galatasaray şampiyonluk yolunda geri kalmamak, gençlerbirliği ise düşme potasından kurtulabilmek için mutlaka kazanmak için oynayacaklardır. 19 mayıs stadının kötü zeminine rağmen zevkli bir müsabaka olacağını ve galatasaray'ın maçı kazanacağını düşünmekteyim.
gençlerbirliği'nin galatasaray ile lig tarihindeki 74. kez karşı karşıya geleceği maç.
bugüne kadar 2 takım arasında yapılan 73 maçta, gençlerbirliği'nin 18, galatasaray'ın ise 39 galibiyeti bulunuyor. 16 maçta ise taraflar sahadan beraberlikle ayrıldılar. gençlerbirliği bu maçlarda 75 gol atarken kalesinde 128 gol gördü.
ankara'da galatasaray 2 maçla üstün
bugüne kadar ankara'da yapılan 36 maçta galatasaray'ın 15-13'lük bir üstünlüğü bulunuyor. 8 maç ise beraberlikle sonuçlandı. bu maçlarda gençlerbirliği, 41 gol atarken, kalesinde 54 gol gördü.
farklı galibiyetler
gençlerbirliği, galatasaray'a karşı en farklı galibiyetini, 1960-1961 sezonunda ankara'da 3-0'lık skorla elde ederken, galatasaray, gençlerbirliği'ne karşı en farklı galibiyetlerini, 1999-2000 sezonunda istanbul'da 6-0'lık skorla elde etti.
en gollü maçlar
gençlerbirliği ile galatasaray arasındaki en golü maçlar; galatasaray'ın 1992-1993 sezonunda istanbul'da 5-2 ve 1999-2000 sezonunda yine istanbulda 6-0 kazandığı maçlar.
son maçlar
ligin ilk yarısında istanbul'da oynanan maçı galatasaray 3-2 kazanmıştı.
galatasaray ile bugüne kadar oynadığımız maçları görmek için tıklayın...
not: bu haber http://www.gencler.org 'un kendi istatistik arşivinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
dünkü fenerbahçe - kayserispor maçında yaşanan hakem hatalarından sonra "inşallah dünküleri bu maçta telafi etmezler" diyerek heyecanla tribünlerde olmayı beklediğimiz maç.
88. dakikada lincoln'ün attığı golle galatasaray karşılaşmayı 1-0 yenip şampiyonluk yoluna devam etmekte, gençlerbirliği ise düşme potasından kurtulamadı.
anadolu takımlarının bu ligde şampiyonluğa oynayan istanbul takımlarının "sadece" figüranı olduğunu binlerce defa olduğu gibi bir kere daha "anlayanların" gözlerine soktukları maç.
açıklamak gerekirse;
dün fenerbahçe'nin kayserispor karşısında haksız bir penaltı ve uzatma dakikalarının uzatma dakikalarında ofsayttan bulduğu golle galip gelmesinin ardından şampiyon adaylarından galatasaray'ı konuk eden gençlerbirliğimizin bariz bir penaltısı es geçildi, kendi sahasından çıkan ve topu alması durumunda kaleci ile karşı karşıya kalması içten bile olmayan oyuncumuz ofsayt gerekçesiyle durduruldu ve galatsaray maçı 1-0 kazanarak şampiyonluk yolunda devam ederken anadolu takımlarının bu ligde şampiyonluk yolundaki istanbul takımlarının "sadece" figüranı olduğu bir kere daha "anlayanlara" ispat edildi.
dünkü fenerbahçe-kayserispor maçında yaşananlara tepki koyan galatasaray taraftarları maçın hemen başında beyaz mendiller sallayıp ardından federasyonu dünkü hakemin hataları yüzünden istifaya davet ettiler. bir gençlerbirliği taraftarı olarak bu konuda galatasaray taraftarlarının tepkisinin yanındaydım. ta ki, maç içinde sürekli federasyonu "hakem hataları" yüzünden istifaya davet eden galatasaray taraftarlarının gözleri önünde (pozisyon galatasaraylıların doldurduğı saatli, kapalının solu ve martatonun solunda oldu) sabri'nin hakan aslantaş'ı ceza alanının içinden kornere fırlatmasına alkışlarla cevap vermelerine kadar...
