müdafaa oyunu lâcivert-beyazlıları yine başarıya götürdü. sahanın en iyileri adnan ve kaleci bülent'ti
böylece kasımpaşa, fenerbahçe'den sonra bir puvan da galatasaray'dan aldı. mütevuzı kasımpaşa için bu, inkâr edilmez bir başarı oldu.
ama futbol tevriyesi bakımından dünkü maç maalesef utanılacak bir seviyede idi. sahadaki maç o seviyede idi ama, kasımpaşanın bir civa gibi her boşluğa kayan, nerede lazımsa orada hazır bulunabilen, her top kesişte biraz hissesi, her açılışta biraz payı bulunan sağiçi adnan, ancak bir iki tehlikeli şüt kurtarmasına rağmen her pozisyonda kabiliyet ve formunu isbat eden kaleci bülent, kesicilikte mükemmel hazırlayıcılıkta çok iyi, takipçilikte vasatın üstünde sol hafi argun gibi kalburüstü elemanları vardı. geri kalanlar da bir, takım olarak belki iti futbol oynamıyorlar fakat bir lig lakımı olarak istedikleri puvanı almak için düşünülen taktiği başarmakta kusursuz görünüyorlardı.
evet bu temaşa olarak hiçbir değeri olmayan bir futboldu. sadece oyun bozmayı ve puvan almayı gaye edinmiş gibiydiler. ama eğer rakip hakikaten üstünse bu taktiği bozabilirdi. kalesi önünde kapanık bir müdafaayı dağıtmak için galatasaray ne yaptı? üzülerek işaret etmek lâzım ki galatasarayın ne yaptığı değil, ne yapabileceği bile düşünülürdü. her pozisyonda klâsları ve tecrübeleri ile mukatese edilmeyecej kadar «garip» hareketler yapan, isâbetsiz şütlerle uzak mesafelerden «iyi kaleci» bülenti yoklamağa kalkıp lüzumlu lüzumsuz vuruşlarla akınları berhava eden hatta top kesicilikte bile başarılı olamayan iki yan hafla oyunun kazanılması hemen hemen imkansızdı.
maçın ilk devresi ne yaptığını henüz pek bilmeyen bir galatasaray'la kendisine henüz pek de güvenemeyen bir kasımpaşanın tatsız, beceriksiz, neticesiz mücadelesi halinde geçti. o kadar ki kayda değer hâdise olarak hatırlanabilenler sadece 28 ve 37 nci dakikalardaki iki pozisyondu:
28 inci dakikada metin aradan aldığı bir ileri pasla dalmış, 6 yarda çizgisinde kadar sokulmuş fakat iki yanından argun'la gazanfer'in birlikte müdahelesi ile topu kaybetmişti. bu pozisyonda birşeylşer olduğu muhakkaktı ama..
37 nci dakikada ise kaçan mustafa idi. ceza çizgisi üzerinde aldığı topta durdu. düzeltti ve vurdu. top didibinden dışarı çıkarken bülent müdahale edememişti.
ikinci devre
ikinci devrede bir değişiklik olmadı. fakat onuncu dakikada kasımpaşa önünde cereyan eden o heyecanlı bütün maç boyunca sadece o sırada görülmüş olan - canlı faaliyet galatasaray hesabına bir ümit doğurmuştu. fakat o hız, o kadarla kaldı ve.
geriden kale ağzına havale edilen bir topa suat çok güzel dalmıştı. tam kale ağzında son müdahele ile çok şeyi halledebilirdi. fakat bülent daha atik davranmış ve kornere çıkartmıştı. atılan kornerde evveli metin çok - ama çok - yükselerek balyoz gibi bir kafa vuruşu yapmıştı. üst direğe çarpan top kale önünde kaldı. karambolda birkaç müdaheleden sonra son vuruşu suat yaptı. lakin vurduğu kafa o kadar hafif ve tesirsizdi ki... bülent topu bloke ediyor ve geri kalan 35 dakikada böyle bir heyecan ancak bir defa daha yaşanıyordu: 24 üncü dakikada metin'in kafa ile ileri, ortaya aşırdığı topa suat havada uzayıp büyüyerek ayak koydu. ters köşesine plase edilen topa bülent olduğu yerde yaylanarak uçuyor kasımpaşa «iyi futbol» oynamadı şüphesiz. lâkin istediği puvanı almasını bildi.. galatasaraya gelince hem iyi futbol oynamamış hem de puvan almak için çalışan rakibe hükmedememişti.