2 deniz kaptırdı, delgado güzel bir ara pas attı, bu topa hamle yapan bobo aniden volkan ile karşı karşıya kalıp golü yaptı: 0-1
24 alex serbest atış kullandı, aurelio kale önünde sırtı dönük biçimde kafa ile aşırtmak istedi, ama top dışarı çıktı.
26 delgado korner atışı kullandı, diatta arka direkte kafa vurdu. çizgide bekleyen carlos bu topun gol olmasını önledi.
29 alex korner atışı kullandı, koray kafa ile müdahale etti, top arka direkte bekleyen deivid'e geldi. bu oyuncu kafa ile fenerbahçe'nin beraberlik golünü attı: 1-1
38 carlos orta alanda topu kaptırdı, bobo'daki topa lugano kafa ile ters biçimde müdahale etti. top bobo'nun önünde kaldı, volkan'ı karşısında bulan bobo golü atamadı.
40 gökhan 30 metre topla beşiktaş kalesine doğru rakiplerini eksilterek inip yanındaki alex'e verdi. ama alex, hakan ile karşı karşıya pozisyonu dışarı atarak kaçırdı.
60 deivid'in kaleyi hedef alan şutunu hakan karşıladı, dibinde biten semih seken topu kaleye gönderdi ve fenerbahçe öne geçti: 2-1
72 delgado orta alanda topu kaptı, önündeki lugano'yu geçip soldaki bobo'ya gol pası attı. bobo, volkan ile karşı karşıya kaldı ama vuruşunda top dışarı gitti.
90 appiah'ın uzun ve gereksiz geri pasını yakalayan batuhan kalesini terkeden volkan'ı da geçip boş kaleye atmak istedi, ama çizgideki edu gole izin vermedi.
90 artı 2 serdar özkan'ın ortasını higuain fenerbahçe kalesine gönderdi. ama hakem arzuman daha önce faul düdüğü çaldığı için gol geçersiz sayıldı.
beşiktaş bu maçın son dakikasında ismet arzuman'ın bir kararı sonrası isyan etmiş, sivas maçına paf takımla çıkacağız açıklaması yapmıştır. ama as takımla çıkıp 2-1 kaybetmiştir.
bu maça fenerli bi arkın kombinesiyle giricektik kapıdaki görevliler çevirmişti eve dönmek zorunda kalmıştım son anda yetişmiştim maçın başlamısına ama sonunda maç hüsran oldu :)
macin sonlarina dogru tribunde anlamsiz bir rahatlama icine girmistik. fenerbahce oyunu tamamen kontrolu altina almis, son dakikalari top dolastirarak geciriyor, bende kale arkasindaki bjk taraftarina bakiyordum. nerden geldigini hala bilmedigim uzun bir topta gokhan gonul tum mac boyunca ilk kez hava topunu alamazken bjk li oyuncu sol kanatta bombos kaliyordu. gozum hemen arka direkteki batuhan'a ilisti ve eyvah dedim. yapilan orta kolayca aglarla bulusurken gozlerimi kapattim. arkadasim "gol degil, hakem vermedi" dediginde saskinligim kisa bir sure sonra sevince donustu. bu pozisyonun daha sonra liverpool hezimetine donusecegini(ki bence sorumlusu odur) bilseydim bu kadar sevinemezdim.
maç sonrası beşiktaş başkanı tarafından yapılan "bundan böyle maçlara paf takımla çıkacağız" söylemi, beşiktaş'ın liverpool'dan 8, sivas'tan kendi evinde 2 yemesine neden oldu...
beşiktaş'ın 16.5 yaşındaki oyuncusu batuhan'ın ikinci yarıda oyuna girdiği, 2-1 fenbahçe'nin üstünlüğü ile süren maçın son dakikasında çok müsait bir pozisyonda higuain’e gol pasını vermediği ve maçtan sonra beşiktaş'ın idari ekibinden görevliler'in batuhan'a "niye vermedin o pası?" diye sorduklarında batuhan'ın: "kardeşim bu işin kuralı; kral yapmayacaksın, kral olacaksın!" diye cevap verdiği maç.
bir efsaneyi bitirdik tarihi biz yazdık diyebilmek için geniş bir mide sıfırın altında onurun lazım olduğu emek boşa elden çıkan paraya bakar galibiyet diye bağıran bir maçtı...
