bozkurt k. yılmaz'ın antu.com'daki "13 nisan 2003 ve tuhaflıklar silsilesi" başlıklı yazısından...
"hocam bizim hesabı alalım".
kebapçının sahibi saman kağıdına yazılmış adisyonu metal tabakla masaya bırakıyor.
"bugün hepimiz fenerliyiz" diye gevrek gevrek gülüyor ve ekliyor "gerçi sizin fener bu sene çok kötü ama...inşallah bugün yener,şampiyonluk istanbul’da kalsın değil mi ama ? " diyor. lafı daha da uzatmasın diye parayı ödeyip fiş istiyoruz...oflaya puflaya fiş veriyor...
elimizde fişimiz arabamıza yürürken o gün itibariyle 35 yaşın üzerindeki arkadaşlar olarak iki konuda hemfikiriz.
ilki " önemli olan fenerbahçe’nin şampiyonluğudur ve gerisi detaydır".
ikincisi hepimiz o sezon gençlerbirliği ‘nin şampiyonluğunu diğerlerine tercih etsek de bugün onları yenmek istiyoruz...
tahminleriniz doğru, o yağmurun hiç durmadığı 2002-03 sezonundaki fenerbahçe-gençlerbirliği maçı öncesindeyiz.
lorant gitmiş yerine yardımcısı oğuz çetin gelmiş.o da gitmiş tamer güney gelmiş...27.haftada biz kebapçıdan çıkarken galatasaray-beşiktaş-gençlerbirliği şampiyonluk için çekişiyorlar...
o dönemde gençlerbirliği’nin başarısının mimarı olarak kabul edilen ersun yanal’ın fenerbahçe’ye gelme ihtimali her gün gazetelerde yazılıyor.fenerbahçe’nin ligde bir iddiası yok,kupa’da da yok...tek teselli 6-0 lık galatasaray maçı. her galibiyetten sonra "galiba toparlıyoruz" derken,bir hafta sonra felaket bir futbolla puan kaybediyoruz.maçlara bir hafta aslar çıkıyor bir hafta yedekler...hatta haftalarca maç kazanamadıktan sonra sahamızda kocaelispor’u tuncay’ın golüyle zar zor 1-0 yenince kocaeli teknik direktörü bizi tam takım çıkıp mücadele ettiğimiz için suçluyor.zira diğer küme düşme adaylarına tam takım çıkmamışız ! öyle kabus günler işte...
dönelim gençlerbirliği maçına .sabah başlayan yağmur hiç durmamış ve maç sonuna kadar da devam edecek.maçtan önce fenerbahçe taraftarının ersun yanal’a uzun süre tezahürat yapması sonucu o da numaralı tribüne gidip el sallıyor. "şimdi rakipler ‘fener ersun’u bağlamış’ diyeceklerdir" diyerek gülüyoruz. gazetelerde, fenerbahçelilerin de "gençlerbirliği şampiyon olsun,galatasaray ve beşiktaş olmasın" dedikleri ve fenerbahçe’nin maça "yatacağı" yazılmış.işin tuhaf yanı zaten "serdiğimiz" için her maçı "yatmış" gibi oynuyoruz...
yağmurla beraber son yıllarda kadıköy’deki en büyük mücadeleyi seyrediyoruz.semih ilk defa ligde gol atıyor hem de iki tane...bir gol de ali güneş’den geliyor ( beşiktaş’a gitmesine rağmen emeğine her zaman saygı duyduğum beyefendi bir futbolcudur ) maçı 3-2 kazanacağız sanırken uzatma anlarında o dönemde gençlerbirliği formasını giyen deniz barış skoru 3-3 yapıyor.
sezonun sonun kadar biz tekrar "sleep" moduna geçiyoruz. gençlerbirliği’nin şansızlığıysa beşiktaş’ın daha sonra dinleme kayıtlarına bile giren saha dışı becerisi ! çevresince "padişah" denmesinden hoşlanan perili köşk’ün magnum beyi’nin kalbinde de elbette ankara takımı yok...