serkan aykut anlatıyor: "94-95 sezonuna başladık ve ben 2-1 kazandığımız vanspor maçı sonrası ayrıntısına girmeyeyim; multescu ile bir sorun yaşadım. hoca beni resmen sildi defterden. üç-dört hafta oynatmadı. içeride bir g.saray maçı vardı. faruk abi sakat, diğer romen de cezalı galiba. mecbur koydu beni on bire. heyecandan titriyorum, ayakta duramıyorum. bülent abi de acayip iyi tutuyor beni. ilk yarının sonlarına doğru seyirci “serkan dışarı” diye bağırmaya başladı. faruk abi sakat ama yine de hoca ısın dedi ona. tamam dedim, bitti. o an oyundan çıksam beki de samsunspor kariyerim bitecek, çok ilginç bir andır o. tam o sırada bünyamin abi, topu söktü, bastı geliyor. herkesi geçti ve bana çıkardı, ben de attım golü. sonra bir gol daha attım. stat bu sefer “serkan aykut” diye inliyor. o pozisyonu ve gol pasını hiç unutmam; bu nedenle bünyamin ağabeyi ayrı bir severim. bende yeri özeldir."
maçı 2-1 önde götürürken vahap beyaz'ın bitmek bilmeyen uzatmaları ve son saniyede o ana dek kusursuz oynayan romen kaleci stelea'nın büyük hatasında sedat'ın kafa golü ile resmen yıkılıp kalmıştık. o üzüntü halen içinmde bir sızıdır.
bana sorarlar hep neden "anti istanbul" diye. işte ilk anti istanbulcuğum o maçta başlamıştır. 12 yaşında bir çocuk maça gidiyor maç 9-10 dakika uzuyor ve takımının elinden 3 puanı alınıyor.
ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
hakkı yeşilyurt'un "deplasman tribününden basın tribününe..." başlıklı yazısından;
dakikalar 97'yi gösteriyor... gereğinden fazla uzatılmıştı maç. bize kalsa, hakem kafasına koymuş bir kere! gol attırmadan bitirmeyecek. o dakikaya kadar sadece takımının değil, sahanın en başarılı ismi rumen kaleci stelea büyük bir hata yapmış, sedat balkanlı da kafayla skoru tayin etmişti: 2-2. 1994-95 sezonunda oynanan galatasaray maçından söz ediyorum. sonrası malum! yaygın bir dille ifade edildiği gibi, sahalarımızda görmek istemediğimiz olaylar.
bir maç kapatılmıştı samsunspor'un sahası. petrolofisi maçı, çorum'da oynanacaktı. gideceğiz. boynumuzun borcu! sadece biz değil, büyük çoğunluk böyle düşünmüş olmalı ki, çorum'a akın etmişti. sanki samsun'dayız. önce şehirde... sonra statta... nereye baksak bir tanıdık. çorum'da da samsunspor'a karşı sempati hayli yüksektir. mezara kadar olmasalar da arkamızdalar.
petrolofisli topçular ise şaşkın! elleri ayaklarına dolanmıştı. ne de sevinmişlerdi oysa maçın tarafsız bir sahada oynanacak olmasına. sevinçleri kursaklarında kalmıştı. samsunspor gol rekoru kırarak kazanırken, kendi tarihini de değiştirmişti: 8-2.
bir resmî maçta tam sekiz gol atarak.
"böyle sürgüne can kurban," demiştik dönüş yolunda.
"keşke hep çorum'da oynasak. şampiyon bile oluruz!"
sonra aklımıza gelmişti papazın her zaman pilav yemeyeceği!
galatasaray lig tarihi boyunca ilk puanını en geç ligin 6.maçında kaybetmiştir.1994-95 deki bu maç ve 1998-99 da ki 6.maç olan 2-2 lik fenerbahçe maçı
1994-95 sezonunda galatasaray bu maç öncesi maçlarda şu sonuçları almıştı: 1.g/ 14.08.1994 / galatasaray 3-1 gençlerbirliği 2.g/ 20.08.1994 / petrolofisi 0-3 galatasaray 3.g/ 28.08.1994 / galatasaray 3-1 altay 4.g/ 11.09.1994 / antalyaspor 0-5 galatasaray 5.g/ 18.09.1994 / galatasaray 2-1 kayserispor
maçtan sonra samsunspor teknik direktörü gigi multescu televizyona verdiği demeçte (bir elini yumruk yapıp diğer eliyle ona vurmak suretiyle) (hafta içinde oynanacak şampiyonlar ligi maçını kastederek) "galatasaray manchester döööört beeeeş" demiş, akabinde de hallice bir ceza almıştır.