uğur meleke'nin köşesinde yazdığı: "global bir vaka: sivasspor" yazısından...
türkiye’de 30 yaşın altındaki gençlerin (yani nüfusun üçte ikisinin) anadolulu bir şampiyon görmemiş olması mühimdir, evet, ama hollanda da çeyrek asırdır ajax-feyenoord-psv, yunanistan da 20 yıldır aek-olympiakos-panathinaikos haricinde bir şampiyon tanık olmamıştır mesela... hatta, devler ligi kurulduğundan beri ingiltere, ispanya ve italya’da da 4 büyükler dışında birer (blackburn, deportivo ve lazio) farklı şampiyon görebilmiştir sporseverler...
futbola giren (ve üretilen) paranın geometrik artışı, oyunun en sihirli tarafını, sürprize açık olma hâlini zayıflattı, ortaya 4 yarı finalistinin 3’ü geçen sezonla aynı ülkeden aynı takımlar olan bir şampiyonlar ligi çıkarttı! sadece bu göstergeler ışığında bile, sivasspor’un, üst düzey bir avrupa liginde şampiyonluk umutlarını son 2 haftaya taşıması, küçümsenmemesi gereken bir başarıdır. sadece lokal değil, global bir vakadır hatta...
ancak, türk futbolunun, büyük liglerle çok temel bir farkı vardır: bu ülkenin futbol lügatinde “istikrar” kelimesi bulunmaz. son 10 sezonda trabzon 18, f.bahçe ve beşiktaş 12’şer teknik adam değiştirmiştir. aynı dönemde chelsea ve milan’da 5, b.münih’te 4 hoca çalışmıştır halbuki...
yine sadece son 2 yıl içinde beşiktaş 19, g.saray 18, f.bahçe 17 oyuncu transfer etmiş, yaklaşık o sayıda futbolcuyla da yollarını ayırmıştır. 3 büyük takımımızda 100 maç barajını geçmiş toplam 10 oyuncu varken, yalnızca milan’da bu sayı 12, sınırsız bütçeye sahip chelsea’de bile 7’dir. dolayısıyla almanya’da, italya’da veya ingiltere’de büyüklere karşı bir fark üretmeniz için sizin istikrarlı/tutarlı davranmanız yetmez, çok paraları olmasına rağmen onlar da tutarlıdır zaten...
türkiye’deyse durum farklıdır. bu ülkede istikrarlı/vefalı davranmak belirleyicidir. herhangi bir anadolu takımı, büyüklerin bu kadar teknik adam değiştirdiği dönemde hocasıyla 5 yıllık kontrat yapıp uzun vadeli planlara girişemediği için çıkamamıştır zirveye. büyükler, her sezon başı 10-15 transfer yaparken, bir anadolu takımı, “bu yıl hiç yeni oyuncu almıyoruz” diyemeyip, 70 maç üst üste (sakatlık/ceza dışında) aynı on birle oynayamadığı için kapamamıştır şampiyonluğu...
bugün sivasspor’un yaptığı aşağı-yukarı budur. bülent uygun’la (1’i oyuncu, 3’ü menajer, 2’si de hoca olarak) 6 sezon çalışmış, sadece 15 oyuncuyla, ciddi bir kadro istikrarıyla bir sezonu tamamlamışlardır. bugün herkes petkovic(akın), abdurrahman, sedat(saidi), murat, hayrettin, musa, devran(sezer), m.ali, ilhan, balili(cvetkov), m.yıldız on birini ezberlemiştir. bu ligde de ilk 4’te olmak için bu veriler yeterlidir, üstüne biraz da değer katarsanız şampiyon olmanız işten değildir. sivasspor (veya başka bir takım), 3-4 yıl bu istikrarı sağlarsa şampiyon olacağına inancım sonsuzdur.
yani (yalnızca) vefa ve istikrar, size ingiltere’de 17’ncilik, ispanya’da onunculuk, italya’da 8’incilik, türkiye’deyse şampiyonluk getirebilir.
shearer ve b.uygun
ingiliz efsanesi alan shearer, güncel bir tartışmayı tek cümleyle özetlemiş geçenlerde: “arsenal, bu güzel futbolla şampiyon olamaz” .. bu durum hoşumuza gitmese de, şampiyonlar ligi yarı finallerinde de aynıyla yaşadık yine... celtic önünde 80 dakikada 500 isabetli pas yapıp 3 gol atan barcelona, m.united’a karşı golü bırakın, 180 dakikada iki buçuk net pozisyon bulamadı. futbolda haticeyle neticenin hedef birliği yapmadığı yılları yaşıyoruz galiba...
shearer, sivas’ı da izleseydi, bu ligle ilgili tespitleri de olurdu herhalde... sivas’ın, 18 takım içinde en az topla buluşan, en az pas yapan, (denizli’yle birlikte) en az topla oynayan ekip olduğunu... f.bahçe’nin maç başına sivas’tan 176 fazla topla buluşup, 165 fazla isabetli pas yaptığını, topa %10 daha fazla sahip olduğunu... ama iki takımın haftaya aynı puanda girdiğini... ve de sivasspor’un iki devreye de tempolu başlayıp tam 20 golü devrelerin ilk 15 dakikalarında bulduğunu, dört büyüklere karşı beş maçın dördünü kaybederken diğerlerini bu yöntemle 21 defa yendiğini bilse idi shearer... bülent uygun’u tebrik ederdi herhalde. çağın gerekliliklerini sahaya yansıttığı için...