aslında akp'yi iktidara getiren 3 kasım 2002 seçimlerinden birkaç ay öncesine gitmek gerek futbolla bir alaka kurmak için. 17 mart 2002'de koalisyonun en hararetli günleri. fenerbahçe ile malatyaspor, 2001-02 sezonunda şükrü saraçoğlu stadı'nda karşı karşıya geliyor. maçı izleyenler arasında koalisyon ortağı anap'ın genel başkanı mesut yılmaz da var. koyu bir galatasaray taraftarı olarak bilinen mesut yılmaz için numaralı tribünden bir pankart açılıyor: "sandıkta görüşürüz mesut bey". belki güvenlik kuvvetleri, tribüne saldırarak durumu kurtarmaya, pankartı indirtmeye çalışıyor ama nafile...
gelelim 3 kasım 2002'ye. fenerbahçeliler'i bilemeyiz ama seçmen hakikaten de mesut bey'le ve koalisyonla sandıkta görüşüyor. dsp, mhp ve anap, meclis dışında kalıyor. seçimde zaferi genel başkanlığını fenerbahçeli recep tayyip erdoğan'ın yaptığı akp kazanıyor. üstelik erdoğan 1970'lerde iett formasını giyerken fenerbahçe tarafından istenmiş ama babası, oğlunun okumasını tercih etmiş. tabii o sırada olayın ayrıntılarını bildiğini söyleyen çok kişi çıkıyor ve tayyip bey neredeyse maradona'ymış da harcanmış ortamı yaratılıyor. başbakanın futbol yeteneklerini yıllar sonra avrupa liderlerinin önünde gördük o ayrı.
neyse efendim, 3 kasım seçimlerinden üç gün sonra bir erteleme maçı var. hem de ne maç! fenerbahçe ile galatasaray, şükrü saraçoğlu stadı'nda karşı karşıya geliyor. bu arada eurosport, türkiye ligi'nden maçları almaya karar vermiş ve ilk haftalarında bu karşılaşmanın geniş özeti verilecek. aslında 6 kasım'daki maçın ayrıntılarına girmenin pek anlamı yok. herkes maçın 6-0 bittiğini ve fenerbahçeliler için unutulmaz bir maç olduğunu hatırlıyor. fenerbahçe'nin lig tarihinde galatasaray'a karşı aldığı en farklı galibiyetin bir fenerbahçeli'nin partisinin seçim kazanmasından üç gün sonra oynanması daha da anlamlı.