davullu, zurnalı, eğlenceli maçta keder sevince çevrildi… k.s.k, kasımpaşa’dan vize aldı: 4-0 y. kırmızılılar vural vasıtasiyle 10. saniyede ilk golü kazandılar ve…
ünal tumin
alsancak stadı dün kederin sevince çevrilişinin en kısasını, bir toplumun kurtuluşu için giriştiği soğuk harbin es canlısını ve sporda teşciin en çılgıncasına şahit oldu.
tezahürat mayısın yakıcı sıcağını yansıtan beton tribünler üzerinde öbek öbek biriken karşıyakalı taraftarlar, kurtuluş maçının başlangıcından çok evvel “kaf, kaf, kaf… sin, sin, sin…”lerine başlamışlardı. hele, “kaf, kaf, kaf…” seslerine yanık çehreli davulcunun davuluna olanca kuvveti ile vurması, kısa boylu, kasketi yana yatmış adamın avurtlarını patlatırcasına şişirip zurnasını üflemesi görülmeğe değerdi. bu suretle, karşıyaka - kasımpaşa maçından önce, seyirciler başlama vuruşunu yapmışlardı.
ve maç başladığı anda bitti herkesin korktuğu, taraftarlarla oyuncuların ecel teri dökerek sahaya koştuğu karşıyaka -kasımpaşa maçı başladığı anda bitmişti!. santra ortasındaki seremoniyi müteakip hakemin düdüğünün yankısı tribünlerde devam ederken seyirciler sadece kasımpaşa kalesi filelerinin dalgalanmasına şahit olmuşlardı. herkesin “ne oldu?” sorusuna şaşkınca bir cevap verilmişti: “10. saniyede gol oldu.”
evet, başlama vuruşunu vural yapmış, ileri fırlamış ve tekrar ergun'dan aldığı topla ceza sahasının sol köşesine girerek şutunu özkay'ın soluna çekmişti. golü atan da, takımının galibiyetini isteyen de 90 dakikalık maçın heyecanını 10. saniyede tadabilmişti. bundan sonrası seyircinin “iki... üç... dört...” avazeleri ile geçecek ve buna on bir yeşil-kırmızılı adam, «peki» dercesine cevap verecekti.
büyük futbolcu nitekim, 27. dakikada “büyük futbolcu” etiketini dünkü maçta yazdıran ergun ikinci golü kaydetti. vural'ın rakip santrhaftan söküp onsekiz üzerinde düzelttiği topu ergun, çalımlan kadar şık bir vuruşla, özkay'ın sağ köşesine gönderdi. 67. dakikada yine ergun'un yarattığı pozisyondan istifade eden vural, ceza sahasının sağ köşesine girip sert bir şutla üçüncü karşıyaka golünü yapmakta gecikmedi. maçın bu netice ile biteceği tahmin edilirken, 87. dakikada burhan, vural'ın uzattığı topu rakip bekin üzerinden kafayla aşırıp yakın mesafeden dördüncü defa kasımpaşa kalesine soktu. ve böylece karşıyaka, «sırat köprüsü »nün yarısını, 4-0 lık kasımpaşa galibiyeti ile geçmiş oldu.
kurtulan karşıyaka çılgınca eğlendi takımları, kasımpaşa'yı 4-0, gençlerbirliğini de 2-0 yenen karşıyakalı taraftarlar, küme düşmekten kurtul¬dukları için masallardaki gi¬bi 2 gün 2 gece bayram yapıp zaferlerini kutlamışlardır.
karşıyaka erkeksiz kaldı bilhassa pazar günkü gençlerbirliği mukadderat maçı için alsancak stadına otobüs, minibüs ve taksilerle giden karşıyakalı gençler 100 binden fazla nüfusu olan semti adeta erkeksiz bırakmışlardır. nitekim akşam üzeri kordon boyunda «piyasaya çıkan» genç kızların «amma garip, hiç erkek yok sanki bugün karşıyaka'da» diye konuşma¬larına, bazı muzip küçükler «erkekler harbe gittiler» ce¬vabını vermişlerdir.
hakemin son düdüğü ve ötesi... izmir’in 120 bin nüfuslu bu semtinde esas bayram, maçtan sonra başlamıştır. hake¬min 90 dakikanın dolduğu an çaldığı düdükten sonra, ben¬di yıkmış baraj gibi yollara dökülen karşıyakalılar alsancak vapur iskelesinde şehir hattı vapurlarından birine dolunca kaptan «bu kadar ka¬labalıkla hareket edemem» diye tutturmuş ve arkadan devam etmekte olan insan selini görünce de daha fazla iz¬dihama sebep olmamak için gemiyi tam yolla iskeleden hareket ettirmiştir.