eğer hakem hatalarından dolayı federasyonu istifaya davet ediyorsanız ve bu konuda "samimiyseniz" böyle bir pozisyonu nasıl alkışlarsınız? kim için ve neye dayanarak...
benim gördüğüm 2 tane nonda'nın ofsayt olmayan pozisyonu ofsayt gerekçesiyle durmuştur. lincoln, servet ve ümite anlamsız sarı kartlar çıkmıştır. galatasarayın golü ise çok şıktır, beleşten atılmış bir gol değildir. hata iki tarafada yapılmıştır.
ne yazık ki iki abuk hatanın maçın önüne geçmesine neden olmuştur kuddusi müftüoğlu. bir açık penaltı ve kendi sahasından çıkan adama kaldırılan bir ofsayt bayrağı. dünden bugünü görmek mümkün olsa da böyle kör gözüne parmağım şeklinde olabileceğini tahmin edememiştik doğrusu.
bu maça damga vurabilecek bir diğer isim de kalecimiz periç olabilecekken iki kez galatasaraylı topçular iki kez de direkler kendisini kurtarmıştır. fakat gelecekte eminim ki adını yazdıracağı çok maç olacaktır.
bu maçın hakemi için şunu yazmak istiyorum. bu adama şimdi sorsalar, olmayan vicdanının rahat olduğunu söyler. bu adamın bu maçtaki sevabı günahı birbirini götürecek şekilde hesaba çekilsin. sonuç ne çıkarsa, varsa çoluğu çocuğu, aile ocağı ve tüm diğer kutsal saydıkları bu sonuca göre etkilensin ama kuddusi'nin kendisine kesinlikle bir şey olmasın!
kuddusi'den 2004'teki kupa finalinden beri nefret ediyorum. bir adam bu kadar mı aciz, bu kadar mı haysiyetsiz, bu kadar mı karaktersiz olur? adam en ufak bir baskıda pısıyor kalıyor. o final maçına yaklaşık 2.500 kişiyle gitmiştik. karşımızda 45.000 trabzonsporlu vardı. yani, maç trabzon'da olsa, taş çatlasa 2.000'e inerdi bizim sayımız ama trabzonspor o taraftarın yarısını bile bulamazdı. trabzon taraftarı çok etkiliydi o gün ve kuddusi denen adam müsvettesinin yönettiği her maçta olduğu gibi gereksiz yere inanılmaz biçimde gerilmişti futbolcular ve tribünler. şurası var, trabzon bizden iyi oynadı ve hak etti, o kupa için hiçbir hak talep etmiyorum, bu da beni teselli ediyor. çünkü, eğer oynasaydık, o taraftar baskısına (ya da garezi mi var bize bilemiyorum, bizim maçlarda hep bizim aleyhimize çalışıyor) yine boyun eğerdi ve maçı yine alamazdık. en azından bugün, kötü oyunumuz nedeniyle kupayı hak etmediğimiz için rahatım. ama o adama o maçtan sonra duyduğum nefret hiçbir biçimde azalmamıştı.
bizim demiroviç kaleciydi. trabzonlu mehmet yılmaz ile birlikte aynı anda topa yöneldiler. topu kaleci aldı, alırken çarpıştılar, mehmet yılmaz hemen özür diledi, birbirlerine sarılıp dostça ayrıldılar. yönlerini doksan derece ayırdılar. ortada mesele yok. bu gerizekalı koştu, iki futbolcuyu yanına çağırdı, sert uyarılarda bulundu, ondan sonra trabzon tribününden büyük bir uğultu yükseldi. işte hakem derken böyle bir gerizekalıdan, böyle bir dengesizden bahsediyoruz. adam o gün o ortamı germek için elinden geleni yaptı.
bu beyinsizin ortamı germesi üzerine başta gökdeniz ile el saka olmak üzere önce sahadaki futbolcular aralarında kapıştılar. sonra bu gerilim tribünlere sirayet etti. trabzon taraftarları arasında kavga çıktı, polis iki kişiyi çekti aldı, bir kişinin bıçaklandığı söyleniyordu, olayın doğrulanıp doğrulanmadığını şu an hatırlamıyorum. onlardaki gerginlik bize de sıçradı, karşılıklı atıştık.oysaki, maçtan önce birbirimizi çok iyi karşılamıştık.bizim tribünde bile kavga çıktı, bir sürü insan birbirine girdi.yemin ederim, ankara'ya gelene kadar otobüste kaçan kupaya değil, aramızda çıkan kavgaya değil bu gerizekalıya kızdım en çok, onca yolu bize zehir etti.
