maçı cine5 veriyordu. o günlerin modası tv kartı alıp cine5'i yazılımla kırarak bilgisayar ekranından izlemekti. maç saati geldiğinde ışığı kapatmış ve 15 inchlik bilgisayar ekranın karşısına kurulmuştum. galatasaray şampiyonlar ligine çok kötü sonuçlarla veda etmiş ama uefa kupasında bir önceki turda dortmund'u elemiş moral bulmuştu. ankara'da hava çok soğuktu diye hatırlıyorum zira mallorca'da hava çok sıcaktı ve "ah ulan orada olmak vardı" diye geçirmiştim içimden :)
maç başladı ve galatasaray hem dar alanda kısa paslaşmalarla hem de bitmek bilmez presiyle mallorca'yı hem de deplasmanda 4-1'lik skorla yenip bize enfes bir maç izlettirmişti. bir yandan skora bir yandan da galatasaray'ın oynadığı güzel oyuna şaşırıyordum açıkcası.
aslında galatasarayın deplasmanda rahat kazanması insanların aklında mallorcanın kotu bir takım olduğu fikri uyandırmıştır. galatasaray maçından 4 gün önce mallorca deplasmanda o sene şampiyonlar ligi kupasını alacak olan real madrid'i aynı skorla yenmiştir. bu maçı bizzat sahada izleyen fatih terim oyuncularına kalecinin zaafı olan çok ince bir noktayı aktarmıştır. zaten gollerin 3'ü bu şekilde gelmiştir.
şu maçı gs tv de 100 kere izledim hala da izleyeceğim. sırf şunun için :
0-2 (gol: emre) hagii... hakan şükür dışarı çıkarttı arif. şimdi okan... emre döndü, kaleye baktı emre neffis bir şut gooooooooollllll... allah’ım inanılmaz bir goooooollll süpper bir goooooooollll, golgolgolgolgolgoooolll.... harika bir gol, muhteşem bir gol, süpper bir gol... ispanyollar tam anlamıyla çöktüüü, çöktü çöktü. harika bir gol bu harika bir gol! o ne pas, o ne alış, o ne dönüş, akıl zeka mantık herşey var herşey herşey herşey....topun ağlara gidişii...ispanyollar çöktüü – emre harika geldi! harika, muhteşem bir gol...
bu maç tam bir taktiksel galibiyettir. maçta daha ilk dakikalarda hagi çok uzaklardan vurmuş ama gol olmamıştır. hagi her maçta vuruyordu zaten ama daha sonra arif, emre ve hakan şükür'ün 3 tane aşırtma gol atması maçı anlatmaktadır. birde okan, arif'in pasında kaleciyi geçerek harika bir gol atmış tur daha orada geçilmiştir. golleri çok güzel bir maç.
bu macta her sifreli mac gibi kahvehanedeki yerimizi almistik. ılk yarinin sonlarina dogru cine 5 yayini decoder olmasina ragmen birkac kez sifreye dondup geliyordu, tabi herkes kahveciye kiziyordu. geceleri sifreli cine 5 izlemekten olsa gerek macta 6 numarali futbolcunun sevindigini ve cimlere uctugunu gordum goruntu gittigi anda biz atak yapiyorduk. aha gol attik diye ayaga firlayip sevinirken tum kahve saskin saskin bana bakiyordu ki goruntu geri geldi. arifimiz atmisti, herkes ustume cullandi. kendime geldigim de en yakin arkadaslarimin birinin babasiyla hic olmadigimiz kadar samimice sarmas dolas oldugumuzu farkettim. sevinc bittikten sonra kahvede devre arasinin konusu benim o golu nasil olupta gorebildigimdi. geceleri sifreli cine 5 izlemenin faydalari.
henüz orta okul öğrencisiyken(orta 3) adananın kozan ilçesinde bir bayram günü dayım ve eniştemle izlemeye gittiğimiz maç. maç şifreli olduğu için kahveye gitmiştik izlemek için. hayatımda bir maçı bu kadar coşkulu bir taraftar kitlesiyle izlediğimi hatırlamıyorum. .. maçın ilk dakikakalarında arif çok fazla pozisyon kaçırıyor ve yanımdaki adam sürekli ona ana avrat küfür ediyordu. arif ilk yarının sonlarına doğru bir gol atınca aynı adamın "aslanım arif, sen bir tanesin, koçum benim" dmesi karşısında gülmekten yarılmıştım:)........
16 mart 2000.kurban bayramı'nın ilk günüydü.bologna'dan sonra dortmund'un da elenmesiyle final hedefine yaklaşan galatasaray için sıradaki takım mallorca'ydı.bayramın ilk gününde gelen bu güzel galibiyet nedeniyle "boğa kestik" geyikleri moda olmuştu.
maçtan önce herkes berbaerliğin çok iyi bir sonuç olduğu konusunda hemfikirdi,hatta ilk 30 dk mallorca çok baskılı oynamıştı...işin ilginci herkes bu 30 dk dan sonra beraberliğe hatta tek farklı yenlgiye razıyken , 4. golden sonra golü kaçıran futbolcuya sitem etmesi ilginçti:))(maç zaten 4-0 olmuş) 5. atamadı nasıl oyuncu bu çıkar fatih hoca şunu:))
galatasaray çeyrek finalde 4-1 yendiği maçı kahvede arkadaşlarla seyrediyordum ve maçın bitiminde kahveci fanatik bir fenerbahçeli dir ve türk bayrağını alarak sallamaya başladı ve bayrak tavanda bulunan lambaya deydi ve lamba benim sağ omuzuma düştü bu da benim unutamadığı uefa anımdır.
