saat 15.15'deki maçta sarı - kırmızılılar, 17.15'deki karşılaşmada da sarı - lâcivertliler daha şanslı görünüyor
millî lig'de bugün şehrimiz ve ankara'da dört maç oynanacaktır.
saat 17.15 de ise fenerbahçe ile istanbulspor karşı karşıya geleceklerdir. galatasaray maçında çok gedik veren ve altı gol yiyen sarı -siyahlıların fenerbahçe karşısında daha temkinli oynayacakları tahmin edilir. bununla beraber formsuz fenerbahçenin herşeye rağmen mücadeleci bir takım olan rakibinden puan alması mümkündür.
lefter penaltı kaçırdı ama galibiyeti de temin etti
f. bahçe, ist. spor'u lefter'in şâhâne golü ile 1-0 yendi. hakem sarı - siyahlıların golünü saymadı
eşfak aykaç
bizim memlekete, turist gibi, hakemin de en düşkünü geliyor galiba. geçen gece bir garip italyan seyretti idik. dün de, bir romenin tuhaflıklarına şaştık.
fenerbahçe - istanbulspor maçının 10. dakikası oynanıyor. deniz tarafındaki kaleye doğru hücum eden sarı - siyahlılar rakip yarı sahasının sağında ve aut çizgisine yakın bir noktasında bir serbest vuruş kazandılar. bunu orhan, yerden bir şutta kale önüne havale etti. hasıl olan karambolde, kasapoğlu'nun topu kaleye soktuğunu gördük. istanbulsporlular sevinç gösterilerinde bulunurken, romen hakem ortayı işaret ediyordu. fakat o ne... fenerbahçeliler etrafını sardılar, itişme, kakışma, münakaşa... hakem yan hakemine gitti... ve gol iptal edildi...
romanyalı hakem, pozisyonlara, yan hakeminden çok daha yakın olduğu halde, kendisi tarafından görülmeyen hangi hatânın yan hakemi tarafından görülmüş olabileceğine ihtimal verdi ki, bunun fikrini sormak lüzumunu duydu? ve yan hakemi, oluşlarda ne müşahede etti ki, golü makbul addettirmedi? bizim görüşümüze göre hiç...
bilmem yanılıyor muyuz? bu ihtimali yan hakemi için bir an kabul etsek bile, orta hakemi mevzuunda aldanmadığımıza eminiz. çünkü, şeref kısa bir müddet sonra, istanbulspor ceza sahası içinde, gole giderken, pek bariz bir faulle yıkılıyor ve hiç şüphesiz iptal ettiği golün tesiriyle orta hakemi, bu oluşa seyirci kalıyordu.
en önemli olayı bu olan dünkü fenerbahçe - istanbulspor maçı, futbol olarak ortaya maalesef gene güzel birşeyler koyamadı. kısaca tarif edilmek gerekirse, hırçın, sinirli, asabi, kalitesiz ve zevksiz bir çekişme.
lefter'in şâhâne galibiyet golü
fakat... fakat bir gol var ki ondan ayrıca bahsetmek lazım... lefterin 88. dakikada attığı şahane gol..
lefter o ana kadar ne yapmıştı? 16. dakikada, şeref'in attığı şutun güngör'ün eline çarpmasıyla verilen penaltıyı kalecinin kucağına bırakmıştı bir, istanbulspor sol hafı hasan'ın kafasına kafa vurarak ayıplanmıştı iki...
ve bu lefter, 88. dakikada, geriden uzatılan bir topu yakalayıp sağa sağa kaçarak sürdü. ceza sahasının köşesine yaklaştığı zaman birdenbire sola döndü ve döner dönmez de, şimşek gibi bir top çıkardı... öyle bir top ki, zannederim, lefter'in şâhâne gollerinden biri olarak, görenler görmeyenine hep hikâye edeceklerdir.
ilk devrede işi ciddi tutan sarı - kırmızılılar, nuri ve kaptan metin'in (2) golleri ile iki puan aldılar
namık sevik
galatasaray, altayı çok, ama çok rahat mağlûp etti. daha sahaya çıkışlarında ellerini kaldırarak rakibine teslim olan izmirli siyah - beyazlı takım o eski alışılmış mücadeleci hüviyetinden bir zerresini dahi gösteremedi. kısaca uzandı, yatıverdi sere serpe...
nuri'nin 20. dakikada patlattığı vole beyaz bayrak çekisin bir müjdecisi olmuştu. ona metin'in biri köşeyi bulan hafif, diğeri ise, şahane vole golleri takip etti.
3-0 dile kolay bu.. kapatılması imkansız bir skor. hele cahit'in de sakatlanarak oyundan çıkısından sonra altay'lı futbolcular adeta operada hayaleti oynar gibi, sahada, maksatsız dolaşıp durdular. her zaman izmir sarı - siyahlı takımının istanbol deplasmanında kapalı bir müdafaa ve yakın markajla oynadığına şahit olmuştuk. nedense bu defa altaylılar uzun paslı, havadan ve açık oyunu tercih ettiler. bu yola gidişte belki de altay'ın idaresini elinde tutanlar bir galibiyet beklemişlerdi. ama, evdeki hesabın çarşıya uymadığınıherhalde maçtan sonra anlamış olmalıdırlar...
ikinci yarı, galatasaray'ın oyunu rolantiye alışı, tempoyu düşürmesi ve altay'ın da şahsi akınları ile geçti. 54 üncü dakikada hikmet bir kafa şutu ile bülent'in bir anlık tereddüdünden faydalanmasını bildi 3-1.
bu arada tarık ısrarla ofsayte düşmemiş olsaydı gol adedinin beşe veya altıya yükselmesi işten bile olmayacaktı. maçın son dakikalarında zihinlerde kalan parlak nokta metin'in üç pastan attığı bomba gibi şutu varol'un o eski real madrid kahramanı varol gibi fevkâlade bir refleksle dışarı çıkarışı oldu.