atmış, fernando beraberliği teminde güçlük çekmemiş ve maç 1-1 berabere sona ermiştir.
bergamoda yapılan atalanta - milan maçı halkın sahaya hücum etmesi yüzünden tamamlanamaıştır. hakem, seyirci sahadan çıkmayınca maçı tatil etmek mecburiyetinde kalmıştır.
milan bir maç eksiğine rağmen 45 puanla birinci, fiorentina 44 puanla ikinci, inter de 42 puanla üçüncü vaziyettedir.
fiorentina: giuliano sarti, sergio castelletti, rino marchesi, enzo robotti, piero gonfiantini, saul malatrasi, luigi milan, kurt hamrin, lucio dell'angelo, aurelio milani, gianfranco petris
padova: antonio pin, aurelio scagnellato, cristiano cervato, celestino celio, giovanni azzini, tomislav kaloperovic, dante crippa, alberto valsecchi, emanuele del vecchio, enrico arienti, giorgio barbolini
gol: (0-1) dk. 6 emanuele del vecchio (1-1) dk. 15 luigi milan (2-1) dk. 51 aurelio milani (3-1) dk. 89 aurelio milani
kırmızı kart: dk. 46 sergio castelletti (fiorentina) dk. 46 emanuele del vecchio (padova)