ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
trabzonspor'un adana'daki kupa işleminden 3 gün önce, istanbul inönü stadı'nda, fenerbahçe de 1-1'lik boluspor maçını oynayarak lig şampiyonluğu operasyonu gerçekleştirmişti. evet, fenerbahçe, trabzonspor'un 2 yıldır karadeniz sahillerine taşıdığı şampiyonluk kupasını nihayet kelepçeleyip istanbul'da korumaya almayı başarmıştı, ama henüz son nokta konmamıştı. lig maratonunda 30. haftaya sıkışan dev bir maç vardı: fenerbahçe-trabzonspor. hilmi ok, atilla asal, cengiz demirpençe hakem üçlüsünün yönettiği ve 30 bini aşkın seyircinin izlediği inönü stadı'ndaki maçı, kupa şampiyonu ünvanlı trabzonspor, şenol, turgay, necati, kadir, cemil, yaşar, m. ekşi, serdar, orhan, cengiz, ahmet onbiriyle çıkarken, lig şampiyonu apoletini gururla taşıyan fenerbahçe ise, üvançeviç, onur (aydın) cem, coşkun, yenal , önder, antiç, engin, tuna, cemil, şevki kurgusuyla sahaya yayılıyordu.
tur fener'e zehir oldu
ancak, hilmi ok'un başlama düdüğü çalmasından önce sarı-lacivertliler çok önemli bir işi yapmayı ihmal etmiyordu. aslında maç sonunda atılması gereken şampiyonluk turunu, sembolik de olsa karşılaşma başlamadan atan sarı-lacivertliler sanki birazdan yaşayacakları tatsız geleceği duyumsuyor gibiydiler. aslında puan bağlamında hiç bir önemi olmayan maç, inanılmaz bir havada oynanıyordu. trabzonspor öyle bir saldırıyordu ki, sanki 30 haftanın tüm hırsını bu maça saklamış, fenerbahçe kalesine doğru dalga dalga yükleniyordu. ve nihayet beklenen oldu, kronometre 61. dakikada zamanı tüketirken ahmet soldan taşıdığı topu ivançeviç'in altından fenerbahçe fileleriyle buluştururken, o ana kadar fenerbahçe'nin şampiyonluk şarkılarını söyleyen inönü tribünleri bir anda derin bir sessizliğe gömüldü. son yarım saatte şampiyon ekibin çabaları sonucu değiştirme yönünde fayda vermeyince, inönü stadı şölen yerinden, matem alanına dönüştü.
roller değişti
kupa, sahada ortalık yerde bekliyor ve hiçbir kimse onu alacak cesareti gösteremiyordu. çünkü tüm tribünler trabzonspor'a 1-0 yenilmiş olmalarından ötürü şampiyonluğa küsmüş, hep bir ağızdan tempo tutuyordu: alma!.. alma!...
ama sarı-lacivertli taraftarların bu öfke çığlıklarına kulak asmayan fenerbahçe genel sekreteri yüksel günay, kupayı kaptığı gibi inönü stadı'nın tünelinden şampiyon takımın soyunma odasına götürüyordu. derin bir sessizliğin hakim olduğu ve kimsenin ağzını bıçak açmadığı mutsuz luk yüklü soyunma odasında, yönetici günay, tüm soğukkanlığını kullanarak "beyler biz bu kupayı hakettik, çünkü lig 30 haftadır" söylemiyle durumu kurtarmaya çalışırken şampiyonluğu kaybeden trabzonspor soyunma odası ise bayram yeri gibiydi.
ahmet suat özyazıcı'nın askerleri, şampiyonluğu vermişlerdi ama, trabzonspor'un onurunu şampiyonu kendi evinde, şampiyonluk galasında devirerek yüceltmişlerdi. işte bu çelişkinin yaşandığı anlarda, gazetecilerle yüzyüze gelen özyazıcı, "fenerbahçe bu dersimizi herhalde kolay unutmaz!.." diyordu.
trabzonspor'un teknik patronu, fenerbahçe'nın turu maç sonuna saklamasının kendilerinin hayrına olduğunun da altını çizmiş ve "sahi kim akıl etti onlara maçtan önce tur attırmayı?" sorusuyla da ilginç bir gönderme yapmıştı.