adana demirspor'un bu maçtaki gollerini selami tekkazancı atmıştır. dönemin en ünlü kalecisi turgay şeren'e atılan bu gollerden sonra, selami'ye füze lakabı takılmıştır ki füze selami adı demirspor'un simgelerinden biri olmuştur.
milli lig'te, 3 büyük şehir takımları dışında temsil edilme hakkı, 1954 yılı türkiye şampiyonu adana demirspor'a tanınmıştır. ne yazık ki demirspor 1960-61 sezonundaki bu milli lig tecrübesinde iç saha maçlarını, federasyon kararıyla ankara'da oynamıştır. dolayısıyla bu maç da ankara'da oynanmıştır.
gençlerbirliği, adana demirspor ile karşılaşacak olan galatasaray ve feriköy de yarın ankara’ya gidiyor
izmir, hususî
g. saray ve feriköy yarın ankaraya gidiyor
cumartesi günü gençlerbirliği, pazar günü de adana demirspor ile karşılaşacak olan galatasaray futbol takımı dün sabah ali sami yen stadında sıkı bir çalışma yapmıştır. sarı – kırmızılılar ve feriköy takımı yarın uçakla ankaraya hareket edeceklerdir.
adana d. sporu karşısında 79. dakikaya kadar 2-0 mağlûp durumdaki sarı – kırmızılılar beraberliği güç kurtardı
g. saray’ın bir golü ofsayt addedildi
dün de sahada tel tel çözülmüş, dağınık bir galatasaray seyrettik.
bir gün evvelki mağlûbiyet, metin’in mahkûmiyeti, moralman sarı – kırmızılı takımı bu derece çökertebilir, bu derece yıpratabilirdi. yok, ne futbol, ne kollektif bir oyun, ne güzel bir hareke ve ne de galatasarayın maça asılma hızı ve azminden hiçbir şey yoktu…
büyük ümitler, kendisinden pek çok şey beklenen futbolcular silinmiş ve alelâdu birer eleman haline gelmişlerdi. ve böyle bir galatasarayın adana demirspor gibi millî lige ilk defa giren «mütevazi» bir rakip karşısında hiçbir «faikiyet» gösterememesi normaldi. faikiyet ne kelime, buna hattâ «mahkûmiyet» dense yeri idi. tam 79 dakika «vah vah, yazılı bu takıma.» demekten pek çok kimse kendini alamadı. galatasarayın şöhretli mâzisini hatırlayanlar tribünlerden yükselen menfi tezahüratı duyup üzülmemek için nerede ise kulaklarını tıkayacaklardı. evet, tam 79 dakika bu «varlıkta, yokluk» devam etti. sonra ne oldu?... sonra, galatasaray onbiri, birden şaklanacak ve prestijlerini kurtarabilmek için bütün varlarını, yoklarını ortaya koyacaklardı. işte hakiki hüviyetiyle tanınan galatasaray bu son dakikaların galatasarayı idi…
fırtına, metenin 25 metreden fileleri bulan bomba gibi şütüyle başlamıştı. 2-0 mağlûbiyetten 2-2 beraberliğe yükselmek! dile kolaydı bu. hattâ hakem son dakikada atılan bir golü ofsayd vererek iptâl etmemiş olsaydı, galatasaray sahadan galip bile ayrılacaktı. hakemin bu kararını her zaman münakasa etmek mümkündür.
fırtına başlıyor
fırtına tam 79. dakikada başladı. metenin ceza çizgisi dışından savurduğu bomba gibi şüt fileleri bulunca… kaybolan ümitler bir anda beliriverdi. bunu iki dakika sonra niyazinin yere yatarak attığı şahâne ikinci gol tâkip etti. artık demirspor müdafaaya çekilmiş ve hiç olmazsa beraberliği muhafaza etmek için çalışıyordu. ve 84. dakikada âni parlayan galatasaray hücumu, hâşimin eliyle tutacağı topa ayakla müdahale etmesi ve sağ beke çarpan topun filelere takılışı. hakem bu golü ahmet’i ofsayd pozisyonunda gördüğü için iptâl ediyordu. bundan sonraki gayretler bir netice vermeyecekti.
halbuki demirspor maça büyük bir azimle başlamıştı. rakibini bilhassa selâmi vasıtasiyle yaptığı kontrataklarda yıpratıyor, sarsıyordu. tribünlerden adana şivesiyle yükselen «selâmi hele bir füze yolla» sesleri ilk dakikalarda doğrusu pek de ciddiye alınmamıştı. selâmi hemşehrilerinin arzusunu yerine getirmekte gecikmeyecekti. ilk füze 14. dakikada patlayacak ve galatasaray ağlarına takılacaktı. büyük ahmed’in ters vuruşunu yakalayan selâmi 25 metre civarından topa allahına sığınarak patlattı. turgay uçtu, bloke etmek istedi, fakat top ellerine çarparak içeriye giriverdi.