futbolcular geliyor futbolcuların tam bu sırada taksilerle konvoy halinde staddan gelmeleri bir hadise olmuştur. taksilerden indirilen futbolcular, antrenör ve idareciler burada omuzlara alınarak karşıyaka sokak ve caddelerinde dolaştırılmışlardır. bu tezahürat sırasında bilhassa ergun, haf mus¬tafa tezahürattan doları epey hırpalanmış, hatta o kadar ki omuzdan omuza dolaştırılmaktan pantolonları yırtılmıştır.
gençlerbirliği tezahüratla uğurlandı idareci osman kaymak’ı kafilenin ön kısmına alan karşıyakalılar doğruca tren istasyonuna girmişler ve burada biriken binlerce taraftar ile birlikte, ankara ekspresi ile geçen gençlerbirliği futbolcuları lehinde tezahürat yapmışlardır. davullu zurnalı elleri yeşilli kırmızılı flâmalı karşıyakalı taraftarlar gece geç vakitlere kadar çalıp, oynayıp eğlenmiş, bayilerdeki içkileri tüketmişlerdir. halkın ve taraftarların eğlencelerine bir müddet katılan ve gülüp oynayan futbolcular daha sonra idarecilerle birlikte fuar ada gazinosunda yemek yemişlerdir.
kasımpaşalı futbolcuların para aldıklarına dair ifşaat üzerine meydana çıkan şike hadisesi üzerine dün toplanan karşıyaka idare heyeti bir deklarasyon neşretmiştir.
iş mahkemeye gidecek toplantıdan sonra karşıyaka idare heyeti üyesi olan avukat ismail paya «52 yıllık kulübümüzün şerefi ile oynamak isteyen kasımpaşalı idareci-futbolcu ve onları tahrik eden beykozlu idarecileri mahkemeye vereceğiz. kendilerine her hususla ispat hakkı tanıyoruz. ispat etsinler her şeye razıyız. ama bunu yapamazlarsa adalet önünde kendilerinden hesap soracağız. bu bir taktiktir. böyle bir komplo ile fenerbahçe bile kümeden düşürülebilir.» karşıyaka kulübü üye ismail paya ile vakur utku'yu avukat olarak tutmuştur. karşıyakalı idareciler ne diyor? bu konuda bilgisine müracaat ettiğimiz takım yetkilileri isnadları şiddetle reddederek şunları söylemişlerdir:
sadi iplikçi (başkan): «bu çirkin iddiaları istanbul’da çıkan sabah gazetelerinden öğrendim. ancak kaybedenlerin sonradan bu yola sapacakları tabii idi. oysa bizce bu isnadlar birer safsatadan ibarettir. gayet açık konuşuyorum: hangi kasımpaşalı futbolcu bir idarecimizi göstererek bana parayı veren sensin diyebilirse ben şahsen yetkimi kullanarak takımı milli ligden derhal çekerim. dahası var. madem ki bu para işidir. beden terbiyesinin yetkili bir kişisi gelsin hesapları kontrol etsin. bakalım karşılığı olmayan on para herhangi bir yere verilmiş midir?»
melih yücel (genel kaptan): “beykoz'un tahriki ile sözde itirafta bulunan kasımpaşa futbolcularının ifadelerini gazetelerde gülerek okudum. en saf insanların bile inanamayacakları tertiplerden medet umanlara sadece acırız. acırız çünkü düne kadar aynı acıları bir kez daha kuvvetle hissediyorduk. sadece bütün türk futbol efkârı umumiyesi şunu bilmelidir ki 90 bin karayakalı düşmek üzere olan takımlarını kurtarmışlardır. şu halde çamur atanları şimdi ispata davet ediyorum. takımın teknik yetkisi bendedir. ben veya bir idareci arkadaşım hangi rakibe yenilsin diye 5 kuruş teklif etmişiz. işte buna cevap verecek bir kişi çıkarsa, şahsen ben bütün servetimi kendisine vermeyi ve karşıyaka kulübünü elimle ikinci kümeye düşürmeye hazırım.”
nahit demir (genel sekreter): “karşıyaka’nın şike yaparak kurtulduğunu iddia edenler vicdandan yoksun kişilerdir. futbolculara maaş prim veremeyen idarecilerin de gırtlağına kadar borçlu olduğu bir kulüp para ile maç alamaz, almadı da. bu iddiayı ileriye sürenlere sadece teessüf ederiz.”
