bu maçın hakemi için şunu yazmak istiyorum. bu adama şimdi sorsalar, olmayan vicdanının rahat olduğunu söyler. bu adamın bu maçtaki sevabı günahı birbirini götürecek şekilde hesaba çekilsin. sonuç ne çıkarsa, varsa çoluğu çocuğu, aile ocağı ve tüm diğer kutsal saydıkları bu sonuca göre etkilensin ama kuddusi'nin kendisine kesinlikle bir şey olmasın!
kuddusi'den 2004'teki kupa finalinden beri nefret ediyorum. bir adam bu kadar mı aciz, bu kadar mı haysiyetsiz, bu kadar mı karaktersiz olur? adam en ufak bir baskıda pısıyor kalıyor. o final maçına yaklaşık 2.500 kişiyle gitmiştik. karşımızda 45.000 trabzonsporlu vardı. yani, maç trabzon'da olsa, taş çatlasa 2.000'e inerdi bizim sayımız ama trabzonspor o taraftarın yarısını bile bulamazdı. trabzon taraftarı çok etkiliydi o gün ve kuddusi denen adam müsvettesinin yönettiği her maçta olduğu gibi gereksiz yere inanılmaz biçimde gerilmişti futbolcular ve tribünler. şurası var, trabzon bizden iyi oynadı ve hak etti, o kupa için hiçbir hak talep etmiyorum, bu da beni teselli ediyor. çünkü, eğer oynasaydık, o taraftar baskısına (ya da garezi mi var bize bilemiyorum, bizim maçlarda hep bizim aleyhimize çalışıyor) yine boyun eğerdi ve maçı yine alamazdık. en azından bugün, kötü oyunumuz nedeniyle kupayı hak etmediğimiz için rahatım. ama o adama o maçtan sonra duyduğum nefret hiçbir biçimde azalmamıştı.
bizim demiroviç kaleciydi. trabzonlu mehmet yılmaz ile birlikte aynı anda topa yöneldiler. topu kaleci aldı, alırken çarpıştılar, mehmet yılmaz hemen özür diledi, birbirlerine sarılıp dostça ayrıldılar. yönlerini doksan derece ayırdılar. ortada mesele yok. bu gerizekalı koştu, iki futbolcuyu yanına çağırdı, sert uyarılarda bulundu, ondan sonra trabzon tribününden büyük bir uğultu yükseldi. işte hakem derken böyle bir gerizekalıdan, böyle bir dengesizden bahsediyoruz. adam o gün o ortamı germek için elinden geleni yaptı.
bu beyinsizin ortamı germesi üzerine başta gökdeniz ile el saka olmak üzere önce sahadaki futbolcular aralarında kapıştılar. sonra bu gerilim tribünlere sirayet etti. trabzon taraftarları arasında kavga çıktı, polis iki kişiyi çekti aldı, bir kişinin bıçaklandığı söyleniyordu, olayın doğrulanıp doğrulanmadığını şu an hatırlamıyorum. onlardaki gerginlik bize de sıçradı, karşılıklı atıştık.oysaki, maçtan önce birbirimizi çok iyi karşılamıştık.bizim tribünde bile kavga çıktı, bir sürü insan birbirine girdi.yemin ederim, ankara'ya gelene kadar otobüste kaçan kupaya değil, aramızda çıkan kavgaya değil bu gerizekalıya kızdım en çok, onca yolu bize zehir etti.
söylenmesi gerekenler söylenmiş, tekrardan söylemeye çok da gerek yok aslında, adam olan herkes görüyor. fener hakem ile maç alıyor. ertesi gün yapılan yaygara sonuç veriyor, aynı sebepten zorla maçı karşıya veriyorlar. yani, adalet yerini buluyor? ya bize yapılan adaletsizlik? demek ki, adalet dediğin yeni bir adaletsizlikle temin ediliyor. bu kadar da olmaz, şu son iki günde olanları herkes görüyor ama millet bunu doğal karşılıyor. olacak iş değil!
bu takım ligin ilk yarısında oftaş'a yenildi. ligin ikinci yarısında 17. sıradayken, düşmeme mücadelesinin adayıyken ve oftaş durumunu epeyi düzeltmişken bile oftaş'ı yenemedi, maç berabere bitti. kendi sahasında kimseye yenilmeyen kayseri, istanbul bb'ye yenilir. kendi sahasında yine kolay kolay maç vermeyen ve son haftalarda oldukça iyi oynayan istanbul bb'ye, ankara bb'ye yenilir. istanbul'un üçüz emek hırsızlarıyla oynadığımız maçların sonuçları kritik dönemlerde önceden tayin edilir, istediklerini şampiyon yaparlar, istediklerini küme düşürürler, istediklerinin aracılığıyla kulüpleri kendi belediye başkanlarına peşkeş çekerler. biz de düşme hattında bile olsak oftaş'tan puan alamayız, sahadaki mücadelemizin karşılığından fazlasını istemeyiz.
biz bugün hakem hatası kurbanı olsaydık, hiçbirimizde bu ruh hali olmazdı. biz bugün sistemin ve bu sistemin celladı hain bir hakemin kurbanı olduk. bizim sıkıntımız budur.
her şeyin hesabı sorulacak diyoruz ya, ne zaman sorulacak bu hesap ya? bu düzeni doğrudan veya dolaylı destekleyen, tüm bunlara sebep olan kim varsa allah hepsinin binbir türlü belalarını versin! hepsine her şey haram olsun! yeter artık be! biz ne için mücadele ediyoruz bu memlekette?ayırsınlar ligi ikiye. yarısında bu üç emek hırsızı ve belediye takımları oynasın; diğer yarısında biz olalım! bu iki ayrı lig arasında futbolcu-hoca-yönetici vs. transferi de kesinlikle yasaklansın. istemiyorum ben bu sahtekarlarla karşılaşmak. yeter bana anadolum'un takımları. bu nedir ya?