sporx sitesinde yazan esat dergi arda turan için yazmış paylaşmak istedim;
arda'nın tokatı
sezon öncesi arda'nın bir resmi halen aklımda. hani o meşhur magazin programlarına bile giren kareler. genç oyuncu bir arkadaşıyla, bir yatta. ertesi gün atılan başlıklar da akıllarda; "arda sezonu erken açtı" alemci arda!
bitmemişti o başlıklarla da. sezona böyle sokulan bir futbolcu aralık ayının ortasına kadar sistemli olarak eleştirildi. genç oyuncunun önünü açmak, yol göstermek için yapılan ‘yapıcı‘ eleştiri farklı bir konu. bunu hayatın her anlamında yapıyoruz zaten, kendi ailemiz içinde bile var bu. sorun vurmak için yapılan eleştiriydi. hatta isim vermek gerekirse o günlerin popüler ismi, şimdilerin sessiz programcısı serhat ulueren. bursaspor maçı öncesi bir barda sabahlayan arda'yı sert bir dille eleştirmeye çalışıyordu.
ateş gibi bir ülkedeyiz. gündeme bir malzeme düştü mü, aman değmeyin keyfine. o ateş, bir ara g.saray taraftarına bile sıçramıştı. nasıl sıçramasın ki. maçtan bir hafta önce haber yakalayanlar, maç günü arda'nın gece hayatını ilk sayfada sutünlarına yansıtıyordu. tribündeki futbolsever için de, kahvehanedaki futbol yorumcusu için de arda 'şımarık-alemci' olmuştu.
şimdi durup düşünün. siz de öyle düşünmediniz mi? evet, ben de. biraz da özel hayatına dikkat etmeyen 'serseri' bir oyuncu imajı çizilmişti. ligin ilk yarısında sivasspor maçında oyundan çıkarken feldkamp'a yaptığı hareketler de vardı arda'nın. hatasız olduğunu asla savunmuyorum, savunduğum o türkiye'de sokulduğu delikten bu kadar güçlü çıkışı.
21 yaşında... arda resmini bir sezona yayarak önünüze koyduğunuzda bambaşka bir tablo çıkıyor aslında. lig tv’deki “2'ye 1” programında futbolcu değil insan olarak baktığımda yaptığı açıklamalar yetmişti. 21 yaşında biri için ‘şımarık‘ benzetmelerinin pskolojisini nasıl bozduğunu belirtmişti. yeteneği ve geliştirebileceği yönleri ortada olan 21 yaşında bir oyuncu ve daha futbola girerken yaşadıkları. galatasaray yönetimi zaman zaman arkasında durdu, zaman zaman da onu kendine getirmek için ceza verdi. galatasaray taraftarı geç de olsa ona sınırsız destek verebilecek pozisyona geldi. ıslıklayıp, yuhalayıp sahadan bir maçta soyunma odasına gönderdikleri isim… hepimizin bildiği gibi bir ara hagi'ye saha kenarından top atan sarı-kırmızı eşofmanlı top toplayıcı isimdi.
ve şimdi o arda başından bunca şey geçmesine, hatalarına rağmen. galatasaray'a şampiyonluğu getirdi. tek başına değil elbet ama sivas maçında attığı 3 gol, getirdi. herkes gibi, g.saray taraftarının da büyük bir özür borcu mu var acaba arda'ya?
futbol böyle de ilginç bir yönü olan oyun işte. bakın chelsea'ye, teknik direktör avram grant'a. jose'nin yapamadığını yaptı ve londra ekibi premier league'de potada, şampiyonlar ligi’nde ise finalde.... avram grant'a türkiye'de ‘küfür‘ tabir edilecek şeyler bile yazıldı ada'da. başarı öyle ya da böyle onunla geldi ve ada'da bir sessizlik.
düşünün ve sadece yerinizi arda'nın yerine koyun. evet hatalar yaptı. gençlik ateşi, futbolculuğunun üzerine çıktı ama bunu çabuk fark etti. o geceden sonra bir daha bara gitmedi. çalıştı. takım içinde genç yaşına rağmen 'lider' oldu, kimse fark etmese de. alt üst olan pskolojisine rağmen sahada kalmayı başardı. futbol oynamayı. futbolunu şu an bize konuşturmayı.
21 yaşında bu sınavdan çıkmak kolay değil. eriyen giden yıldızların haddi hesabı yoktu. galatasaray'ın şampiyonluğu bir bahane olsun. euro 2008 ve sonrasında iyi - kötü, avrupa'da bir başka ‘gerçek yıldız‘ türk görebiliriz.
nihat'ın yaptıklarına ‘şaka‘ diyoruz ya. bize aslında o şakayı yaşatacak çok oyuncu var türkiye'de. yeter ki ateşe kapılmasın taraftarlar, ıslıklamasınlar. destek kelimesini bilsinler, tanısınlar. tabii ki bu oyunun yapımcılarından biri olan medya da.