çok kötü oynamanıza rağmen farklı kazandığınız mallorca maçından sonra ne düşündünüz?
rakip çok iyi başlamıştı. ancak golü biz bulduk. o maçtaki bütün goller aşırtmadır. bir tek okan'ın golü bu şekilde değildi. hatta arif'e bir espri yapılmıştı. her maçta şaşırttın bu maçta aşırttın diye. fatih terim iyi olduğunuzu direkt olarak size söylemez. iyi oynamışsınızdır, ancak fatih terim sizin kötü oynadığınızı ima eden espri yapar. ama siz iyi oynadığınızı biliyorsunuz. o maçtan sonra artık kupayı alacağımıza iyice inandık.
g.saray, uefa çeyrek finalinde mallorca'yı ispanya'da 4-1 yenerek tur vizesini cebine koydu.
ilk yarıyı kontrollu oynayan g.saray, kanatlarda zaman zaman aksasa da, göbekte hiç hata yapmadı. ve 44. dakika geldi. arif, 7 yıl önce manchester'a attığı golün bir benzeriyle g.saray'ı öne geçirdi. hakan şükür ile paslaşan yıldız futbolcunun, müthiş aşırtması fileleri havalandırdı: 0-1.
ikinci yarıda cimbom şov
cimbom ikinci yarı şov yaptı. 48'de emre akıl dolu bir aşırtmayla farkı ikiye çıkardı: 0-2. hızını almış olan g.saray, durmadı. 59. dakikada defansı peşine takan hakan şükür, kaleci franco'nun üstünden topu üçüncü kez filelere gönderdi: 0-3. okan, 65'te arif'in pasında kaleciyi geçip yarı finali müjdeledi: 0-4. 78'de ceza alanındaki karambolde lauren mallorca'nın şeref sayısını attı: 1-4
mübarek bayram günü. nurettin abiyle beyoglu istiklal caddesine taafa cıkmıştık bir nevi totem misali..akşamı beklemeye calışırken evde bıraktıgımız eşlerimiz dahi bayramlaşmaya gitmemiz gereken büyklerimizden...bu gün gelmeyecegiz yarın ziyaretinize gelecegiz haberlerini bizden önce onlar ucurmuşlardı sevgili büyüklerimize...onlarda biliyorduki bu gün bunlar bir yere gitmez. cünkü cok önemli bir maç vardı bu gün.
mahallede muhtar adayı olup kaybeden sevgili suat abimiz.bir kahve açmıştı artık. evinin altındaki dükkanına. bu dükkandada hiç dikiş tutmuyordu daha önce marketti kapandı daha sonra giyim kuşam satmaya başlamıştı kapattı.daha sonra halı magazası daha sonralarıda şarküteri... ama dikiş tutmuyordu bu dükkan bir ugursuzluk oldugundan korkuyordu suat abi...biz istiklal caddesinde dolaşırken aklımzda suat abinin dükkanında mac izliyecegimiz geldiginde endişeleniyorduk.... eee ugursuzdu burası...akşam olupta maçı izlediğimizde birde üstüne 4-1 kazanınca suat abininin bu dükkanın tek ugurlu geldigi gün bu maç oynandıgı günü işaret etmesi.ve bu dükkanın tarihi günü olması sebebiyle pekte önemlidir bu gün....ha bu günlerde o dükkanmı?. şimdi fırın oldu. o,günü hala özlüyor.. en azından biz dışardan bakınca öyle hüzünlü görüyoruz orayı. fırandan sonra ne olacagım diye sanki bize acı acı bakıyormuş gibi geliyor.... bakışlarıda bize öyle bir hüzünlüymüş gibi geliyor. o, gün gibi olmayacaksa. yıkın beni der gibi.....
tomarza'nın köhne kahvehanelerinden birinde salya sümük içinde izlediğim maç olmuştu. köydeydik. bayramdı sanırım. bizim köyün ahalisi de köye en yakın cine5 yayını olan yerleşim birimi tomarza ilçesine gidiyorlardı köyün otobüsü ile.
futbol hastasıydım ufakken. içim gücüm dünyanın en kral 11'ini, en iyi yedek 11'leri, dünyanın en müthiş stadyumlarını, en güzel takım logolarını çıkarmaktı defterin arkasına. ayrıca elime atlas alıp dünya başkentlerini ve para birimlerini ezberlemek yine aynı şekilde hastalıklı bir hobimdi. madagaskar'ın başkentinin antananarivo olduğunu 9 yaşımdan beri biliyorum yani.
neyse, biliyorum akşam maç var. amcam, dayım filan ufaktan çıkıyorlar evden, çaktırmadan... ben de içimden umuyorum beni de götürürler diye. götürmediler lan. sonrasında bir salya bir sümük... sonrasında annem elimden tutup köyün otobüsüne yetiştirmişti beni. cebimde de bir dünya bozuk para. sonra gittik kahvehaneye. ama dinmedim. hala sümüğüm akıyor. yayın ücretleri toplanırken cebimdeki parayı amcama vermeye çalışmıştım da "sen dur len" demişti. sonrasında gol üstüne gol. arkadan bir oğlanın "5 dene ataceğaak 5 dene" sözü hala en olmadık zamanlarda, zamansızca aklıma gelir. bazen de 3-0, 4-2 gibi skorlarda kendi kendime söylerim "5 dene ataceğaak 5 dene" diye.