ilk basımı 2004 yılında olan halit kıvanç'ın "futbol! bir aşk..." kitabından;
milano da muhteşem bir tören... sporla sanatın kucaklaşmasından doğan bir güzellik bu... unutulmaz italyan yıldızı dünya kupalarının dev futbolcusu meazza'nın adını taşıyan stadda yetişmiş beş bin kişi var. "meazza" büyük futbolcu ve de çok yakışıklı, çok zarif bir insandı. bir kez milano'da röportaj yapmıştım kendisiyle... daha sonra da ülkemize gelmişti, teknik direktör olarak beşiktaş'a... stad böylesine doluydu, dünyanın her köşesinde de milyonlar tv başında aynı heyecanı paylaşıyordu.
kalbiniz duracak sanıyorsunuz... öylesi tatlı bir coşku... yüz altmış manken, iki yüz jimanstikçi, görkemli töreni nasıl da renklendiriyor... büyük kupanın büyük staddaki açılışında büyükler dolu tribünlerde... italya cumhurbaşkanından arjantin devlet başkanı'na... brezilya devlet başkanı'ndan kamerun devlet başkanı'na... sinemanın popüler sanatçılarından müzik dünyasının sevilen seslerine kadar... kimler yok ki bu maçta... "açılış maçı" deyince biraz duralım... bu açılış maçından önce basın merkezinde, futbolun en büyük isimleriyle söyleşirken "şu açılışta arjantin'in karşısında doğru dürüst bir takım olsaydı da... büyük bir oyun seyretseydik" diyenler arasında ben de vardım. üstelik sekiz yıl önce üç maçta hiç yenilmeyen, üç maçta bir tek gol yiyen kamerun'u seyretmiş, maçlarını trt-tv'de anlatmış olduğum halde, sanki arjantin'in dört yıl önce ki şampiyonluğunun etkisindeydim. milano'daki medya ordusunun pek çoğu gibi... maç başlayıp da arjantin'in golü gecikince, kamerunlular da akınlarını artırmaya başlayınca... gene de uyanmıyor, "bir sürpriz olur mu?" demiyorduk. hele hele 62. dakikada hakem, kamerun'u on kişi bırakınca... maradona'nın pasıyla caniggia dalıyor, kaleye akıyordu... kana bıyık da caniggia'ya dalmakta gecikmedi. sert bir hareket!.. hakem hemen elini cebine atıyor... ve tahmin ettiğiniz gibi, kırmızı kartını çıkanyordu. 1990 dünya kupası finallerinin ilk kırmızı kartıydı. eee, artık tamam, kamerun on kişiyle, dört yıl öncesinin şampiyonu arjantin karşısında duramazdı. her dakika maradona ve arkadaşlarının golünü bekliyorduk. ve geldi de gol... ancak yanlış adrese geldi. cilveli top, yuvarlanmıştı kaleye de... kamerun'un değil, arjantin'in kalesine... gözlerimizle gördüğümüz halde birbirimize bakıyorduk: "doğru mu bu gördüğümüz?" diye... kamerun takımı, on kişi kaldıktan sadece dört dakika sonra galip duruma geçiyordu. hem de enfes bir golle... sağdan serbest vuruşu makanaky mükemmel kullanmış, çok iyi sıçrayan bıyık da harika bir kafa şutuyla topu ağlara göndermişti. tabii dünya şampiyonu bir takımın kalesini koruyan pumpido'nun topa çıkışındaki hata da affedilemezdi. dakikalar ilerleyecek, "benden büyük yok" diye gerine gerine gezip yürüyen kral maradona'nın arjantin'i 1-0'a boyun eğerek çıkacaktı sahadan... daha önce fransız hakem vautrol, kamerun'dan bir oyuncuya daha kırmızı kart gösterdiği ve kamerunlular dokuz kişi kaldığı halde...
14. kupa'nın ilk maçı, ilk bombayı patlatmıştı. "sürprizler sürprizi" olarak karşılanan bu sonuçtan sonra, o büyük otoriteler "kamerun'dan özür dileriz", "böyle bir kamerun mucizesi beklemiyorduk" dediler... sadece bu kadar mı? daha neler demedi ki dünya medyası bu müthiş sonuç için:
- dünya şampiyonu arjantin rezil oldu...
- "bücür" maradona'yı çime gömdüler...
- kamerun "bıyık" altından gülüyor...
- şampiyona afrika tokadı...
- maradona ve arkadaşları dokuz kişiyle başa çıkamadı...
- cesaret, kamerun'u zafere götürdü...
- maradona tek başına arjantin'i kurtaramadı...
maradona'nın gözyaşlan...
arjantinliler, "kötü günlerinde olduğunu" kabul ediyor, ama kamerun'un da çok sert oynadığını öne sürüyorlardı. maradona "tekmelerden yıldım. ayaklarımı bir görseniz" diyor ve gözyaşlarını tutamayarak şöyle devam ediyordu: "hele kolumda öyle bir krampon yarası var ki, herhalde bir yılda bile zor geçer."