bizce, şöhretli kalecinin en büyük hatâsı yumruklayacağı bir topu bloke etmeye kalkmasıydı. galatasaray müdafaası yine dağınık. takımda yapılan revizyon, ergun ve receb’e yer vermeyiş, sarı – kırmızılılara hemen hemen hiçbir şey kazandırmamıştı. bahri lüzumundan fazla faullü oynamakta ve selâmiye havadan ve yerden daima mahkûm olmakta. ahmet ise bir gün evveline nisbetle bozulmuş… adana demirspor ilk devreyi böylece hâkim bir oyunla 1-0 galip bitirdi.
ikinci füze
galatasaray’da maçın ikinci yarısında da bir gayret yok. bu donuk hal sarı – kırmızılı kale üzerinde yine karanlık bir bulutlar peydah edecek ve şimşekler çaktıracaktı. dk. 59: selâmi ikinci füzeyi gönderiyor. topu cengizin ahmetten söküşü. selâmiye verişi ve selâminin şutunun fileleri buluşu birkaç saniyelik zaman içerisinde oluyor. turgay bu defa haklı olarak seyirci kalıyordu gole… selâmiyi kaçıran bahri ise üzgün… bu gol galatasarayın gençlerbirliğinden sonra ankarada ikinci hezimete uğrayacağı intibaını veriyor herkese. bu kanaate iştirâk etmeyen yok gibi. fakat yukarıda da işâret ettiğimiz gibi 79. dakika… maçın dönüm noktası, maçın kaderinin değiştiğ dakika oluyor…
13 tutturan yok. 11 bilen 4 kişi 22.914, 10 doğru tahmin yapan 50 kişi de 1833 er lira ikramiye kazandılar
ankara, hususî
spor – toto kurulduğu günden bu yana en büyük ikramiyeyi bu hafta vermiştir.
spor toto oyununa gösterilen alâka ve maçların sürprizli geçmesi sebebiyle ilk defa olarak 12 tutturan bir sporsever 91,656 tl. ikramiye kazanmıştır.
beşiktaşın izmirde ve galatasarayın ankarada aşdıkları sürprizli neticeler sebebiyle geçtiğimiz haftanın totosunda 13 tutturana rastlanmamıştır. 12 maçı doğru bilen ise osman uğur adındaki sporseverdir.
bu arada spor toto idaresi de seksenbeş bin bileti üç defa değerlendirmek ve ikramiye kazananları en kısa zamanda tesbit etmek suretiyle kendi çapındaki bir rekor tesisine muvaffak olmuştur.
değerlendirme şubesi, 85.000 biletin son kontrolünü dün saat 16 da bitirmiştir.
spor totoda bu hafta ikramiye kazananların adedi ve kazandıkları ikramiye miktarı şöyledir:
1 – 11 maçın neticesini doğru olarak bilen 4 kişi 22.914 er lira, 2 – 10 maçın neticesini doğru olarak bilen 50 kişi de 1833 er lira ikramiye kazanmışlardır.
askerlik görevi sırasında izin tecavüzünde bulunduğu için 2,5 ay hapse mahkûm edilmiş olan milli futbolcu galatasaraylı metin oktay’ın, cumhuriyet bayramında ilânı beklenen umumî aftan faydalanarak serbest bırakılması muhtemeldir.
futbol federasyonu başkanı kur. albay muhterem özyurt da metinin bulgaristanla yapacağımız milli karşılaşma dolayısıyla affı için ne düşündüğünü soran basın mensuplarına şu cevabı vermiştir: «metinin milli kadrodaki yerini alması en büyük arzumuzdur. büyüklerimize bu yolda lâzım gelen her şey izah edilmiştir. bundan emin olabilirsiniz.»
(not: haber gazetede 12 ekim’de çıkmış. g.saray’ın bu tarihten önceki son maçı bu maç olduğu için bilgiyi buraya yazdım.)
11 kasım 1960 tarihli milliyette çıkan ve metin oktay’ın kendi dilinden hapishane günlerini/anılarını anlattığı «metin oktay anlatıyor – top peşinden toptaşına» adlı yazı dizisinin 6. bölümünden alıntıdır;
«bugün pazar… bugün takımımın altınordu ile maçı var.
