2017-2018 Sezonu Spor Toto Süper Lig İlhan Cavcav Sezonu 29. Hafta Maçı 15.04.2018, Pazar, 13:30 Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kadir Has Kayseri, Türkiye
23. dakikada uğur’un ortasında sessenyong’un kafa vuruşunda ceza sahası içinde kayserispor defansı topu uzaklaştırdı.
27. dakikada deniz türüç’ün düşürülmesi ile kayserispor serbest vuruş kazandı.
28. dakikada atila’nın sert şutunda top direkten geri döndü. dönen topu boldrin tamamladı. kaleci hopf’un müdahalesine rağmen yan hakem aleks taşçıoğlu’nun orta yuvarlağa koşması sonrasında orta hakem fırat aydınus golü verdi. 1-0
44. dakikada kayserispor kontratağa çıktı. boldrin’in ara pasında topla buluşan amorim farkı ikiye çıkardı. 2-0
51. dakikada kana bıyık’ın pasında ceza sahası içinde topla buluşan gyan’ın vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.
55. dakikada sessenyong’un ceza sahası dışından çektiği sert şutta top direkten döndü. kaleci lung’un dönen topa müdahalesi sırasında rahmetullah’ı düşürmesi ile hakem fırat aydınus penaltı noktasını gösterdi.
56. dakikada penaltı atışını kullanmak için topun başına geçen sessenyong meşin yuvarlağı ağlara yolladı. 2-1
78. dakikada amorim’in pasında deniz türüç ceza sahası içinde topla buluştu. deniz türüç’ün şutunda top defansa çarparak yön değiştirdi ve filelerle buluştu. 3-1
86. dakikada sessenyong’un pasında skuletic'in gelişine şutunda top kaleci lung’un müdahalesine rağmen ağlara gitti. 3-2
90+1. dakikada ilker karakaş’ın şutunda top kaleci lung’dan döndü. dönen topu kayserispor defansı uzaklaştırdı.
kadir has stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 312 km.
“hiç hesapta yokken yapılan deplasmanlar” diye bir liste yapsam, muhtemelen 2. kayserispor deplasmanım ilk sıradan listeye giriş yapar. bülent’in cuma günü “kayseri’ye gidiyoruz arabada yer var, gelmek isteyen olur mu?” sorusuna yaklaşık 10 dakika düşündükten sonra “ben gelebilirim” diye cevap vererek, hiç hesapta yokken 34. deplasmana start vermiş oldum.
cumartesi günü ufak bir planlama ve 10 tl ödeyerek aldığım misafir takım biletiyle, ilk kez 2013’te gittiğim kayseri kadir has stadyumu’na doğru pazar sabahı, mehmet soylu, ömer soylu ve bülent’le birlikte oluşturduğumuz oldukça ofansif bir kadroyla yola koyulacaktık.
5 yıl önce “ilk 5 mücadelesi” içerisinde kayseri yolunu arşınlarken bu sefer, bitime 6 hafta kala “kümede kalma mücadelesi” içerisinde kayseri’ye gidiyor olmak haliyle oldukça can sıkıcıydı. son kuruşa kadar harcanarak kurulan vasat takımın, daha sezon başında kümede kalma mücadelesi vereceği gün gibi açıkken yönetim ve teknik ekibin “takıma güveniyoruz, başarılı olacağız!” diye defalarca yaptıkları açıklamaların haftalar ilerledikçe kümede kalmak başarıdır”a evrimleşmesi bile başlı başına içine düşülen durumun vahametini gözler önüne seriyordu.
15 nisan 2018, pazar
sabah 8’de mehmet soylu ve oğlu ömer beni aldı ardından da önce bülent atlası’ı aldık sonra da ekin’den ural nadir pankartını alıp kayseri’ye doğru tekerlekler dönmeye başladı.
saat 10’da ağaçlı tesislerinde kahvaltı yaptıktan ve ardından üç güzeller’de hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra, saat 12:45’te kadir has’taydık.
bizden önce gelmiş olan ahmet ay’la selamlaştıktan sonra önce ural ardından da alkaralar pankartlarını astık ve tribündeki yerimizi alıp maç saatini eklemeye başladık.
a’dan z’ye erozyon...