kadıköyde canlı gördüğüm ilk beşiktaş galibiyetidir. maçı maraton üst tribünde takip ederken, 90.dk da maç boyu oturan kesim biren paslarda oley çekmeye başlayınca içimden eyvah başımıza bir iş gelecek derken batuhan golü attı ve hakeme baktım santraya koşmadığını görünce rahatladım.
fenerbahçemi kendi evinde izlediğim ilk maçtı...maç sabahı otobüsle istanbula doğru yol alırken, aklımdan olmadık düşünce geçiyordu. zira uzun süredir kadıköyde beşiktaşı yenemiyorduk ve ben de alacağımız muhtemel bir mağlubiyet nedeniyle kadıköydeki ilk maçımdan üzgün bir şekilde ayrılmak istemiyordum, hatta bir gol sevinci yaşasam o bile yeter diye düşünüyordum.ama stada girdiğimde düşüncelerim tamamen değişti. o atmosferi, insanların gözündeki o hırsı gördükten sonra galibiyetin pek de uzakta olmadığını anladım.takım sahaya çıktığında hepimiz coşmuştuk, bütün futbolcuları tek tek tribüne çağırarak kendi coşkumuzu onlara da geçirmiştik.ancak maça hızlı başlayan bjk olmuştu, ilk golü onlar atmasına rağmen bizim inancımızda en ufak bir değişiklik yoktu, bağırdıkça bağırıyorduk... nitekim sonunda istediğimiz oldu ve golleri atmaya başladık. attığımız her golden sonra tribünde öyle bir sevinç yaşanıyordu ki, insanlar tanımadıkları kişileri bile kucaklıyorlardı.2. golü de bulduktan sonra sevincimiz iyice artmıştı, her ne kadar bjknin tehlikeli ataklarıyla yüreğimiz ağzımıza gelse de maçtan galip ayrılmayı bilmiştik.dönüş yolunda herkes günün yorgunluğuyla uyurken, ben koltuğuma yaslanmış, kadıköye bir daha ne zaman gelirim acaba diye düşünmeye başlamıştım bile...
fenerbahçe şükrü saraçoğlu stadı yenilenip 55 bin kişilik modem bir mabet haline dönüşse de. sarı lacivertliler beşiktaş'a karşı altı yıldır burada galibiyet alamıyordu. semih 60. dakikada attığı golle hem maçı kazandırdı hem de yepyeni bir seri başlattı. artık kadıköy'de fenerbahçe beşiktaş'ı hep yeniyor.
cem can'ın "ilkelerimizi kim yazacak?: fan-etik yazıları 2" kitabından;
beşiktaş'ın imkânsız isyanı
beşiktaş liverpool'daki ağır sonucun ardından tam bir sessizliğe büründü, lige paf takımıyla devam etme kararından vazgeçti, kamuoyu da olgun bir bekleyiş içinde yarayı deşmeden beşiktaş'ın tekrar, sağlıklı bir şekilde oyuna katılmasını bekliyor.
ancak...
bir hakemin kararına benzer şekilde, yaşamda da yapılan yanlış yorumlar, yapılmış hatadan da derin sorunlar yaratabilir.
beşiktaş, fenerbahçe maçından sonra ligden çekilme kararını açıklayıp federasyona da kararlı bir dille şartlar koyduğu zaman medyada birçok kalem ve yorumcu bunun öfke içinde alınmış bir karar olduğunu ve vazgeçilmesi gerektiğini söylediler. karardan (başka bir zorunluluk nedeniyle, liverpool'da oluşan koşullar yüzünden olsa bile) vazgeçilmesi üzerine dosya da kapatıldı.
oysa gayet kritik bir karar olan "ligden çekilme" dosyasının futbolun yararı için iyice bir incelenmesi gerekirdi.
