galatasarayda futbola başladım. genç takımda yetişip a takıma aday duruma geldim. o zamanda a takım menegerliğini gündüz kılıç, antrenörlüğü coşkun özarı yapıyordu. beni a takım kadrosuna aldılar. turgay şeren dahil a takımdakiler hepsi bence yaşça büyük ve ağabeylerim.
özel bir maç için adanaya adana demirspor ile yapacağımız bir maç için kadroya alındım. takımla adanaya gittik. zannederim yanılmıyorsam kristal palas oteline yerleştik. ertesi gün adana demirsporla özel maçımızı oynadık. ben yedeklerdeydim oynamadım. maçtan sonra otele döndük. ertesi günkü yolculuk için rahmetli baba gündüz gece saat 12 ye kadar otele dönüp yatmamız şartıyla herkese izin verdi. benim odamda eski fenerbahçeli sol açık (sonradan galatasaraya transfer olan)niyazi tamakan, ve bir devre kadıköy belediye başkanlığı yapan cengiz özyalçınla üç kişilik odada kalıyoruz. galatasaray kadrosunda kimler yokki. baba recep, rahmetli ergun ercins (vefadada beraber oynadık) yine rahmetli ahmet berman, yine rahmetli ahmet karlıklı, metin oktay (bunda bir şüphem var galiba bu maça gelmemiş olabilir) büyük ali, selçuk, ilhan, bahri, talat, mete, samim v.s tam bir şöhretler karması. genç takımdan ben ve birde kaleci yedeği olarak gençlerbirliğinden gelen edirneli orhan vardı. orhanla ben baba gündüz izin verince gece dışarı çıktık. niyazi ağabeyde bize takıldı. takılmasının sebebi vardı. niyazi ağabeyin hanımı eski şarkıcılardan aynur akındı. benimde o arada bir sahne sanatçısıyla arkadaşlığım var. (adını vermiyorum evlenmiş barklanmış halen sahnelere çıkıyor çoluk çoçuk sahibi) adanada gündüz gözüyle duvar afişlerinde benim arkadaşımın burada bir gazinoda okuduğun gördüm. orhanla anlaştık onu dinlemeye gidelim dedim. niyazi ağabeyde bize takıldı. gece 12 ye kadar gazinoda bekledik. arkadaş 12 den sonra sahneye çıkacakmış. niyazi ağabey haydi çocuklar izin bu kadar gidelim dedi. orhanla ben niyazi ağabey biz izleyelim sonra geliriz dedik. niyazi ağabey gitti biz iki kafadar arkadaşı izledik. sonra otele döndük. otel kapısından içeri girdiğimizde lobide karanlık bir köşeden, baba gündüzün sesini duyduk. gelin bakayım buraya dedi. korkarak yanına gittik. coşkun ağabeyde orada. bize nerden geldiğimizi, niye disipline uymadığımızı sordu. biz yolu kaybettik diye kıvırdık tabi. şimdi odanıza gidin çantalarınızı alın ve bu otelden çıkın gidin diyerek kızarak kovdu. biz iki kafadar öyle kaldık. zaten acemiyiz toyuz onların yanında ne yapacağız diye düşünürken bir baktım daha uyumamış ağabeylerimiz turgay şeren ve ergun ercins vaziyeti gördüler. baba gündüzün ve coşkun özarının yanına gidip konuştular. ergun ağabey yanımıza gelerek baba gündüzün ve coşkun ağabeyin ellerini öperek özür dilememizi istediler. ellerini öptük tabi. yine diretiyorlardı ama ortam biraz yumuşamıştı. biz işi ağırdan alarak odamıza giderken baktıkki coşkun ağabeyde baba gündüzde odalarına yatmaya gidiyor. tabiki bizde doğru odalarımıza gidip yattık. sabahleyin kahvaltıda bir özür daha diledik tekrar ellerini öptük. sonra, kafileyle salimen istanbula döndük.
not: bahsettiğim maç özel bir maç olduğu için anımı en yakın tarihli galatasaray-adana demirspor maçına yazdım.