“kadıköy’de fener maçındayız. bizim tribünde o maç için inanılmaz bir torpil organizasyonu vardı. stadın içindeki her galatasaray taraftarında istisnasız torpil vardı. ben de bizm ekipten çağatay’la beraberdim. ikimiz de bir elimizde torpil, diğer elimizde purolarımız takımın sahaya çıkmasını bekliyorduk. doğal olarak inanılmaz gerdin ve heyecanlıydık. takımın sahaya çıkmasıyla beraber ben hemen başımın yanında inanılmaz bir patlamayla sarsıldım. bir an için fenerlilerin üstümüze patlayıcı madde attığını bile düşündüm. etrafta barut kokusu vardı, yaralandım mı diye etrafımı kontrol ederken gözlerim yanımda duran çağatay’a takıldı. bir eli yanmış şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. bizim akıllı çağatay heyecandan elindeki puroyu torpil diye sahaya atmış, gerçek torpil de elinde patlamıştı. o günden sonra torpil ve puroyu asla aynı elimize almadık”.