palermo — eğer maçtan önce hollanda’nın mısır karşısında bu denli zorlanacağını biri söyleseydi, “bunun aklından zoru var” derlerdi. ama hollanda’nın teknik direktörü, başına geleceği sanki biliyormuşcasına, maçtan önceki basın toplantısında “futbolda üçüncü dünya olgusu yok artık. mısır’ı hafife alamayız” şeklinde maçla ilgili duygulan dile getirdi. biz de işin başından beri, “bu dünya şampiyonası sürprizli geçiyor” diye düşünüyorduk. ama mısır’ın oynadığı futbolu gördükten sonra buna sürpriz demek yanlış olur. bu, futbolda üçüncü dünya’nın uyanışından başka bir şey olamaz. önce kamerun, arkasından kostarica ve dün de mısır, dünyada “futbol devi” olarak bilinen takımlara kök söktürdüler. futbolun ilginçliği burada işte. ummadık taş baş yarıyor. istisnaların dışında çalışmayan, emek vermeyen kazanamıyor. van basten, gullit, rijkaard ve keoman gibi dünya çapında yıldızlara sahip olan hollanda, sanki “alçak dağları ben yarattım” anlayışıyla oynuyordu. gullit yanındaki arkadaşlarına pas vermek isterken topu tribünlere atıyor, rijkard’ın hiçbir pası yerini bulmuyor, “her durumun golcüsü” van basten ayakta duramıyor, keoman ise mısırlı futbolcuların “topla oynama becerisi” karşısında şaşkına dönüyordu. mısırlı futbolcular, üç kez hollanda cezaalanı içerisinden slalom yaparken düşüyorlar, eğer hakem, sovyetler - romanya maçının uruguaylı hakemi gibi yanılıp da beyaz noktayı birkaç kez gösterseydi ne olurdu hollanda’nın hali?