dün alman millî futbol takımına 2-0 yenildik mağlûbiyetin başlıca sebebibi, hücum hattının tertip şeklinde ve aczinde aramak lâzımdır
dünkü maç, stadyomun şimdiye kadar görmediği muazzam bir seyirci kalabalığı kaşısında oynandı. maçın tafsilatı spor sayfamızda yazılmış olmakla beraber şu kadarını söyliyeyim ki, gerek isveçle yaptığımız millî maçta, gerek dünkü alman - türk milli maçında gördüğümüz en büyük aksaklık sebebini hücum hattında, hücum hattındaki tertip yanlışlığında, bu yanlışlıktan doğan acizde aramak lazımdır. isveç milli takımını yenmemize rağmen hücum hattının gösterdiği aciz ve kabiliyetsizlik aşikâr surette göze çarpmakta idi. almanların daha kuvvetli olduğunun bilinmesine rağmen aynı hücum hattında ısrar edilmesindeki hikmeti anlamak mümkün değildir.
dünkü milli takımda oynıyan şükrü'nün vaziyetine gelince, bu kadar şişirilen ve binaenaleyh kendisinden fazla ümide düşülerek bütün oyunun siklet merkezi üzerine bindirilen bu oyuncu, esasen çekingen oynamak itiyadında olduğuna, fazla olarak formunda da bulunmadığına göre, dünkü maçta derin bir inkisar yaratmaktan başka netice alamadı.
ayrıca şükrü, etrafındaki reklamlara bakarak kendilerini ona göre ayarlayan diğer oyuncuların da fazla enerji ile oynamak heyecanını kırdı. bu itibarla gelmemesi belki gelmesinden daha hayırlı olacaktı.
nerede kaldı ki birinci haftaymın sonunda türk milli takımı, kendisine üstün oynayan alman milli takımiyle berabere netice almış olmak gibi çok iyi bir vaziyette idi. fakat futbol federasyonu reisi ulvi yenalın, takımın soliç mevkiinde oynıyan muzafferi alarak yerine lisebebi minelesbap fahrettinni koyması, ikinci devrenin 2-0 netice vermesinde başlıca âmil olmuştur. zira hiç olmazsa muzaffer müdafaaya yardım etmek sistemini biliyordu ve almanların ikinci devrede gördüğümüz rahat kombinezonlarına imkân bırakmıyordu. onun için ulvi yenalın fazla bilgiçlikten başka hiçbir mâna taşımayan büyük hatâsı, kaleci turgayın fevkalâde oyununa rağmen dünkü mağlûbiyette başlıca âmil oldu. esasen bizim takanlarımızın mağlûbiyetlerinde oyuncularımızdan ziyade idarecilerimize ait hatâ ve gafletlerin payı daima birinci plânda olmuştur. fransaya takımı götürüe kepaze etmek bir hatâ idi. dünkü takım şekli de hatâ oldu, yarın çıkaracakları takımlar da mutlaka hatalı olacaktır.. takımları değil, bu adamları işbaşından uzaklaştırmk lâzım dır.
dün maçı terkederken spor işlerinde ha'lü hamur olmuş ve herkesin çok iyi tanıdığı bir arkadaşa fikrini sorduk. kısaca şunu söyledi:
- aralık ayına girmek üzereyiz. hâlâ lig maçları başlamamıştır. dünyanın hiçbir yerinde üç beş günlük kamp kurmak usuliyle milli takım yetiştirmek görülmüş şey değildir. bunlar bize mahsus acayipliklerdendir.