sarı-kırmızılılar, bugünkü maçta 3 farklı bir galibiyet alırsa "avrupa ligi" yolu kendilerine açılabilir
bükreş'teki g. saray - dinamo maçını tâkip eden abdi ipekçi yazıyor
bükreşteki maçın son dakikalarında stop yapmak isteyen rumen sağ içi voyka'nnın dizine çarpan top tesadüfen galatasaray kalecisine girmeseydi «1» farklı kalacak mağlûbiyeti burada telafi etmek zor olmayacaktı. halbuki bugün sarı - kırmızılıların muhtaç oldukları en az «2» fark orada hiç yaver gitmeyen «şansın» kendilerine gülmesi ile mümkün olacaktır.
filhakika «teknik» vasfı mukemmele yakın rumen dinamosu karşısında galatasaray daha ilk anda haf hattını «en iyi» oyuncularından teşkil edememek talihsizliğinde kalmıştır. kağıt üstündeki bu aksilğim ancak sahadaki oyunun göstereceği cereyandan beklemek lazımdır.
rumen dinamo'su nasıl bir takımdır?
dinamı, 2 rumen antrenörü nezaetinde en modern tesisler ve imkânlarla çalışıyor.
top kontrolü, deplâsman, teknik ve taktik bakımlardan üstündür. atletik kabiliyetleri, iyi fakat enerjileri çok değildir. tecrübeli futbolculardan kurulu takıma son yıllarda genç oyuncular alınmıştır. sür'atli sağ açık anghel ve bükreş'te galatasaraya 2 gol atan fırsatçı sağ iç voyka bunlardandır. forvette eski bir kurt olan sol iç nikuşor'dan başka santrafor ene ve sol açık suru çok tehlikeli futbolculardır.
defansta santrhaf calinoui takımın belkemiğidir. «o kötü oynarsa takım kaybeder.» rumenlerin daima söyledikleri budur. nitekim sakat olduğu için sofyada bulgarlara karşı oynayan son millî maçta takımındaki yerini alamamış ve romanya 15 senedenberi ilk defa bulgarlara mağlûp olmuştur.
takım kaptanları bek bakut sağlam bir oyuncudur. kalecileri de iyidir.
nasıl oynarlar?
antrenörleri, sistemlerini «wm'in aktif şekli» olarak tarif etmişti. takımlar sahada şu şekilde diziliyor:
1 2-3-4 5-6 7-8-9-10-11
bükreşte fazla farklı galibiyet temin edip istanbul maçını garantiye almak için «ofansif» bir tektik kullanmışlardı. geride kuvvetli bir markaj tatbik etmekle beraber haf hattı daha ziayde hücumcu bir tabiye kullanuıyordu. onların boş sahalara güzel görüşlerle aktardıkları topları forvetler ani sprintlerle yakalaayıp her an tehlike yaratabiliyorlardı.
bugünkü maçta antrenörlerinin vildirdiğine göre dinamo, lehine olan «2» farkı muhafaza etmek üzere «defansif» çalışacaktır. muvaffak markaj sistemleri galtasaraın hücumlarını felce uğratabilirse, ani deplâsmanları ile gol de atar, maçı defansif oyunlarına rağmen kazanbilirler.
takım hakkında bir fikir vermek üzere şahsen şunu söyliyebilirim: bükreş dinamosu geçen hafta seyrettiğimiz sofya dinamosundan enerjik ve mücadele kabiliyeti bakımından zayıf, fakat teknik ve taktik tarafından katbekat üstündür.
galatasaray farklı bir galibiyet temin edebilir mi?
rumenler bükreşteki karşılaşma için bir «milli maç» havası yaratmışlardı. staddaki 100.000 seyirci dinamo için devamlı tezahürat yapıyordu. antrenör gündüz bunun böyle olacağını evvelden bildiği için oyunculara sıkı sıkı tembih etmişti: «ilk on beş dakika çok mühimdir. ihtiyatlı olmayın, canınızı dişinize takım, fakat sakın oyunun başında gol yemeyin.»
