maç bitince çiçek gibi tertemiz futbol kıyafetleriyle muntazam bir sıra halinde tribünleri selamlamaya koşan hacettepeliler , istanbul seyircisinde büyük alkış topluyorlardı.
menekşe renkli formalıların şehrimizdeki dördüncü maçlarını da gerek sahadaki sportmence davranışlarıyla, gerekse modern futbol oynamak arzularıyla bitirip cidden bu umumi sempatiyi haketmişlerdi.
hacettepe üstündü
birinci devrede oyun ilk bakışta eşit kuvvetlerin müdaelesi halinde geçiyor görünüyordu. top sıra ile bir kaleden diğerine gidip geliyor. fakat iki taraf da gollük pozisyonlara giremiyorlardı. yalnız hacettepeliler topu kendi kaleleri önünde rakip sahasına taşırlarken mümkün mertebe kör vuruşlardan kaçınıp en yakın demarke arkadaşlarına geçirmeye gayret ediyorlardı. böylece hücumları daha derli toplu oluyor ve haf hatları da boş sahayı iyice doldurup forvetini destekeyebiliyordu.
beykozda ise bek ve haf hattında daha ziyade defedici toplar çıkıyor ve bu topları kovalamak için gayret gösteren şirzat, mustafa ve ziyanın gayretleri boş yerine oluyordu...
11. dakikada k. oktay'ın üstüste attığı iki korner beykoz kalesi için çok tehlikeli oldu...
24. dakikada soldan ortalanan bir topa sıtkı müdahale edemedi fakat vuran olmadı.
36 ıncı dakikada timuçinin sağdan attığı frikik vuruşunda hayri'nin sert kafa şütü sıtkının ellerinde eridi.
38inci dakikada mustafa'nın onsekiz çizgisi içerisinde verdiği nefis topuk pasını ziya değerlendiremedi.
41. dakikada abdullah'tan şirzat'a ve ondan nusret'e gelen topu nusret iyi pozisyonda olmasına rağmen havalandırdı.
oyunun ikinci yarısı
63. dak. ziyanın soldan güzel ortasını abdullah çok hafif bir vuruşla kaleciye yolladı.
65. dakikada b. oktayın bir ara pasını timuçin kontrol edemeyip kaçırdı.
83. dakikada hacettepe golünü kazandıktan sonra oyun bir hayli sertleşti ve maç bu sert hava içinde nihayetlendi.