gençlerbirliği'nde, 2003-2004 sezonunun son maçlarından ve 2004-2005 sezonun başından beri yaşanmakta olan sorunlar, yapılan yanlışlar ve bunun doğal bir sonucu olan düşüş süreci, ankara'da oynanan egaleo maçında da devam etti. kulüp, futbol takımının ligde oynadığı kötü futbol ve aldığı başarısız sonuçlardan dolayı hedefsiz kalmasının yanı sıra uefa kupasında da egaleo'ya elenince deyim yerindeyse kendi ölçeğinde dibe vurdu. bu maçtan sonra www.alkaralar.com sitesinde yazdığım "yeniden yapılanmak" başlıklı yazıda yer verdiğim notlardan bazıları:
- taraftarlarca istifaya davet edilen, ancak başkanın da yönlendirmesiyle takım dibe vuruncaya kadar istifa etmeyi düşünmeyen, bu arada takımı toparlamak için herhangi bir çare de üretemeyen ve zamanı boşa harcayan bir teknik direktör,
- bir yanda annesi, babası ya da bir büyüğü tarafından büyük bir heves ve heyecanla elinden tutulup maça getirilen, ancak kapıda bilet almaya zorlanan ve stada alınmayan minicik çocuklar, diğer yanda uefa kupası maçında stada (maraton tribünü) bedava alınan ve bir kereliğine geldiği maçta gençlerbirliği taraftarlarının tribün kültürüne yakışmayacak bir şekilde “kahpe yunan”, “yunanistan köpeğine”, “ayağa kalkmayan yunanlı olsun” gibi ırkçı tezahüratlar yapan ve sakatlanan rakip futbolculara “oh” çeken taraftar müsveddeleri,
- maçın son 10 dakikasında yönetimi ve erdoğan arıca'yı istifaya davet eden, ama bu arada takımı bırakıp gitmiş olan eski teknik direktör ersun yanal ile eski futbolcular ahmet hassan, deniz barış ve serkan balcı lehinde de tezahürat yapan bazı taraftarlar,
- sayısının azlığından yakınılan, ama kulübün daha iyi noktalara gelmesi için hiçbir çıkar gözetmeksizin kendince çaba gösteren, kafa yoran, tartışan, çırpınan, gerektiğinde yapıcı eleştiri ve önerilerde bulunan, maçlarda takımı yalnız bırakmayan, küfür etmeyen, “disiplin + centilmenlik = gençlerbirliği” kültürüne sahip taraftarlar.