maçın bidayetinde yenecek bir golün rumenlerin, seyircilerinin de teşviki ile coşturacağını, bizimkilerin ambale almalarına sebebiyet vereceği aşikârdı. nitekim korkulan şey başa geldi.
bugün ayni durum dinamo için mevzuubahistir. galatasaray oyunun başında sayı kaydına muvaffak olursa seyircilerin tezahüratile rakiplerini ambale edip gollerin adedini arttırabilir. oyunu dinamonun zayıf tarafı olan «enerjik mücadele» haline getirmek lâzımdır.
bu mümkündür. zira dinamo'nun bugün karşısına çıkacak olan galatasaray bükreşteki yorgun, nefessiz ve mücadele hırsından mahrum takım değildir.
sarı-kırmızılılara muhtaç oldukları galibieti kazandırmakta en mühim rolü defansları oynayacaktır. şayet haf hattı yakın markajda muvaffak olur ve forveti esapelik paslarla besliyebilirse zor gözüken «avrupa ligi» nin yolu pekala açılabilir.
transfer durumu henüz kat'i bir karara bağlanmayan sol haf ünal, bugünkü maçta galatasaray takımındaki yerini alacaktır.
bu hususta, dün kendileri ile konuştuğumuz salâhiyetli şahıslar, dinamo ile yapılan ilk maçta izin kâğıdı ile galatasaray takımında yer alan ünal'ın, bugünkü rövanş maçında da aynı şartlar altında oynamasına hiç bir mahsur olmadığını söylemişlerdir.
galatasaray idarecileri dinamo takımına karşı çıkacak olan kadrolarını, bugün futbol federasyonuna tastik ettireceklerdir.
15 ekimde bitecek olan cezâsının bugünkü maça münhasıran affedilmesi için teşebbüse geçilen sağhaf coşkun'un cezası affedilmemiştir.
iştiare heyetine ait olan bu af kararı, galatasaraylıların yaptıları teşebbüslere rağmen iştiare heyeti azalarının toplanamamaları yüzünden alınamamıştır.
bugün mithatpaşa stadında avusturyalı hakemlerin idaresinde saat 15.15 de başlayacak olan galatasaray - dinamo maçını, istanbul radyosu naklen yayınlayacaktır.
bükreş'teki maçı iki farkla kaybetmiş olduğu için turnuadışı kaldı. şanssız sarı-kırmızılılar iki farklı galibiyeti elde edebilirlerdi
namık sevik
maçtan evvel tahmin yazısı yazanlar -bükreşteki maçı seyredenler de dahil- fiziki yapı, nefes ve teknik bakımlardan dinamo'yu şanslı gördüklerini belirtmişlerdi.
neticeye bu basamaklara basarak yürümüşler ve hükümlerini vermişlerdi: galatasaray mağlûp! ayrıca, galatasaray'ın en az iki farklı bir galibiyet alması icap ettiğini de hatırlayanlar, stada, gönüllerindeki arzunun tahakkuk edemeyeceğine inanarak gelmişlerdi. fakat bu inanç, bilhassa ikinci devrede sarı - kırmızılı takımın canlı oyunu ile tamamiyle sarsıldı. ümit belirmişti artık... her an galibiyeti temin edecek bir gol bekleniyordu. nitekim 21 inci dakikada güngör'ün attığı çok sert şüt stadı dolduran binlerce meraklıyı bir anda «gol» diye havaya fırlatmıştı. fakat, büyük bir talihsizlik eseri, top direğe vurarak dışarı çıkacaktı. eğer bu gol olsaydı her hattı ile dağılan ve çöken dinamo, en azından turu atlayamıyacak ye üçüncü bir maçı tarafsız bir sahada oynayacaktı. evet, bu en azındandır... hattâ, elimine olacağı dahi söylenebilirdi. biraz talihsizlik, biraz da beceriksizlik galatasaray'ı en az dört farklı bir galibiyetten etti.
averaj esası olmasaydı, netice üzerinde uzun boylu düşünülmeyecekti. 2-1 lik galibiyet in memnuniyet verici olmaktan uzak bulunması. sarı -kırmızılı takımı hududa kadar geltirmesi ve orada bırakmasındandı.
g. saray nasıl oynadı?