çünkü unutulan bir şey var,
beşiktaş gene bu sezon içinde demirören'in ağzından "takımımızı ligden çekebiliriz" diye bir açıklama yapmamış mıydı? bunun üzerine de yazılar yazılmamış mıydı? açıklamanın ardından bu durum sinan engin'e de sorulmuş, engin de "çekilebiliriz veya pafla devam edebiliriz, bir şeyler düşünürüz..." dememiş miydi?
beşiktaş'ın lige paflarla devam etme kararı hiç de öfke ile alınmış refleksif bir karar olmayıp, haftalar boyu zihinlerden uzaklaştırılamamış, düzeltilememiş, üstesinden gelinememiş bir yargının/davranış eğiliminin yeniden ortaya çıkmasından başka bir şey değildir!
burada önemli olan iki karar arasında geçen sürede "çekilme" yönündeki "karşı tavra" yönelik bir gözden geçirmenin yönetim kurulu ya da beşiktaş çevrelerinde neden etkin bir şekilde yapılamadığı olmalıdır.
bir olumsuzluğu ya da riski kronikleştiren bir iletişimsizlik, bir fikir üretimsizliğinin beşiktaş'ın önemli sorunlarından biri olduğu da mutlaka görülmelidir.
beşiktaş gibi bir kulübün ligden çekilmesi, mutlaka ciddi, önemli ve deprem gibi etkili bir hareket olabilirdi. eğer karar sağlam ve somut bir gerekçeye dayanıyorsa... ve eğer bütün yollar tüketildiyse...
kesin olarak, kasten, şamar oğlanı gibi davranılan bir kulübün şampiyonluğa oynama hakkının gasp edildiğinden emin olunduğu takdirde ligden de çekilinebilir; ayrımcı bir yönetim sisteminin düzeltilmesi için zorlayıcı bir ortam yaratılabilirdi. yansızlığı kontrol edilemeyen bir sistemde alt dereceleri kabullenmekle, onurluca bir protesto ve sistemi onarma ortamı yaratma pahasına kendi kararıyla alt ligde oynamak hiç de yaralayıcı olmayabilirdi. beşiktaş karakteri belki daha da güçlenebilirdi...
buna karşın, beşiktaş yönetiminin etraflıca tartışma ortamı aramadığı da ortada. onlar yalnızca "ligde iki takım yaratılmak isteniyor." iddiası ile maçlarında hakem hatası görmemeyi şart koşarak federasyonun tutumunu maç sonuçlan üzerinden görmek istediler...
saçmaydı tabii...
kendileri de emin olamadılar ki hep ara bölgede kaldılar. nasıl ki paf takımıyla oynamak kulübü değil, a takımı "haksızlıklardan" korumaktan başka şey değil idiyse, keçeci'nin istifasını ve arzuman'ın hakemliği bırakmasını şart koşmaları da aynı derecede çözüm üretmekten uzaktı. hatta federasyonun keçeci ve arzuman'ı beşiktaş'ın şartlarına uyarak uzaklaştırması halinde bile...
ne olacaktı ki yani o zaman?
sistemi dönüştürmeyi amaçlamak yerine kişileri hedef almak ancak bir sonraki puan kayıplarına kadar geçerli olacak bir çözüm değil miydi?
öncelikle herkes için; türk futbolu ve bütün kulüpler için yarar sağlayacak çözümler üretme doğrultusunda hareket etmek, daha olgun fikirler üretilmesini sağlayacaktır...
yoksa tek yönlü, tek boyutlu ve tutarsız istekleri kimsenin yandaş olması olası değildir...
böyle imkânsız isyanlar en çok sahiplerini zor durumda bırakacaktır...
besiktas and fenerbahce fans are handbagging each other at the moment over a controversial decision not to award a goal to besiktas in the last minutes of their 2-1 loss away to fenerbahce over the weekend.
the allegations are familiar. "everyone is against us, the football federation is biased," is the drift of the besiktas fansites. the fenerbahce lot respond with "be a man and stop whinging."
it is all very childish and typical of the fans of all three of the big istanbul clubs. a decision goes against you and it is clear that there is a "conspiracy". i'm not going to make a stand on whether the decision made by the referee was right or wrong... it was a close call, but the besiktas lot are making out as if this was a bigger injustice than when boluspor were denied the turkish cup back in the early 1980s.
the besiktas chairman is so upset that he has threatened to play his youth side in the next league match, a clear sign that he is getting his excuses in early for their match against joint leaders sivasspor this weekend.
besiktas fans have form when it comes to be being whingers. i noticed this statement on the fenerbahce fan site antu.com.
