hararetli, sert ve hırçın geçen maçta sarı -kırmızılıların golünü 18 inci dakikada metin attı
necmi tan yolaç ankara'dan bildiriyor
hareketli, sert, hırçın ve süratli... ama, peşin lâf. ankara'ya averaj yapmaya gelen galatasaray'dı. milli ligdeki iddiasız ankaragücü'ne kupa maçını teklif eden...
hani, halk ağzında buna çanak tutmak denirdi. galatasaray bizim her hattından futbol taşan bir takım olarak tanıdığımız galatasaray hüviyetini devam ettirseydi. galatasaray ideal tertibini bulmuş bir takım gibi oynasaydı, kupa yerine ankaralı meslekdaşlarımızın da tahminlerine uygun şekilde averaj maçı seyredecektik.
teklif bal gibi galatasaray'dan gelmişti. buna açık bir davet de denebilirdi. millî lig şampiyonluğunda ilk akla gelen iki isimden biri, milli lig sonunculuğundan kurtulmak isteyen rakibine müsavi şartlar altında oyun teklif ediyordu. durgun, isteksiz futbolü ile adeta «gel» diyordu. «gel, bırak çift santrahaflı müdafaayı. vaz geç metin'e kartı kurduğun sert barajdan. hücuma geç. gol de atarsın kornerde. görüyorsun rahatsızım.»
bu dâvet karşısında ankaragücü, zaman geldi ki, galatasaray yarı sahasından ayrılmaz oldu. hele ilk devredeki ağır tazyik... kornerlerin sırasını şaşırmıştık. sağdan çekiliyor turgay karşılıyor, soldan atılıyor. ergun ve ismail müdahale ediyorlardı. hücum anlarında ikili markaj kilidini açan ve sol hafını ileri süren ankaragücü, bütün üstün görüşüne rağmen bu maçtan mağlûp ayrılmıştı, kabahat galatasarayın değil, kendi hücum hattınındı.
halbuki haftalardır ağır maç yapmamış olan sarı - kırmızılılardan, ankardaki taraftarları şampiyonluğa giden bir takımın futbolunu beklemişlerdi. itiraf yerinde olur ki, bu galatasaray dün sahada görünmedi. gerçi ikinci devrede ankaragücü yarı sahası işgal edilmiş, şütler atılmış, paslar verilmişti. fakat görülen sadece ferdi parlayışların getirebileceğinden ibaretti. seyirci «suat nerede, hani faydalı adam erol, hani sahalarımızın büyük ahmed'i». hattâ golü atmış olmasına rağmen «nerede o mitralyöz gibi ayaklarını işleten metin» dşyordu. ve bunların hepsi sahada fakat hiçbiri oyunda değildi. ya geri hatlar... bir ismail ile, bir ergun'la sakatlandıktan sonra dahi bir kaç gollük top alan kaleci turgay'la galatasaray defansının tamamı sayılmıyacağı aşikardı. hasılı beşiktaşın oynanacak bir kade rmaçı arifesinde sarı-kırmızılıların hali hiç de iç açıcı değildi. tribünlerden gelen seslerin de ifade ettiği gibi son senelerin en arzulu, en gürbüz takımı galatasaray, futbolu bir angarya kabilinden oynayan bir takım oluvermişti.
maçtan notlar
evet, ankaragücü yalpalayan rakibi karşısında daha başlangıçtan itibaren haşin bir kupa takımı kesilmişti. bu hırslı tempo gözle kaş arasında atılan tekmelerden vazgeçildiği zamanlarda göze hoş geliyordu. geri de iyi kapanıyor, sağlam müdafaadan çıkardığı toplarla, üç adamını galatasaray ceza sahasına indiriyordu. galatasara, ilk devrede müdafaadaki ankaragücünden çok zorluk çekti. çünkü evvela geride aksıyor, orta sahadaki boşluğu kapayıp, tesirli bir forvet temposuna giremiyordu. buna rağmen tecrübe, galatasaray ilk golü kazandırdı. 18 inci dakika oynanıyordu. ertan'ın -çalışkan ve vazifesini yapan ertan'ın- sağa uzattığı topu suat kapmış ve kafa ile metin'in önüne düşürmüştü. metin çok güç pozisyonda bulunuyordu. ama iki rakip müdafiin arasından çıkardığı şütle topu ağlara takmakta gecikmiyecekti. gol, maçın golüydü. devre galatasaray kalesi önünde geçti. birinde turgay, çok seri bir akın sonunda çekilen şütü durdurdu. diğerinde turgay ileri çıkmışken, ismail boş kaleye giren topu kafayla kornere çıkardı. bu arada turgay, karambolde kasığına bir taban yedi ve oyunun sonuna kadar sekerek, topallıyarak kalesini müdafaa etti.
ikinci devrede sarı-lâcivertlilerin yine aynı hızda oldukları görülüyordu. sarı-kırmızılılar, iki yan hafın biraz canlanması üzerine, oyun üstünlüğünü temin edip, hücumlarını sıklaştırdılar. bu kısımda kayda değer hadiselerin kahramanı ahmet berman'dı. üçünde metin'in, ikisinde ertan'ın gollük paslarını kale önlerinde heba eden bu futbolcunun, beşiktaştan 60.000 liraya transfer edilen ahmet mi, yoksa ilk defa sahaya çıkan bir ahmed mi olduğunu anlamak cidden güçtü.
ve galatsaray hayli yaralı ve bereliyle sahadan 1-0 galip ayrılıyordu...