galatasaraylılar oyunun ilk yirmi dakikasında hücum insiyatifini rakiplerine kaptırdılar. telâşlı hareketleri ve bilhassa sol haf ünal'ın akınları tanzim eden dinamo sağ içi «neagu» karsısında pasif kalışı buna sebep olmuştur. misafirler, aksayan sol kanadı bu zaman içerisinde bir hayli müşkül durumlara soktular. haf hattında bu ana kadar kadri de semeresiz bir seklide çalıştı. ilk golün yapıldığı 31 inci dakikadan sonra, ünal'la yer değiştirmesi için «isabetli oldu» kelimesi cömertçe kullanılabilirdi. çünkü kadri hem dinamo takımının santralı olan ve oyunu itibariyle hidegkuti'ye çok benzeyen neagu'yu serbest hareket ettirmedi ve hem de forvetine top taşımağa ve aktarmağa muvaffak oldu. müdafaada kaleci turgay'a uzun boylu iş düşmedi. saim ve enver, kendilerine düşen vazifeyi yaptı. hücum hattında isfendiyar, sahanın en iyi futbolcusu idi. ileri uzatılan pasları kovalıyarak yaptığı her atak ve orta, dinamo müdafaasını çökertiyordu. metin ve güngör'ü durdurmak da misafir takım için pek kolay olmadı. suat ancak ikinci devrede kendisini gösterebildi. santrforda b. ali ise kendisinden bekleneni veremedi.
dinamo nasıl oynadı?
bükreş dinamosu ise ancak ilk devrenin yirmi dakikasında göz dolduran bir oyun çıkardı. müdafaada «w.m.» oynayan misafirler. hücum hattında ekseriya dört forvetle çalışıyorlardı. takımın sevk ve idaresini sağ iç «neagu» yapıyordu. rakip defansı üzerine çekerek yaptıkları kontr ataklar. galatasaray kalesi için tehlikeli oluyordu.
ilk golü attıktan sonra dinamolular daha ziyade müdafaaya ehemmiyet vererek oynadılar. bilhassa ikinci devrede neticeye rıza gösterdikleri, hücum hattındaki elemanlarını geriye almaları ile açıkça belli oluyordu.
maçın cereyanı ve goller
oyuna 15.15 de galatasaray'ın vuruşu ile başlandı. 7 nci dakikanın dolduğu bir sırada, sol açık «suru» nun çektiği gollük şütü turgay, klasına yakışacak bir şeklide kurtardı. misafir takımın baskısı devam ediyordu. vâkıa, bu arada sarı - kırmızılıların da tehlikeli akınları olmuştu. ama golü ancak 31 inci dakikada dinamo sol açığı «suru» santrafor «yano» den aldığı bir pası iyi kullanarak yaptı. turgay sert şüte mukabele edemedi: 1-0. galatasaraylılar bu golden sonra toparlandılar. 41 inci dakikada, hücum hattına fırlayan kadri. iki müdafiyi çalımla geçerek sert bir şütle beraberliği temin etti: «1-1». ilk devre bu netice değişmeden sona erdi.
ikinci devre
ikinci devreye hızlı başlayan galatasaraylılar, hücum insiyatifini ellerine almakta gecikmediler.
güngörün 21 inci dakikada direkten dönen gollük şütüne kadar suat isfendiyar ve metin, dinamo kalesini şüt yağmuruna tutmuşlardı. dakikalar ilerliyor, fakat beklenen gol bir türlü olmuyordu. maçın bitmesine on sâniye kala avut çizgisi üzerinden isfendiyar'ın yaptığı ortayı metin röveşata ile dinamo ağlarına taktı: 2-1 ve maç santrayı müteâkip galatasaray'ın 2-1 galibiyeti ile sona erdi.
maçın hakemi
maçın hakemi jiranek (avusturya) geçkin yaşına rağmen güzel bir idare gösterdi. ronzio'nun talebeleri kendisinden herhalde pek çok istifade etmiş olmalıydılar.