özat, kayserispor karşısına, galatasaray maçına göre ıssah ve cezalı olan jailton yerine uğur çiftçi ve diallo’yu sahaya sürmüştü. uğur’un sol beke, zeki’nin sağ beke geçtiği dizilişte luccas, sergey ve pogba defans göbeğini kapatıyor, orta sahanın sağında manu, solunda alper ve ortada sessegnon ile diallo yer alıyor, ileride ise gs maçındaki gibi tek başına deniz bulunuyordu. bu dizilimde sezon başından bu yana takıma katkısı neredeyse sıfır olan diallo’nun yerine takıma katkısı her maçta artan scekic’in olmaması kafamızdaki en büyük soru işaretiydi.
maçın ilk dakikalarından itibaren gençlerbirliği taraftarı takımına yoğun bir destek sergiledi. oyun, son 3 lig maçında gol atamadan 11 gol yiyen ev sahibi kayserispor’un baskısıyla başladı. elbette bunda alkaralar’ın oldukça defansif dizilimi de imkan veriyordu. ilk 10 dakikadan sonra oyun dengelenmeye başladı. bu esnada deniz’in ceza alanına gönderilen ortaya vurduğu kafanın dışarı çıkışı deplasman takımının en önemli pozisyonuydu.
28’de diallo’nun son derece acemice faulünün ardından kayseri’nin kullandığı serbest vuruşun devamında ev sahibi takım öne geçti. sonraki dakikalarda gençlerbirliği topa sahip görünse de hiçbir tehlikeli pozisyon üretemiyor buna karşılık rakibe açıklar veriyordu. 44’te william farkı ikiye çıkartan golü attı.
ikinci devreye rahmetullah ve skuletic’i sahaya sürerek başlayan özat, takımın daha ofansif olmasını istiyordu. ilk yarıdan ötürü takıma tepkili olan taraftarların hepsi oturmuşlar sessiz bir şekilde maçı takip ediyorlardı. genç oyuncu rahmetullah’ın enerjisi başlama düdüğüyle birlikte oyuna yansıdı. sessegnon’un 55’te kullandığı frikiğin direkten dönüşü sonrası rahmetullah’ın topu takip edişi ve ardından takıma kazandırdığı penaltı atışını sessegnon gole çevirdiğinde tribünler havaya fırlayıp yeniden takımına destek vermeye başladılar.
golden sonra canlanan şimşekler’in gol girişimleri bir türlü sonuç vermeyince oyun yeniden dengelendi. 77’de gelişen bir kontratakta defansın ofsayt diye duraklaması sonucunda kayserispor, yeniden farkı ikiye çıkarttı ve gençlerbirliği’nin umutları bir anda söndü.
bitimin son anlarında skuletic’in attığı gol kısa bir süre heyecan yaratsa da maç kayserispor’un galibiyetiyle sona erdi ve galatasaray’dan 3 puan alarak düşmeme yolunda rakiplerine karşı avantaj sağlayan gençlerbirliği cepten yiyerek düşme potasının en sıcak bölgesindeki yerini korudu. (!)
bunlar sadece saha içinde yaşananlar. işin bir de saha dışı var elbette. takım ateşle oynamaya devam ediyor, karşılaşmanın sonuna doğru tribünden küfürler yağıyor, maçtan sonra kayserispor tribünleri, “gençler kümeye!” diye tezahürat yapıyor, kapıların açılmasını beklerken, hafta içi alkaralar’ın yaptığı açıklama nedeniyle, “renktaşlarımız” benim üzerime saldırıyorlar...
kısacası, kulübün a’dan z’ye her şeyi büyük bir süratle erozyona uğruyor ve bunların hepsi, ne yazık ki, “ilhan cavcav sezonu”nda yaşanıyor...
hem maçı kaybetmenin, hem de maç sonu yaşananların can sıkıcılığıyla dönüş yolunda ankara’ya doğru ilerlerken yaşadığımız tek sevindirici şey, arayarak ya da mesaj atarak, “geçmiş olsun” diyen onlarca dost, arkadaş ve renktaşımızdı. iyi ki varsınız büyük yürekli insanlar...