söylenmesi gerekenler söylenmiş, tekrardan söylemeye çok da gerek yok aslında, adam olan herkes görüyor. fener hakem ile maç alıyor. ertesi gün yapılan yaygara sonuç veriyor, aynı sebepten zorla maçı karşıya veriyorlar. yani, adalet yerini buluyor? ya bize yapılan adaletsizlik? demek ki, adalet dediğin yeni bir adaletsizlikle temin ediliyor. bu kadar da olmaz, şu son iki günde olanları herkes görüyor ama millet bunu doğal karşılıyor. olacak iş değil!
bu takım ligin ilk yarısında oftaş'a yenildi. ligin ikinci yarısında 17. sıradayken, düşmeme mücadelesinin adayıyken ve oftaş durumunu epeyi düzeltmişken bile oftaş'ı yenemedi, maç berabere bitti. kendi sahasında kimseye yenilmeyen kayseri, istanbul bb'ye yenilir. kendi sahasında yine kolay kolay maç vermeyen ve son haftalarda oldukça iyi oynayan istanbul bb'ye, ankara bb'ye yenilir. istanbul'un üçüz emek hırsızlarıyla oynadığımız maçların sonuçları kritik dönemlerde önceden tayin edilir, istediklerini şampiyon yaparlar, istediklerini küme düşürürler, istediklerinin aracılığıyla kulüpleri kendi belediye başkanlarına peşkeş çekerler. biz de düşme hattında bile olsak oftaş'tan puan alamayız, sahadaki mücadelemizin karşılığından fazlasını istemeyiz.
biz bugün hakem hatası kurbanı olsaydık, hiçbirimizde bu ruh hali olmazdı. biz bugün sistemin ve bu sistemin celladı hain bir hakemin kurbanı olduk. bizim sıkıntımız budur.
her şeyin hesabı sorulacak diyoruz ya, ne zaman sorulacak bu hesap ya? bu düzeni doğrudan veya dolaylı destekleyen, tüm bunlara sebep olan kim varsa allah hepsinin binbir türlü belalarını versin! hepsine her şey haram olsun! yeter artık be! biz ne için mücadele ediyoruz bu memlekette?ayırsınlar ligi ikiye. yarısında bu üç emek hırsızı ve belediye takımları oynasın; diğer yarısında biz olalım! bu iki ayrı lig arasında futbolcu-hoca-yönetici vs. transferi de kesinlikle yasaklansın. istemiyorum ben bu sahtekarlarla karşılaşmak. yeter bana anadolum'un takımları. bu nedir ya?
gençlerbirliği basın sözcüsü muammer akyüz bugün maçla ilgili şöyle bir açıklama yaptı: "televizyondan naklen verilen ve yüzbinlerce kişinin izlediği bir maçta, değil maçın sonucunu, ligin sonucunu etkileyerek bu hataları yapan hakeme, "hakem de insandır hata yapabilir" diyecek kadar saf olmadığımızı herkesin bilmesini istiyorum. penaltı pozisyonunda hakem uzaktaydı, ters tarafta kaldı, göremedi gibi mazeretlerin olamayacağı kadar açıkta, alenen ve saniyelerce süren ceza alanı içindeki yapılan bir faul, arkasından, 5'e 3 yakalanmış bir pozisyonda belki de son vuruş gol olacakken maçı durdurma, arkasından tüm futbolcularımız kendi sahamızdayken verilen bir ofsayt. futbol kurallarında olmayan bu ofsayt verilmeseydi, ısaac topla beraber kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. yapılan hataların hangi birini sayalım."
türk futbolunun 3 büyük takımdan ibaret olmadığının belirtildiği açıklama, şöyle devam etti: "türk futbolu katlediliyor. şampiyonluk yarışı içinde bulunan 3 büyük takım esas oğlan, bizler figüran mıyız? türk futbolu bu 3 takımdan ibaret değildir. bir gün fenerbahçe'ye yapılan kıyak, bir gün sonra galatasaray'a. bu kadarı ayıp, günahtır. bir takımı şampiyon yapmak için türk futbolunu bitiriyorlar. bu son olaylar gösteriyor ki, anadolu takımları kendi haklarını korumak için birlik yapmak zorundadırlar.