şeref aşar ne diyor? diğer taraftan kasımpaşa kulübünün yetkili idarecilerinden şeref aşar ise: “bu şike iddiasında karşıyaka kulübünün adı var mı?” sorumuzu şu şekilde cevaplamıştır: “hayır kestiremem. ve bu konuda kesin bir şey söyleyemem. sadece adını bilmediğim şişman bir adamdan bahsediyorlar.”
ben altuğ soyak, kasımpaşa takımı santraforu. olayı nakledeyim:
idarecilerimiz, izmirli idarecilerle temas edilmesin diye takımı manisa'ya göndermiş. ben kafilenin hareketini kaçırdığım için arkadaşlarıma manisa'da yetiştim. orada beykozlu iki idarecinin bize teşvik primi olarak dağıtılmak üzere kafile başkanımıza para verdikleri söylendi.
maç başlamadan karşıyakalılarla anlaşma yapıldığına dair hiçbir bilgim yoktu. hakemin başlama düdüğünden çok az sonra ilk golü yedik. topu hemen alıp santraya götürdüm ve yediğimiz bu gole mukabele edebiliriz şeklindeki sözlerimle arkadaşlarımı teşvik etmek istedim. bir çoğunun aldırdığı yoktu. hatta o kadar ki, ben stilim icabı sert oynarım. bir aralık kaleci akın'la çarpışınca "neden sert giriyorsun" diye bana bağıran oldu. maçtan sonra yanımda takım arkadaşım turgut olduğu halde kolonya almaya gitmiştik. orada bizim takımın elemanlarına rastladık. kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. turgut yanlarına sokulmuştu, farkına varmamışlardı. farkına vardıkları anda hemen koluna girip eline para tutuşturdular. benim kendilerine baktığımı görünce de b. erol yanıma koştu: 500 lira uzatarak "al bu beykozluların primi" dedi. o anda durumu kavrayamamıştım. daha evvel beykoz'un teşvik primi vereceğini biliyorduk ama mağlup olduğumuz halde neden veriyorlar diye düşündüm. erol'a bu işte bir bit yeniği olduğunu, parayı iade etmek istediğimi söyledim. "üzümü ye bağını sorma. sonra senin için de iyi olmaz" dedi.
turgut'a da aynı şeyi yaptılar. bazılarımızın maç sonuna kadar hiçbir şeyden haberimiz yoktu.eğer bu anlattıklarımda samimi değilsem, şunu söyleyeyim, şu anda benim adım da 1300'er lira alanların arasında olurdu. keşke kolonya almaya gitmeseydim de sonradan sus payı olduğunu anladığım o 500 lira için adım bu çirkin hadiseye karışmasaydı...
şike maç hakkında ilk soruşturma yapıldı - talay erker
kasımpaşa - karşıyaka maçında şike yapıldığına dair ileri sürülen iddiayı tahkik için vazifelendirilen müfettiş kemal tosun, avukat necdet üstüner ve hüsnü çakıt'tan kurulu heyet dün istanbul'a gelmiş ve çalışmalara başlamıştır.
ilk olarak kasımpaşa genel kaptanı samim insel dinlenmiştir. insel ifadesinde şunları söylemiştir: "şikeye meydan vermemek için takımı manisa'ya yolladık. maç günü izmir'e geçildi. ben çocuklarla orada buluştum. istanbul'a döndükten sonra futbolcumuz ali arkadaşlarının karşıyaka'dan aldıkları 18.000 lirayı aralarında pay ettiklerini anlatınca, şüphemizin gerçek olduğunu anladık ve derhal tahkikata başladık. ifadelerini almaya davet ettiğimiz elemanlarımızdan bazıları geldiler ve sıkıştırmamız sonucunda, maçı müteakip para aldıklarını itiraf ettiler. idare heyeti olarak yaptığımız tahkikatın neticesine göre kanaatimiz şöyledir: adnan, b. erol, ergün, ahmet, sedat, yılmaz, raşit, gazanfer, özkay isimli futbolcularımız daha istanbul'dayken şike yapmayı kararlaştırmışlardır. izmir'de biz takımı değiştirip adnan, b. erol, sedat ve k. yılmaz'ı oynatmayınca planları bozulmuş, diğerlerine de 18.000 liradan pay vermek zorunda kalmışlardır."