geçen hafta gençlerbirliği açısından çok güzel geçti. küme düşme potasında olan takım beklenmedik bir şekilde galatasaray’ı yenerek hem küme düşme hattının üzerine çıktı hem de büyük moral kazandı. bu hafta kaybettiler, o ayrı. ama esas olan böyle bir kulübün yaşadığı erozyon. çoğu insanın sempatiyle baktığı, sempatik bulmasa da nefret etmediği ve deplasmana taraftar olarak gittiğinizde hemen hemen her yerde sıcak karşılandığınız, ağırlandığınız bir durum varken bu sezon bu durum da tersine döndü.
“taraftarı az” diye önemsenmese de passolig protestosunun en yoğun olduğu tribünlerden biri gençlerbirliği tribünü oldu. ve bu protestoların bıraktığı boşlukları hiçbir yer edinememiş, kimliksiz -taraftar kimliği açısından- ama şiddet dolu bir topluluk doldurmaya başladı. bu insanlar sayesinde, passolig öncesi olmayan bir şekilde ve kulüp tarihinde yaşanmadığı kadar fazla sayıda “çirkin ve kötü tezahürat” nedeniyle gençlerbirliği pfdk’ya sevk edildi. rakip tribünle uğraşıldı. kendilerini efendice uyaranlarla uğraşıldı. geçen hafta ise dehşete düşürücü bir video yayınlandı.
ankara 19 mayıs stadyumu çevresinde sessizce tribünlere doğru yol alan ve grup halinde olmayan galatasaray taraftarlarına yukarıda saydığımız gruptan bazı kişiler şiddet uyguladı ve bunları utanmadan sosyal medyada yayınladı. burada yapılanları eleştiren, yanlış bulan ve özür dileyen bir gençlerbirliği taraftarı ise bu haftaki kayseri deplasman tribününde yukarıdaki eylemlerinden dolayı aynı grubun saldırısına uğradı. üstelik saldırıyı gerçekleştiren grubun kayseri’ye ulaşımı ücretsiz bir şekilde yönetim tarafından sağlandı. nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça…
bunlar olduğu müddetçe saha içine bakmaya da fazla heves edemiyor insan maalesef…
kayserispor deplasmanında taraftarımız mehmet ali çetinkaya'ya yapılan saldırıya dair alkaralar.com | 17 nisan 2018
bildiğiniz üzere hem maç öncesi galatasaraylı taraftarlara yapılan saldırıyı kınamak hem de maç sırasında atılan küfürlü tezahüratlara tepki göstermek amacıyla geçtiğimiz hafta bir metin yayınlamıştık. ( https://macanilari.com/ge...d=201720182804&aid=261477) kısaca özetlemek gerekirse bu metin aracılığıyla gençlerbirliği değerlerinin ve kültürünün her türlü şiddet ve küfürlü tezahüratı reddettiğini, rakip takımı/taraftarı düşmanmışçasına görmediğini ve futbolun bir savaş değil oyun alanı olarak anlamlandırdığını taraftarlarımıza hatırlatma amacı gütmüştük. ancak bu metnin ardından kayserispor maçında yaşananlar bizlere tribüne sirayet eden yozlaşmanın ve erozyonun ne yazık ki çok daha korkutucu bir boyutta olduğunu gösterdi.
kayseri deplasmanına tamamen kendi imkanlarıyla giden ve tribünce çok sevilip saygı duyulan taraftarımız mehmet ali çetinkaya maçın sona ermesinin ardından saldırıya uğradı. arkadaşımızın üzerine yürüyen bazı taraftarlarımız, geçtiğimiz hafta galatasaray maçında yaşananları kınayan açıklamayı kendisinin yazdığını düşünerek çetinkaya'ya yumruk ve tekmeyle saldırdılar. araya giren bazı kişiler saldırının bir linç girişimine dönüşmesini engellese de, bu saldırı yakın dönemde gençlerbirliği tribününde görülmüş en utanç verici olaylardan biri, belki de birincisi olarak tarihimize geçti. rakip tribüne edilen toplu küfürlü tezahürat ve rakip takım taraftarına yönelik şiddet yetmezmiş gibi bazı taraftarların tribündaşlarına gösterdikleri gözü dönmüş öfke, insanı gençlerbirliği değerleri ve kültürüne dair büyük bir endişeye sürüklüyor. öncelikle şunu belirtelim, yaşanan saldırıya dair hukuki işlemler ivedilikle başlatıldı ve bu konuda gerekenin yapılması ile sorumlulara cezai yaptırım uygulanmasının sonuna kadar takipçisi olacağız.
