almanya’da yükselen futbol ateşi son yılların gözde sporu tenisi gölgede bıraktı. almanya’da dünya kupası maçları naklen yayımlanırken, sokaklar boşalırken yalnızca vitrinlerinde “maçları burada izleyebilirsiniz” yazılı barlar ve lokaller müşteri çekebiliyor.
dilek zaptçıoğlu
berlin - almanlar kendilerini şimdiden dünya şampiyonu olarak görmeye başladılar.
italya'nın uruguay'a katiı çıkardığı vasat oyunu gördükten sonra şampiyonluk umutları artan almanlar şöyle bir hesap yapıyor. “pazar günü çeyrek finalde çekleri mutlaka yeneriz. yarı finalde ingiltere, finalde de italya'ya karşı oynarız. her iki rakip karşısında kondisyon ve taktik üstünlüğümüz var. 1990 dünya şampiyonu biz oluruz."
çeyrek finale doğru almanya'da yükselen futbol ateşi son yılların gözdesi tenisi de ikinci plana itti. "harika çocuklar" boris becker ve steffi graf'la başlayan tenis aşkı, almanya’da gerçekten futbolseverleri kızdıran boyutlara ulaşmıştı. önceki gün başlayan wimbledon tenis turnuvası bu yıl italya'nın gölgesinde kaldı. tenis şu günlerde başka bir bağlamda manşetleri süslüyor: “steffi'nin babası, çıplak mankene neden 800 bin mark ödedi?" kendisinden çocuk beklediğini iddia eden genç kıza 800 bin mark ödeyen herr graf, iddiaları reddediyor ama sporseverler haklı olarak “madem suçun yok, neden santaja razı oldun?" diye soruyorlar ve "zavalı steffi, kafası karmakarışık oldu, maçları kaybedecek" diye üzülüyorlar.
finale doğru gidildikçe her maç almanya'da doğal olarak daha dikkatli izleniyor. sokaklar naklen yayınların başladığı saatlerde boşalırker. sadece camekânında "dünya şampiyonası maçlarını burada izleyebilirsiniz" yazan lokantalar ve meyhaneler müşteri çekebiliyor. sonbaharı aratmayan yağmurlu ve serin hava da futbolseverlerin işine geliyor; eşlerinin "gezmeye çıkalım" diye tutturmasından kurtarıyor.