«bugün sevinçliyim… nasıl olsa kazanırlar, diye düşünüyorum. izmirsporu geçtikten sonra, altınordu öylesine çetin bir engel gelmiyor bana… herhalde arkadaşlarım da böyle düşünüyorlar. işte radyo başındayım. çıktılar, başladılar ve goller de başladı. 3-1 durum, artık neticeden eminim.
«o ne o: ikinci golü attı altınordu… bayağı dayanıyor da… hoşuma gitmedi bu gol. pilli radyonun başında çok kalabalığız. işin tuhafı, radyo başındakilerden galatasarayı tutanlar endişeli de, fenerbahçe veya beşiktaş taraftarı olanlar «yok canım, diyorlar, kazandı galatasaray… beraberliği vermek şöyle dursun, şimdi dördüncü golü de atar…» ben de nedense telâşlanıyorum artık. bitse şu maç… fakati.. eyvah!.. korktuğum oldu: altınordunun üçüncü golü… şimdi de «bitmese maç, biraz daha uzasa» diyorum. kafat hayır, bitti… 3-3 bitti. bir gün önceki galibiyetin verdiği sevinç taptaze iken, kayboldu. öylesine üzgünüm ki… sanki bugün oynayamadığım için kendimi kabahatli görüyorum.
«şu cezaevinde her anımız bir vesile ile birbirimizi teselli ederek geçiyor. işte gene cemal’le halil teselliye başladılar. doğru… bir puan kaybetmemeliydik, ama gelecek haftalarda telâfi imkânı var.
«pazar sıkıntılı geçti hâsılı…
«bugün pazartesi… basta turgay olmak üzere arkadaşlarım ve idarecilerim ziyaretime geldiler. dertleşiyoruz:
– aman çocuklar, dikkatli oynayın, artık puan kaybetmeyelim. – merak etme metin!... dünkü beraberlik, bir talihsizlikti. bir daha böyle talihsizliğe uğramamak için çok çalışacağız.
kaptan turgay atılıyor:
– altınorduyu hafife almamızın günahını çektik. son dakikalarda iki kontratakla ıki gol attılar. belki benim de kabahbatim vardı gollerde ama kendimizi iki farklı duruma o kadar alıştırmıştık ki… beklemedik 3-3 ü…
– sen üzülme metinciğim, sen çıkıncaya kadar başka puan kaybetmemek için bütün gücümüzle oynayacağız.
«inanıyorum, bütün güçleriyıe oynadılar. fakat altı gün sonra ankaradan gelen bir haber, beni ilkinden daha fazla üzecekti. üzmek ne kelime… kederden bitmiştim. yenilmek ne kelime… üç gole tek sayı bile mukabele edememiştik. gençlerbirliği zorlu takımdı, bilirdim. fakat ne yalan söyliyeyim, 3-0 lık bir mağlûbiyeti asla beklemiyordum.
«pazar günkü gazeteleri okudum. takımımın hezimete uğradığını yazıyorlardı. 3-0 lık bir mağlûbiyeti ifade için de başkı tâbir bulunabilir miydi? gazetelerdeki maç yıldızlarına göz attım galatasarayın pek az elemanı (**) alabilmiş. demek takım çoğunluğuyla vazifesini yapamamıştı. takımda bir çöküntü başlamıstı. altınordu beraberliği tesadüfi olmadığını ortaya koymuş, ankara mağlûbiyeti, puan kayıplarımıza yenisini eklemisti. ertesi gün adana demirsoor karsısında alınan beraberlikten çok.bu beraberliğin alını sekline üzülecektim. gazetelerden selâmi’nin «iki füze» yolladığını okuyordum. ve füzelerin ikisi de ağlarımızı bulmuştu. acaba bu macta oynasaydım, füzelere mukabele edebilir miydim? belki de hayır… çünkü takımım bütünüyle sarsılmıştı.
«daha fazla dayanamadım ve koğuşun loş ışığında yazmağa başladım. eczacı cemal:
adana demirspor takımı, stadı yetersiz bulunduğundan ankara bölgesi takımı gibi bu sezonda kendi sahasında oynaması gereken tüm maçlarını ankara'da oynama şartıyla lige alındığı için bu maçını 19 mayıs stadı'nda oynamıştır.
adana demirspor: haşim palandöken, ihsan timur, hakkı ataeri, ali hikmet aydınoğlu, yaşar kartal, atilla elmas, selami tekkazancı, bekir hıncal, cengiz atahan, özden uçal, yaşar karahan
teknik direktör: ahmet arıboğan
galatasaray: turgay şeren, ahmet karlıklı, erol kaynak, bahri altıntabak, mustafa yürür, suat mamat, erdoğan çelebi, mete basmacı, samim uygun, ahmet berman, niyazi tamakan