ikinci olarak, bu saldırıyı gerçekleştirenlerin kulübün kendilerine tahsis ettiği ücretsiz otobüslerle kayseri'ye giden taraftarlar olması konunun vahametini arttırıyor. dolayısıyla yaşanan bu saldırının yönetimce finanse edilen bir grup tarafından gerçekleşmesi yönetimi de doğrudan sorumlululuk sahibi kılıyor. bu bağlamda alkaralar olarak kulüp yöneticileriyle irtibata geçtik ve bu saldırıyı yapan şahıslara yaptırım uygulanması için üzerlerine düşeni yapmalarını gerektiğini hatırlattık. gençlerbirliği tribünlerinde şimdiye dek esamesi dahi okunmayacak şiddet eylemlerinin bu şekilde meşrulaşması ve yaygınlaşmasının sorumluluğu ve vebali bundan böyle yönetimin boynunadır. ya bu saldırıyı gerçekleştirenlere yaptırım uygulanacak ve böyle bir saldırının tekrarlanmasının önüne geçilecek ya da gençlerbirliği tribünü, kültürü, değerleri bir daha geri dönmemek üzere tarihe karışacaktır.
bu konuyla ilişkili üçüncü bir husus ise bu haftaki osmanlıspor maçından başlayarak, ankara'daki maçta galatasaraylı taraftarlara ve kayseri deplasmanında mehmet ali çetinkaya'ya uygulanan türden bir saldırının hedefinde tüm alkaralar grubunun veya küfürlü tezahüratlar ile şiddet eylemlerini onaylamayan tüm gençlerbirliklilerin olup olmayacağıdır. bu noktadan itibaren osmanlıspor ve devam eden maçlarda bir taraftarımızın dahi kılına zarar gelirse bundan emniyet güçleri ve kulüp yönetimi sorumludur. yıllardır ülkenin dört bir yanını sarmış iğrenç futbol ikliminde futbolu oyunun, barışın ve dostluğun alanı yapmak için emek göstermiş bu insanların herhangi türden bir şiddet eylemine maruz kalması, telafisi olanaksız ciddi sonuçlara yol açacaktır.
alkaralar olarak, salı günü bir açıklama yayınlamış ( https://macanilari.com/ge...d=201720182902&aid=261476) ve kayserispor deplasmanında mehmet ali çetinkaya’ya yapılan saldırıyı ifşa edip sizlerle paylaşmıştık.
saldırıyı gerçekleştiren şahıslar o gün, saldırının nedeni olarak galatasaraylı taraftarlara yapılan darp girişimini kınayan açıklamamızın mehmet ali tarafından yazılması olarak göstermişlerdir. ancak birkaç gündür bizim ve mehmet ali’nin bu şahıslara uyuşturucu satıcısı ve kullanıcısı şeklinde ithamlar yönelttiğimiz ya da galatasaray taraftarına saldıran kişilerin isimlerini ifşa ettiğimiz, saldırının da bunlara bağlı olarak gerçekleştiği şeklinde komik iddialara rastlıyoruz.
bu iddiaların tamamı yalan ve iftiradır. alkaralar’ın galatasaray maçı sonrasında yaptığı ilk açıklamada hiç kimse hedef alınmamış ya da hedef gösterilmemiş, sadece söz konusu davranışların gençlerbirliği değerleri ile örtüşmediği ifade edilmiştir. daha sonrasında da üyelerimiz, bu kişilerin uyuşturucu kullanıp/sattığına dair hiç platformda açıklama yapmamıştır.
bu yalan ve iftiraya başvuran kişiler ithamlarını kanıtlamakla sorumludurlar!