renato'nun anlattıkları kasımpaşalı idarecilerden sonra ifadesi alınan antrenör renato ise tercüman aracılığıyla şunları anlatmıştır: "maçtan evvel futbolcumuz yılmaz yanında tanımadığım iriyarı bir şahısla bana gelerek altaylıların antrenörlük teklif ettiklerini, benimle görüşmek istediklerini söyledi. daha önce de istanbul'dayken böyle bir teklif aldığımdan inandım. beni bir yazıhaneye götürdüler. yazıhanedeki şahıs, takımda münür'ü, özkay'ı, sedat'ı... oynatıyor musun" diye sormaya başlayınca uyandım. bu arada kasımpaşa'nın eski futbolcularından izmirli rıdvan da odaya girince büsbütün şüphelendim. ben konuşmam diyerek yanlarından ayrıldım. yolum parktan geçiyordu. idarecimiz samim beye rastladım. kendisine bazı dolaplar döndüğünü anlatmaya çalıştım.yürüyorduk. bir de gördüm ki beni yılmaz'la birlikte yazıhaneye götüren şişman şahıs bir kanepenin üzerinde bizim futbolcu raşit'le hararetli hararetli konuşuyor. samim beye gösterdim. takımı değiştirdik. maç başlayıp da daha yerime oturmadan ilk golü yediğimizi gördüm. "özkay, özkay, olur mu bu" diyerek başımı tutunca, yanımda oturan izmirli hakem hakkı gürüz "tabii büyük para var" gibi bir söz etti. maçtan sonra duştan çıkarken beni yazıhaneye götüren şişman adama rastladım. ahmet'e 18.000 lira verdiklerini, hissemi almamı anlatmaya çalıştı. istanbul'a gelince tercümanımı bulup idarecilere bütün bu bildiklerimi anlattım."
tahkik heyeti çalışmalarına aralıksız devam edecek ve buradaki tahkikatın neticesine göre izmir'e de gidip gitmemek hususunda karar verecektir. dün bölgeye gelmelerine rağmen tahkik heyetini beklemeyen kasımpaşalı futbolcuların ifadeleri pazartesi günü alınacaktır.
günün konusu maçların şike yapılmasıdır. nitekim bu konuyu eleştirenler türkiye'de üç şekilde şike maç yapıldığını tesbit etmişlerdir.
1) iki kulüp idarecilerinin anlaşması: kulüpler arasında anlaşma yapılır ve bunun sonucu olarak sahaya yedeklere yer verilen bir kadro ile çıkılır. bunun şike olduğunu ispat etmek güçtür. yalnız yıllarca önce galatasaray - beykoz karşısına yine kritik bir vaziyet varken genç takım çıkartmış ve yenilmişti. ankaragücü de son izmir seyahatinde milli takımdaki iki oyuncusundan birine izin verildiği halde kadrosuna alıp izmir'e götürmedi. aynı şekilde fenerbahçe lisanssız bir oyuncu oynatarak yıllarca evvel beşiktaş'ı şampiyon etmiştir. bu jestler yapılmaktadır. yoksa idareciler bu maçı satın gibi bir tezle oyuncuların karşısına çıkamazlar.
2) bir kulübün karşı kulüp oyuncusunu satın alması: bu şike için en rahat yoldur. tercihan karşı tarafın kalecisini, ortahafını elde etmek, gol atmak için en cazip usuldür. gol yememek için de santrfora para teklif edilir. bir de takım kaptanına para teklif edilip onun oyuncular üstündeki ağabeyliği istismar edilir. nitekim son kasımpaşa maçında bu yol seçilmiştir.
ekseriya satın alınacak futbolcular, çok kulüp değiştirenlerdir. bunlar renk aşkını zamanla kaybederler. yoksa kulübün eski ve yıllanmış bir oyuncusunu elde etmek daha zordur. kasımpaşalı ahmet bu konuda istisnadır. o kaptan olduğu için ve kulübüne kızdığından bu yola sapmıştır.
3) hakem kanalıyla şike yapmak: bu da mümkündür. bugüne kadar para alan hakem türkiye'de tesbit edilmemiştir ama dünyada bu kabil şike maçlar yapılmaktadır. hakemler takdir haklarıyla sonuca tesir etmektedir.