mehmet demirkol'un "tae han min guk: 2002 dünya kupası mektupları" kitabından;
brezilya-türkiye
ilk devre bittiğinde şöyle düşündüm: hani olur olmaz bir sürü maç için 'böyle maçların taktiği, tekniği olmaz kardeşim' denir ya... eğer o maç bu maçsa, evet doğruymuş. oyunun başında aldığımız sinyallerle uyuşmayan muhteşem bir sürprizdi. hem yıldıray'ın pası, hem de hasan şaş'ın beklemeden attığı beklenmedik şutu...
halbuki 6. dakikada ilk kez karşı kaleye gittiğimizde bir korner kazanmış ama hayatta ilk kez gördüğüm bir şekilde rakip ceza sahasına sadece üç kişi gönderirken kendi yan sahamızda dört kişi (rüştü hariç, ronaldo da) tutuyorduk.
zira brezilya çok yorucu bir set oyunuyla ceza sahamızı çevrelemişti 31e ronaldo'nun hemen öncesinde juninho'nun auta (az farkla) giden şutları dışında kalabalık gelip, hızlı oynuyorlardı. biz de şeklen 3-5-1-1 oynuyor görünsek de, aslında ümit'i sarkık bırakıp tugay'ı çok geride tutarak fiilen 6'lı bir defans yapıyorduk. 7'de rüştü'nün kalesini boşaltıp ronaldinho'ya sunduğu olanak, üzücü sonuçlanmadı neyse ki...
13'te alpay'ın ronaldo'yu düşürmesinden doğan serbest vuruşta ronaldinho'ya geçit vermeyen harika baraj alkışı hak ediyordu. ama 20'de her ne kadar brezilya savunmasından seken top üst direğe ve oradan dışarı gitse de, frikikteki vuruş organizasyonumuz korkunçtu.
hızlı top çevirip bizi yoran brezilya hücumları,- 30'dan sonra direklerin arasını da bulmaya başladı ama rüştü iyiydi. kupa başından bu yana belki de izlediğimiz en iyi kaleciydi. özellikle 40'ta rivaldo'nun 3 metreden vurduğu kafadaki harika reaksiyonu, golden bile fazla alkış aldı. golün hemen öncesindeki karşı karşıyada yer tutuşu da...
hakansız olmuyor mu?
ikinci yarıya da iyi başladı rüştü. takım da daha derli toplu gözüküyordu. yıldıray ve hasan'ın rakip sahada oyunu tutabilmesi, futbol zevki açısından güzeldi. 51'de rüştü, rivaldo'yu durdurabildi ama hemen sonrasında ronaldo'nun bülent ve ümit'in arasından klas vuruşuna yapacak bir şey yoktu. 60ta lucio'nun topu ata pasta tipleyişi ve hamlesi de harikaydı doğrusu. 62'de juninho'nun şutunda efsaneviydi ama maçın asıl efsanesi yan hakem fernandez oldu. 63'te rivaldo'nun attığı golde kaldırdığı bayrağa tüm türkiye müteşekkir ama yanlıştı. bunu penaltı pozisyonunda verdiği kararla eşitlemiş oldu.
şimdi biraz tekniğine, taktiğine bakalım işin. hakan şükür yok. tamam, onun gol attığı her maçta kazandık. o olduğu sûrece hep başarılı olduk. ama başkası oynadı da atamadı mı? evet hakan hala ve belki beş sene daha kadroda olur. ama takımın en iyisi yıldıray'ı çıkarma pahasına oyunda tutulacaksa olmaz. olmasın! artık sıkıldım... ilhan 88. dakikada roberto carlos'un üzerinden topuğuyla bir top aşırtsın yeter!