"you lot need both hearing pieces and dummies," the statement said. i'm assuming the "hearing pieces" bit refers to the fact that the besiktas players continued playing, and then scoring, after the whistle had gone.
the piece continues: "do you remember the "send a dummy to besiktas" campaign launched by genclerbirligi fans a few years ago. but of course you only have the memory capacity to remember something for a couple of weeks."
meow.
i cant remember the genclerbirligi campaign and would love it if anyone here could help me out.
but back to the fight.
"the tff, under the influence of chief haluk ulusoy, puts pressure on the referees and the referees officiate in the games the way the federation wants them to," said besiktas chairman yildirim demiroren after the weekends match.
typical whinging for the besik... ahhh ooops. sorry about that. that wasn't the besiktas chairman at all. it was actually said by fenerbahce chairman aziz yildirim earlier this year, as quoted in this piece in the turkish daily news.
yardımcı hakemler: mustafa emre eyisoy, alper ulusoy
4. hakem: oktay demiray
fenerbahçe: volkan demirel, diego alfredo lugano moreno, roberto carlos da silva rocha, gökçek vederson, mehmet aurelio, alexsandro de souza (dk. 76 tümer metin), semih şentürk (dk. 87 kazım kazım), deniz barış (dk. 76 stephen appiah), eduardo luis abonizi de souza, gökhan gönül, deivid de souza
yedekler: volkan babacan, yasin çakmak, ali bilgin, selçuk şahin
teknik direktör: arthur antunes coımbra
beşiktaş a.ş.: hakan arıkan, ibrahim toraman, gökhan zan [sakatlandı] (dk. 16 lamine diatta), ibrahim üzülmez, ali tandoğan, edouard leopold cisse, mustafa koray avcı (dk. 82 batuhan karadeniz), serdar özkan, burak yılmaz (dk. 64 federico fernando higuain), deyvison rogerio da silva, matias emilio delgado
yedekler: rüştü reçber, ibrahim kaş, mehmet seyfettin sedef, ricardo luis pozzi rodrigues
3.11.2007 - 9 sene önce bugün, turkcell süper ligi 11.hafta maçında fenerbahçe beşiktaş'ı 2-1 yendi. fenerbahçe şükrü saracoğlu stadı'nda oynanan ve ismet arzuman, mustafa emre eyisoy, alper ulusoy hakem üçlüsünün yönettiği maçta fenerbahçe volkan demirel – gökhan gönül, diego lugano, eduardo luis abozini “edu”, roberto carlos – deniz barış (dak.76 stephen appiah), mehmet aurelio, deivid de souza, alex de souza (dak.71 tümer metin), gökçek vederson – semih şentürk (dak.87 colin kazım richards), beşiktaş ise hakan arıkan – ali tandoğan, ibrahim toraman, gökhan zan (dak.17 lamine diatta), ibrahim üzülmez – edouard cisse, koray avcı (dak.84 batuhan karadeniz), serdar özkan, matias delgado, burak yılmaz (dak.63 federico higuain) – bobo kadrolarıyla mücadele etti. maçın henüz 3.dakikasında bobo'nun golüyle beşiktaş öne geçti. 29.dakikada deivid eşitliği sağladı ve ilk yarı 1-1 sonuçlandı. 60.dakikada semih maçın skorunu tayin eden golü attı ve fenerbahçe, ezeli rakibini 2-1 yendi. ancak 90+5. dakikada higuain’in attığı gol öncesi, ceza sahası dışında bobo ile gökhan gönül’ün hava mücadelesine ismet arzuman faul çaldı. ancak düdük duyulmayınca oyuncular devam etti ve higuain topu filelere gönderdi. arzuman’ın golü iptal etmesi üzerine saha bir anda karıştı. maçtan hemen sonra menajer sinan engin, ilerleyen saatlerde de başkan yıldırım demirören, hakem hatalarının aleyhlerine çok arttığını, bu yüzden ligden çekildiklerini ve sivasspor maçına paf takımıyla çıkacaklarını açıkladılar. ancak beşiktaş camiası, spor kamuoyu ve hatta borsa’dan gelen itiraz üzerine bu karar uygulamaya geçirilemedi. sarı-lacivertliler bu sonuçla 24 şubat 2001’den beri kadıköy’de 7 maçtır (2 bin 443 gün) yenemediği beşiktaş’ın saltanatına son vermiş oldu.