bir takımı şampiyon yapmak için aldıkları görevi yerine getirirken hak etmediği halde başka bir takımı küme düşürmek hangi vicdana sığar? kötü niyetli bir düdük koskoca bir camianın 1 yıllık emeğini nasıl yok edebilir? bu işlerde katkısı olan herkese, türk sporu ve futbolu adına 'lanet olsun' diyoruz."
2004-2005 sezonu devre arasında dönemin gençlerbirliği teknik direktörü ziya doğan'ın isteği ile gençlerbirliği'nin pilot takımı gençlerbirliği asaş'tan transfer edilen orta saha oyuncusu erhan güven'in gençlerbirliği formasını giydiği son lig maçı.
erhan, 81 lig maçında toplam 6 bin 64 dakika gençlerbirliği forması giydi. bu maçlarda 3 gol attı 2 asist yaptı. 10 sarı kart gördü.
erhan ayrıca, gençlerbirliği'nde 94 resmi maçta toplam 7 bin 159 dakika forma giydi. 4 gol ve 4 asist yaptı. 12 sarı kart gördü.
erhan, 2007-2008 sezonu bitiminin ardından ankaraspor'a transfer oldu.
2007-2008 sezonu ve ben galatasaraylıyım..en azından o maça kadar ben öyleyim sanıyordum...
sevgili dostum ural, her ne kadar bana güzel güzel hediyeler vererek gönlümü kaydırmaya çalışsa da (gençlerbirliği forması, atkısı vb.)ben inatla ve ilk gençlikten gelen tuhaf tutkuyla galatasaraylıyım.. ilk kez bir maçı tribünden izliyorum.üstelik galatasaylı oyuncuları ilk kez yakından görme şansı yakalamışım. ama geçnlerbirliği tribünündeyim ve yanımda, benim galatasaylı olduğumu bilen ural ve galatasaylı olduğumu bilmeyen bir sürü gençlerbirliği taraftarı..
derken..goollllll..hem de galatasay attı golü..galatasaylı taraftar ayakta deli gibi tezahürat stadta.ben sevinemedim..içime bir gençlerbirliği acısı kaçtı, ben sevinemedim..maç bitti (1-0) ,stadtan çıktık ben sevinemedim..metroya bindik, ben sevinemedim.kızılay'a gidip bira içtik, ben sevinemedim...o günden sonra galatasay ne zaman yense ve gençlerbirliği ne zaman yenilse, ben sevinemedim...
galatasaray bu sezonun sonunda şampiyon oldu ve cok zor bir mactı galatasaraylı ve genclerbirlikli oyuncular baştan ayaga çamura bulanmıştı ve sezon sonunda bu camurlu formalar galatasarayın şampiyonlugunu temsil etmiştir bu camurlu formalar mücadeleyi ve başarıyı temsil etmektedir
arkadaşım savaş"ın evinde tırnaklarımızı yiyerek izledigimiz maçtır strestan ikinçi yarının tamamını ayakta izlemiştik galatasaray galip gelemez ise aşagı yukarı şampiyonluktan uzaklaşabilecegimiz bir maç oldugundan stres hat safaya ulaşmıştı maçın sonlarına dogru attıgımız gol ile birlikte arkadaşım savaşın evini savaş alanına cevirmiştik.
paslaşarak kullandı kırmızı-siyahlılar... ergün ceza sahası içerisine doğru ortaladı... arka direkte bir kafa... aykut'ta kalıyor...
arda ceza sahası sol tarafından bindirme yaptı... yerden bir orta... okan'ı geçen top... ümit karan dokundu... dışarıya...
maçın 10. dakikasını geride bıraktık ve gençlerbirliği 6, galatasaray 7 top kaybıyla oynuyor...
mücadelenin temposu bu dakikalarda düştü...
gençlerbirliği'nde okan ceza sahasının hemen önünde iki galatasaraylı oyuncuyu birden geçiyor... ısaac'le verkaç yapmak istedi... savunma araya giriyor...
galatasaray kaleye yaklaşık 30 metre mesafeden serbest vuruş kullanacak...
