ilk basımı 2000 olan ahmet çakır'ın "o bir imparator" kitabından;
...galatasaray'ın o'nun döneminde hiç şampiyon olamayışı da sıkıntı yaratmaktadır.
imparator'un son yılında görevde olan ali uras yönetimi çok büyük yatırım yapar. içerden ve dışardan çok iyi oyuncular transfer edilip takımın başına da jupp derwall gibi bir dünya devi getirilir.
gelgelelim, galatasaray yine şampiyon olamaz. gerçi sarı kırmızılı takım o sezon en az şampiyonluk kadar değerli bir türkiye kupası kazanmıştır. bu değer de, cim bom'un fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor'u eleyerek bu sonuca ulaşmış olmasından gelmektedir.
ancak o sezon ligdeki başarısızlığın yanı sıra nisan ayında antalyaspor maçında yarattığı olay, bir bakıma imparator'un futbol yaşantısını noktalamasına yol açacaktır.
takıma ve türkiye'ye yeni gelen erdal keser, almanya'da yetişmiş olmasından dolayı özellikle hakemlerle olan ilişkisinde sıkıntı yaşamaktadır. onun topa girişteki sertliği o dönemde türkiye'de pek bilinen bir kavram değildir ve bu yüzden sık sık kavgalar çıkmakta, erdal kart görüp oyun dışı kalmaktadır. yine böyle bir durum sonrasında çok öfkelenen imparator kendini tutamayıp hakeme tükürür. o maçta oyun dışı kalmasının ardından verilen 5 maçlık ceza da futbolu noktalaması anlamına gelir.
o dönemde yaygın bir dedikoduya göre, yönetim zaten imparator'a futbolu bıraktırma kararındadır. çünkü onunla tam 11 yıldır şampiyon olunamayışı, "bu adamda bir uğursuzluk var!" düşüncesinin yaygınlaşmasına yol açmıştır.