«- suat... saatin kaç?» bunu maçın başlamasına on beş dakika kala, sarı kırmızılı renkleri temsil edecek «on bir» in heyecanı had bir safhaya geldiği sırada soyunma odasında takım antrenörü gündüz kılıç soruyordu...
sinirli adımlarla odada br aşağı bir yukarı dolaşarak duyduğu büyük heyecanı, çocuklardan saklamak isteyen gündüz kılıç'ın suat'a sorduğu bu sual'in vakit mefhumu ile hiç bir alâkası olmayıp, doğrudan doğruya bir uğur gayesi ile saredildiği çok kısa bir zamanda anlaşılmıştı.
evet, bu gündüz kılıç'ın her maça çıkmadan önce, uğur getireceğine inanarak yaptığı hareketlerden biriydi.
*
biraz sonra, gür sesi ile çocuklarına etrafında toplanmalarını söyleyen «baba gündüz» konuşmasına devamla: «çocuklar... şu anda, zihinlerinizi kurcalayan ve sizleri fazlasiyle rahatsız eden, «2-0» lık bri averaj farkı ile oyuna başlamanın sıkıntısı altında kıvrandığınızı hissediyorum. fakat, şimdi sizden bunu kafanızdan söküp atmanızı istiyorum. istediğim şey, önce galibiyet ve sonra münkün olduğu taktirde, farklı bir averaj temin etmenizdir. oyuna böyle bir haleti ruhiye içinde başlamanızı istiyorum. yaşasın galatasaray!..»
*
bu sözler, çocuklar üzerinde o kadar âni ve müsbet bir tesir uyandırmıştı ki odadaki sinirleri geren hava gündüz kılıç'ın eli ile açtığı pencerelerden, sanki bir anda bosalıvermişti.
herkes bir bayram sevinci ile bir birini kucaklıyor ve muvaffakiyet temennisinde bulunuyordu...
*
bir aralık galatasarayın sempatik idarecisi nejal erimtan , heyecandan titreyen eli ile, kaptan turgay'a müsabaka listesini imzalaması için uzattı... turgay imza atarken erimtan dudaklarından fısıltı halinde çıkan bir sesle: «bismillâhirahmanirrahim» diyordu...
* maçın başlama vaktinin son saniyeleri yaklaşmıştı. suat soyunma odasının kapısında ayaklarını kapıya vurarak, kendine mahsus bir uğurunu tatbik ediyordu.
hakemin oyuncuları sahaya davet eden zili odayı çınlatırken. ani olarak kapının önünde bir nizamiye nöbetçisi gibi dikilen gündüz kılıç, kapıdan çıkan oyuncuların sırtlarına ikişer defa vurmak suretiyle mutad uğurlarından birini daha deniyordu.
romen dinamo bükreş takımı g.saray'ı eledikten sonra bulgar cdna sofya takımıyla eşleşmiş, sofya'daki ilk maçı 8-1 kaybetmiş, bükraş'teki maçı 3-2 kazanmasına rağmen turnuadan elenmiştir.
dinamo bucureşti: iulius cezar utu (gk), gheorghe bacut, ladislau bacut, florian anghel, valeriu calinoiu (c), ion nunweiller, nicolae mihai, valeriu neagu, alexandru ene, gheorghe voica, ioan suru
honved, manchester united, fiorentina, kopa ve real madrid... turnuvanın ikinci yılının acı ve tatlı büyük olayları işte bu beş ismin ürerinde döndü...
bunların hikâyesine geçmeden önce ikinci yıla şöyle bir kuşbakışı bakmmalıyzı: ilk yılın 16 memleketinden saar bu defa yoktu. onun yerine ingiltere, bulgaristan, lüksemburg, romanya, çekoslovakya ve türkiye katılıyordu. katılanların sayısı 21 olmuştu. bir eleme turu yapmak ve takımları 16'ya indirmek gerekiyordu. işte türkiye şampiyonu galatasaray, bizim gibi yeni katılan bir memleketin romanya'nın şampiyonu dinamo ile bu eleme turunda karşılaştı. istanbul'da güzel bir oyunla 2-1 yendiği rakibine daha önce bükreş'te 3-1 yenildiği için turnuvada attığınız ilk adım «talihsiz» oluyordu. ( http://www.macanilari.com...ukres-195619575002--.html)