27. dakika... lincoln var topun başında...
ceza sahası içerisine doğru bir orta... gençlerbirliği savunması uzaklaştırıyor...
gençlerbirliği sağ taraftan köşe vuruşu kullanacak...
ceza sahası içerisine doğru bir orta... el saka vuruyor kafayı... savunma çıkartıyor...
mehmet nas sarı kart görüyor...
bir sarı kart da lincoln'e çıktı... 30. dakika...
33. dakika... nonda inanılmaz bir gol kaçırıyor... sol kanattan arda ortaladı... nonda altıpas üzerinden vuruyor... yandan dışarıya...
36. dakika... engin sarı kart görüyor...
hakan arslantaş ceza sahasının önünden sert vurdu... az farkla yandan dışarıya gidiyor...
maçta 40 dakika geride kaldı ve henüz iki takımın da kaleye tutan bir şutu yok...
lincoln yaklaşık 35 metreden sert vurdu... kaleci periç iki hamlede topu kontrol etti...
44. dakika... sağ kanattan gelen top... sabri ve hakan koşuyor... hakan yerde kaldı... gözler hakemde... 'devam' diyor müftüoğlu...
1 dakikalık kaybolan zaman işareti geliyor...
ve ilk yarının son düdüğü geliyor... gençlerbirliği 0-0 galatasaray...
ikinci yarı başladı...
galatasaray sol taraftan köşe vuruşu kullanacak...
lincoln ortalıyor... servet yükseldi... bir kafa... üstten dışarıya gidiyor...
54. dakika... gençlerbirliği kalesinde büyük tehlike... arda ceza sahası sol çaprazından girdi... iki oyuncuyu birden geçiyor... vurdu... periç'ten dönüyor...
bu kez gençlerbirliği tehlikeli oluyor rakip kalede... engin ceza sahası ön çizgisinin hemen önünden vurdu... aykut iki hamlede kontrol ediyor...
56. dakika... lincoln yerde kaldı... galatasaray kaleye yaklaşık 30 metre mesafeden serbest vuruş kullanacak...
lincoln ceza sahası içerisine doğru ortalıyor... arka direkte okan vurdu kafayı... yan direkten dönüyor...
58. dakika... servet sarı kart görüyor...
gençlerbirliği kalesinde bir tehlike daha... ümit karan sağdan ceza sahasına girdi... vuruyor... periç kornere çeldi...
galatasaray'da oyuncu değişikliği... sabri çıktı, barış özbek oyunda...
62. dakika... lincoln kullanıyor köşe vuruşunu... altıpas üzerine doğru kavisli bir orta... servet vurdu... üstten dışarıya gidiyor...
gençlerbirliği'nde oyuncu değişikliği... 65.dakika... okan öztürk çıkıyor, mehmet çakır oyunda...
gençlerbirliği 41, galatasaray 43 top kaybıyla oynuyor...
bir oyuncu değişikliği de gençlerbirilği yapıyor... erkan çıktı, erhan oyunda...
85. dakika... gençlerbirliği'nde hakan ceza sahasının hemen önünden sert vurdu... az farkla yandan dışarıya gidiyor...
ve gooooooooooooooooooooolll... dakika 88, gol lincoln... hasan şaş orta saha çizgisine yakın bir yerden kazanılan serbest vuruşu kullandı... ceza sahası içerisinde ümit karan kafayla indirdi... lincoln gelişine vurdu ve topu ağlarla buluşturdu... gençlerbirliği 0-1 galatasaray...
maçın hakemi 5 dakikalık kaybolan zaman işareti veriyor...
93. dakika... traore, ümit karan'a yaptığı faulden sonra sarı kart görüyor...
serbest vuruşu lincoln kullanıyor... ceza sahasının hemen önü... doğrudan kaleye vuruyor... üst direğe çarpan top dışarıya gidiyor...
ve son düdük geliyor... galatasaray, turkcell süper lig'in 29. hafta maçında 88. dakikada bulduğu golle haftayı 3 puanla kapatıyor ve zirve yarışında ben de varım diyor... gençlerbirliği 0-1 galatasaray...