1994/95 sezonunun ikinci devresinin ilk maçıydı. ilk yarıda istanbul'da oynanan maçı gerçeken çok talihsiz kaybetmiştik, son dakikalarda biri de galiba "özürlü" iki gol yiyerek. galatasaray'ı tamamen bırakıp hepten gençlerli olduğum dönemdi, hala içimde o saçma yenilginin sızısı vardı.
hava buz gibi, kar yağmıyor, kar soğuğu vardı. kale arkasındaydık. soğuktan ötürü maça ilgi beklenenden azdı.
nefis bir galibiyet aldık. 3-1. benim için özel önemi: bir süre galatasaray-ve-gençlerli olmamın ardından galatasaray'ı bırakmamın ardından kazandığım ilk galatasaray galibiyeti olması.
o sezonu beşinci bitiren takım en fiyakalı maçlarından birini oynamıştı. ki o takım benim hayatımda oyunundan en zevk aldığım gençler takımıdır. o maçın bir özelliği, stoper erkut'un iki gol atması. ikisi de yan topa (galiba ikisi de kornere) kafayla. erkut pek öyle gol atan bir oyuncu değildi. bazı oyuncuların kariyerinde böyle bir parlak gün olur ya, hiç adeti değilken "gol ve goller" atıverir, onun günü de oydu işte.
bir de, istanbul'dan ümit kıvanç gelmişti, onu da götürmüştüm. onu da ufak ufak gençlerbirliği'ne ısındırıyordum, bu nefis maç perçin olmuştu.