futboldeki mazileri bir yana, iranlıların sahaya çıktıkları zaman, takım olarak arzettikleri manzara oldukça düzgün ve bıraktıkları tesir de müspet idi. iran milli takımının kuvvet derecesini ve bu milli maçın taşıdığı ehemmiyeti anlamak için, oyunun başlamasına lüzum yoktur. tribünlerdeki boş yerlere bakarak, bu maçın değerini öğrenmek mümkün oluyordu.
sol hafları gibi, içlerinde haylıca yaşlı futbolcular da bulunan iran takımında sistem diye birşey yoktu. forvetleri bir hat üzerinde oynuyor, beklerle hafları az buçuk kademeli bir müdafaa yapmağa çalışıyordu. kalecileri takımın en zayıf oyuncusu idi. oyun esnasında topu almak için, bazan birbirlerine giren iranlı oyuncular, hangi hat oyuncu olursa olsun, topa yalnız bununla vuruyorlardı. müdafaa oyuncuları, havadan gelen topları kurtarmak için kafa vurdukları zamanlarda daima top, kornere kaçıyor, kalemiz önlerine gelebilen forları da, şüt attıkları zaman, topun istikameti köşe gönderileri oluyordu. öyle tuhaf topa vuruyorlardı ki, her hareketlerinde bir «muptedilik» göze çarpıyordu.
bütün bu saydığımız kusurlara mukabil, misafir takımdaki nefes, takdire layik derecede güzeldi. bu nefesleri sayesindedir ki, ikinci devrede bir aralık kalemiz için tehlikeli bile olmaya başladılar. bu devrede müteaddit defalar gol pozisyonlarına giren iranlılar, futbol bilgilerinin zayıf olmasından dolayı sayı çıkaramadılar.
iran milli takımı oyuncuları, bir milli maç yapmanın heyecanı içinde oldukları belli idi. nefesli ve atletik meziyetlere sahip olan iranlıların, futbolde de bir «saim hoca» ya ihtiyaçları olduğunu söylemek yanlış olmaz.
milli takımımız, bu derece zayıf bir takımla belki bir kere daha karşılaşamaz. bizim için on günlük bir takım olan iranlıların zayıf taraflarını aramaya bile lüzum yoktu. milli takımımızın teşkilinde herhangi bir hata olmamakla beraber, gençlerin arasına bir iki tecrübeli oyuncu bulunmasının lüzumu, oyun esnasında anlaşıldı.
genç milli takım oyuncuları, hasımlarını «istihfaf» etmenin cezasını çok çabuk çektiler. oyunun başlarında yediğimiz tek golün, tek sebebi budur. sol bek ismetin kafa ile topu yere indirişi ve turgayın da çıkmaktaki tereddüdü, iranlıların bu sayıyı yapmalarını kolaylaştırdı. ilk devrede attığımız dört gole mukabil, ikinci devrede sayı adedini aynı tempo ile devam ettiremedik. bu maçın az sayı ile bitmesinin çok parlak bir netice olmıyacağını, genç milli takım oyuncuları da anlamış olacaklar ki, oyunun sonlarına doğru, biraz hesaplı oynamaya başladılar ve iki sayı daha çıkardılar.
dünkü maçı idare eden mısırlı hakem muhammed essait'in, eski moda bir idare tarzı olmakla beraber, bu gibi milli maçlarda pişmiş bir hakem olduğu belli idi.