saat beşe kadar günlük güneşlik olan istanbulda saat beş ile otobüslerimize ulaştığımız ona kadar. beş saat boyunca yağmur yediğimiz maçtı. tesellimiz dönüş otobüsünde bayanların olmaması ve yarı çıplak yolculuk ederek üzerimizdekileri kurutabilmemizdi.
maç öncesinde ersun yanal görülmeye değerdi doğrusu. ankaradaki maçlarda tribüne çağırdığımız fakat sadece klübeden bize el sallamakla yetinen sevgili hocamız o maçta ters kale arkasına kadar giderek şükrü saraçoğlu migros tribününe selam durmuştu.
öne de geçtiğimiz maçta beraberliği son dakikada kurtarmış fakat ne yazık ki sonrasında bir düşüş yaşamıştık. sezonu ancak üçüncü bitirebilmiştik.